Müziğe olan ilgi ve yeteceği anaokul öğretmeninin dikkatini çektikten sonra müziksiz bir saniyesi bile geçmeyen, 2005 Samsun doğumlu Pınar Özoral, 6 yaşında keman eğitimine başladı. 2017 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık Orta Okulu’na burslu olarak Cavid Cafer’in viyola sınıfına kabul edildi. Bilkent Çocuk Senfoni Orkestrası ve Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası’nın konserlerinde yer aldı. 2019 yılında Sheila Brown ve Lise Berthaud’un Bilkent Üniversitesi’ndeki ustalık sınıflarına katıldı. 2020 yılında Başkent Oda Orkestrası’nın çalışmalarında yer aldı. Yine aynı yılda Uluslararası İznik Viyola Kampı’nda Tatjana Masurenko ve Ali Başeğmezler ile çalışma fırsatı buldu. Mart 2021’de “Kings Peak International Competition” Uluslararası Müzik Yarışması D Kategorisinde ikincilik ödülü aldı.

Pınar Özoral, Nisan 2021’de Birinci Ulusal Viyola Günlerinde Profesör Beste Tıknaz Modiri’nin ustalık sınıfına katıldı. Temmuz 2021’de “Medici International Competition” uluslararası Müzik Yarışması’nda üçüncülük ödülü almaya hak kazandı. Yine Temmuz 2021’de “Golden Classical Music Awards” Uluslararası müzik yarışmasında birincilik ödülüne layık görüldü, Kasım 2021’de New York Carnegie Hall’daki Weill Recital Hall’da eserini çalmak ve ödülünü almak üzere davet edildi. “Carnegie Hall birçok önemli sanatçının konser verdiği bir salon. Bu salonda birincilik ödülümü alacak olmak ve bir eserimi çalma fırsatı bulmak beni çok mutlu etti. Bu uluslararası yarışmada bir Türk genci olarak birincilik ödülüne layık görülmek ve ülkemi Carnegie Hall’da temsil edecek olmak gurur verici” diyor Pınar.

Viyola eğitimini yurtdışında tamamlamayı hedefleyen bu başarılı müzisyenimizi tanımak ister misiniz? Kendisiyle yaptığım söyleşiyi sizinle de paylaşmak isterim:

Merhaba Pınar hanım. Altı yaşından beri keman eğitimi alan, ardından viyolaya geçen başarılı bir genç olarak sizi kutlamak istiyorum öncelikle. Müziğe ilginiz nasıl fark edildi çocukluğunuzda?

Müziğe olan yeteneğim ilk olarak, beş yaşındayken anaokulu müzik öğretmenimin dikkatini çekmiş. Derste bizlere ritim çalışması yaptırırken yaşıtlarıma göre daha fazla ritmi hafızamda tuttuğumu fark edince, bu konuda ailemle konuşmuş. Benim ilgimin uyanması ise altı yaşındayken gittiğim Samsun DOB Yılbaşı Konseri’nden adeta büyülenmem ile başladı. Konserden o kadar etkilenmiştim ki sonrasında  keman çalmak istediğimi anneme  söyledim. Ailem de bu isteğimi sevinçle karşıladı ve bana destek oldular.

Peki bu ilgi ve yeteneğin üzerine nasıl bir eğitim sürecinden geçtiniz?

Keman çalmaya altı yaşındayken Samsun’da Ceren Mirza Küçük ile başladım. Dersler başladığında öğretmenim absolut kulağım olduğunu fark etti ve konservatuar eğitimi almaya beni teşvik etti. Samsun’da konservatuar bulunmaması ve daha 6 yaşında olmam  nedeniyle normal okul eğitimime devam ettim. Daha sonra, bir yıl Samsun DOB Orkestra Şefi Mikhail Kirchoff’dan ders almam, benim için bir dönüm noktası oldu. Bu dersler sırasında müziğe olan sevgim ve çalışma azmim oldukça arttı. Hocamın yönlendirmesiyle sınava girdim ve 2017’de 7. sınıfta Bilkent MSSF Müzik Hazırlık Ortaokuluna burslu olarak Cavid Cafer’in viyola sınıfına kabul edildim.

Müzik eğitimi hayli masraflı bir süreç aynı zamanda. Bu süreçte nasıl burslardan yararlandınız?

Şu anda okulumun verdiği eğitim bursu dışında yararlandığım herhangi bir burs yok.

Katıldığınız orkestralardan da biraz söz eder misiniz? Orkestra deneyimi genç bir müzisyene neler katar?

Bilkent Çocuk Senfoni ve Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrasıyla konserlerimiz oldu ayrıca Başkent Oda Orkestrasının çalışmalarına katılmam bana tecrübe kazandırdı. Genç müzisyenler için orkestra deneyiminin tecrübe kazanmak açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum. Orkestrada çalmak, bir bütünün parçası olmak bana oldukça zevkli ve eğlenceli geliyor.

Türkiye’de viyola sıklıkla kemanla karıştırılan bir enstrüman. Bu konudaki bilgi yetersizliğini siz de fark ediyor musunuz? Bu açıdan ilginç olaylar geçti mi başınızdan? Ve enstrümanlara dair genel olarak bu bilgi yetersizliğinin önüne geçmek için neler yapılabilir sizce?

