**Fotoğraflar: Sezen Kansu

Elif Naz Ertuğrul 9 yaşında küçük ve başarılı bir piyanist adayı. Piyano çalışmalarına 6 yaşında Simla Özbudak ile başladı. 1 sene sonrasında ABSRM Grade 1, Grade 3 ve Grade 4 sınavlarını teşekkür derecesi ile verdi ve aynı sene Pera Piyano Festivali’ne katıldı.

8 yaşında İspanya’da online olarak düzenlenen  Stars of Tenerife’ye katılarak Başarı Sertifikası almaya hak kazandı.

2022 yılı Haziran ayında düzenlenen IV.IPC Uluslararası Piyano Yarışması’nda kendi yaş kategorisinde 3.lük ödülü almaya hak kazanmış, ardından Temmuz ayında düzenlenen Amsterdam Toronto Piyano (Canadian-Ukranian Children’s and Youth Festival Creativity Piano Competition) yarışmasında 7-10 yaş kategorisinde 3.lük ödülü aldı. Bu yarışma, Elif Naz’ın Ukraynalı yaşıtlarıyla müzik ortamında bir araya gelmesi için çok güzel bir fırsat oldu.

Elif Naz’ın en büyük hayali ülkesini başarıyla temsil eden bir piyanist olmak, Avrupa ve Rusya’da eğitim alarak bu yeteneğini geliştirmek ve perçinlemek… Bunun için de röportajda okuyacağınız üzere çok yoğun ve keyifli bir çalışma temposu sürdürüyor.  

Halen eğitimini Bilfen Çamlıca İlkokulu’nda devam eden Elif Naz, kısa süre önce Zeynep Yamantürk ile çalışmaya başladı.

Kendisi hem Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yarı Zamanlı Piyano Bölümü’ne hem de uluslararası piyano yarışmalarına hazırlanıyor. Piyano çalışmaları ise İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Ana Sanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Eser Bilgeman ile devam ediyor.

Kısa süre önce de çok güzel bir başarı elde etti Elif Naz… İBB’nin Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirdiği Bestecilik Akademisi’ne girebilme hakkını elde etti ve bunun için de Bach Envansiyon’un yanında kendi bestesi olan “The World of Cat”i seslendirdi. Bundan önce de üç bestesi vardı ve en büyük ilhamını hayvan sevgisinden alıyor.

Size kendisini tanıtmak için sabırsızlanıyorum. Röportajı okurken arka fonda Elif Naz’ın Bach çalışını da dinlemenizi tavsiye ederim.

Sevgili Elif Naz, merhaba. Küçük yaşına rağmen son dönemde oldukça güzel başarılara imza attın. Öncelikle seni kutlarım. Kendini okurlara kısaca tanıtır mısın? 

Merhaba, teşekkür ederim. Ben Elif Naz Ertuğrul, 9 yaşındayım. Bilfen Çamlıca İlköğretim Okulu’nda 4. sınıf öğrencisiyim. Piyano çalışmalarıma 6 yaşında Simla Özbudak ile başladım. Bir sene sonra ABSRM (The Associated Board of Royal School of Music) Grade-1, Grade-3 ve Grade-4’ü takdir derecesi ile almaya hak kazandım. Aynı sene içerisinde Pera Piyano Festivali’ne katıldım. Sekiz yaşında İspanya’da online olarak düzenlenen Stars of Tenerife’ye katılarak Başarı Sertifikası almaya hak kazandım. 2022 yılı haziran ayında düzenlenen IV. IPC Uluslararası Piyano Yarışması’nda kendi yaş kategorimde üçüncülük ödülü almaya hak kazandım. Ardından aynı yılın temmuz ayında düzenlenen Amsterdam-Toronto Piyano (Canadian-Ukranian Children’s and Youth Festival Creativity Piano Competition) yarışmasında 7-10 yaş kategorisinde üçüncülük ödülü aldım.

21 Eylül’de İBB Kültür Daire Başkanlığı himayesinde, Cemal Reşit Rey Konser Salonu bünyesinde Türkiye’nin önde gelen klasik müzik bestecilerinin eşlik ettiği Bestecilik Akademisi’nde eğitim görmeye yüzlerce kişi arasından seçilerek hak kazandım.

Piyano çalışmalarım İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Ana Sanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Eser Bilgeman ile devam ediyor.

21 Eylül’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda İBB tarafından düzenlenen 8-18 yaş grubu çocuk ve gençlerden oluşan bestecilik akademisi seçmelerini piyanoda seslendirdiğin Bach Envansiyon eseriyle kazandın ve 3 aylık eğitim görme hakkı elde ettin. Bu eğitimin nasıl geçiyor? Sana neler kazandırıyor?

Bestecilik Akademisi’ne girebilmek için sizin de belirttiğiniz Bach Envansiyon’un yanında kendi bestem olan “The World of Cat”i seslendirdim.

Bestecilik Akademisi kapsamında Türkiye’nin önde gelen klasik müzik bestecileri Armağan Durdağ, Hasan Uçarsu, Turgay Erdener eşliğinde, haftada bir gün birebir ve toplu derslerde eğitim görüyorum. Birebir olarak Armağan Hoca ile çalışıyorum. Kendi seçtiğim Aziz Nesin’e ait “Çocuklarıma“ adlı şiire beste yapıyoruz. Daha önceden de bestelerim vardı, fakat profesyonel düzeyde değildi. Şimdi bestecilik eğitimi görerek ve duayen isimlerle çalışarak profesyonel şekilde beste yapmayı öğreniyorum. Bu benim için büyük bir fırsat. Dünyada hiçbir ülkede bu kadar erken yaşta bestecilik eğitimi verilmediği için, böylesine değerli bir akademide eğitim görmeye hak kazandığımdan dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum. Beste yapmanın incelikleri, besteciliğe giriş, Türkiye ve dünyadaki besteciler ile ilgili daha şimdiden birçok kazanımım oldu. Buradan değerli hocalarıma tekrar teşekkür ederim.

Bu üç ay sonunda 25 Aralık’ta seçilen 16 besteci arkadaşın ile kendi besten CRR Konser Salonu’nda gerçekleştirecek konserde seslendirilecek. Bu besteden bize de söz eder misin? 

Ben ve Bestecilik Akademisi’nde eğitim görmeye hak kazanan diğer arkadaşlarım birebir hocalarımızla yaptığımız çalışmalarımız sonucunda sevdiğimiz şiiri seçtik. Bu seçilen şiirlere özel yazacağımız “şarkı” insan sesi piyano için olacak. Ben Aziz Nesin’den “Çocuklarıma“adlı şiir için beste yapıyorum. Eserim bitirme aşamasında. Nüans ve süslemelerini eklemesi kaldı. 25 Aralık’ta tüm eserler tamamlandıktan ve provalar yapıldıktan sonra, bestecilerin besteledikleri müziklerin prömiyerleri, CRR Bestecilik Akademisi Konseri adı ile Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda profesyonel müzisyenlerce gerçekleştirecek ve konser kayıt altına alınacak.

Daha önce çok beste yaptın mı? Konularını nelerden seçtin? 

Daha önce de 3 bestem var, boş vakit buldukça yeni bir şeyler yaratmayı ve onu da piyanoda çalmayı çok seviyorum. Konularımı genelde hayvan sevgisinden ve kedilere duyduğum derin aşktan seçiyorum. Kedim Yumak için de birkaç bestem var.

Chopin Valse in AMinor B150: https://www.youtube.com/watch?v=X7hiQFC2WPI

Nasıl bir çalışma temposu izliyorsun?

Hafta içi her gün okuldan eve saat 17:00 civarı geliyorum, eve geldiğimde yaptığım ilk iş piyanomun başına oturmak oluyor. Piyano çaldığım anlar benim rahatladığım ve kendimi mutlu hissettiğim anlar. Bu yüzden ilk olarak mutlaka piyano çalışmakla