Evet, Türkiye’de viyola çok sık kemanla karıştırılıyor. Daha doğrusu müzikle uğraşanlar dışında pek bilinmiyor.  Sabah okula giderken asansörde karşılaştığım komşularımız bana hep ‘Keman mı çalıyorsun?’ diye soruyorlardı. Ben viyola dediğimde, enstrümanı tanımadıklarını fark edip açıklama yapıyordum. Bu bilgi yetersizliğinin önüne geçmek için okullarda enstrümanların tanıtıldığı dinletiler düzenlenebilir. Ayrıca televizyondan solo enstrüman konserleri daha sık yayınlanabilir.

Ayrıca birçok yarışmadan da değerli ödülleriniz var. Onlardan da söz eder misiniz biraz?

İlk olarak Mart 2021’de “Kings Peak International Competition” Uluslararası Müzik Yarışması D Kategorisinde ikincilik ödülü aldım .Temmuz 2021’de “Medici İnternational Competition” uluslararası Müzik Yarışması’nda üçüncülük ödülü almaya hak kazandım. Yine Temmuz 2021’de “Golden Classical Music Awards” Uluslar arası müzik yarışmasında birincilik ödülüne layık görüldüm ve Kasım 2021’ de New York Carnegie Hall, Weill Recital Hall’da bir eserimi çalmak ve ödülümü almak üzere davet edildim. Son olarak String Quartet olarak katıldığımız yine “King’s Peak” Uluslararası Müzik Yarışması’nda oda müziği kategorisinde ikincilik ödülü aldık.

New York Carnegie Hall’da çalmak konusunda neler hissediyorsunuz? Ve Kasım ayında gerçekleşecek olan bu zorlu performansınıza nasıl hazırlanıyorsunuz?

Bir çok ünlü müzisyenin konser verdiği Carnegie Hall’da çalmaya davet edilmek ve ülkemi temsil edecek olmak beni çok gururlandırıyor. Büyük heyecan hissediyorum ve aynı zamanda biraz da stresliyim.

Viyola alanında Türkiye’de ve dünyada kendinize kimleri örnek alırsınız?

En başta sevgili hocam; Cavid Cafer’i örnek alıyorum. Viyola eğitimimin yanında aynı zamanda geleceğim için de çok değerli bir yol gösterici. Tabea Zimmermann, Yuri Bashmet ve Nobuko İmai da etkinlendiğim viyola sanatçıları arasındadır.

Enstrüman yeteneğinizi geliştirmek açısından ustalık sınıflarının önemi nedir sizce? Siz hangilerine katıldınız?

Ustalık sınıfları aynı parçanın farklı yorumlarını görmek açısından önemli. Ayrıca değerli hocalarla tanışma ve çalışma imkanı sağladığı için motivasyon artırıcı bir aktivite. Şimdiye kadar 2019 yılında Sheila Brown ve Lise Berthaud’un Bilkent Üniversitesi’ndeki ustalık sınıflarına katıldım. 2020 yılında pandemi nedeniyle Online olan Uluslararası İznik Viyola Kampı’nda Tatjana Masurenko ve Ali Başeğmezler ile çalışma fırsatı buldum. Nisan 2021’de Birinci Ulusal Viyola Günlerinde Profesör Beste Tıknaz Modiri’nin ustalık sınıfına katıldım.

Viyola çalmanın zorlukları nedir peki Pınar hanım? Bu enstrümana yeni başlayacak olan çocuklara ve gençlere tavsiyeleriniz ne olur?

Viyoladan önce solfej eğitimi almamıştım. Kemandan viyolaya geçişte anahtar değiştirmek ilk başlarda beni zorlamıştı. Her gün düzenli çalışma ve disiplin gerektirdiği için yeni başlayacak olanların bunu göz önüne almasını tavsiye ederim.

Peki siz sağlığınızda nelere dikkat edersiniz performansınızı korumak için?

Bir müzisyen için düzenli bir yaşantının ve uykunun oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Fırsat buldukça yüzüyorum. Viyola çalışmama oldukça pozitif etkisi olduğuna inanıyorum.

Yurtdışında okuma planlarınız var mı Pınar hanım? Viyola alanında dünyada hangi ülkelerin eğitim sistemleri ön plana çıkıyor?

Evet, üniversiteyi yurtdışında okumak istiyorum. Almanya ve ABD viyola eğitimi konusunda aklıma ilk gelenlerden.

Viyola dışında başka bir enstrüman da çalıyor musunuz?

Evet, okulda 10.sınıfa kadar yardımcı piyano dersi aldığım için belli bir düzeyde piyano da çalıyorum.

Peki viyolanın yanına oda müziğinde en çok yakıştırdığınız iki enstrüman hangisi?

Aslında her enstrüman viyolayla birlikte ayrı bir renk ortaya çıkartıyor. En çok da keman-viyola birlikteliğini beğeniyorum.

Son olarak, yakın döneme dair hayalleriniz ve hedeflerinizi öğrenmek isterim.

Öncelikle kendimi geliştirmek, pandemi sürecinden dolayı yaşadığım aksaklıklarımı kapatmak, çeşitli orkestralarda yer almak ve üniversite eğitimimi yurt dışında almak istiyorum.

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler.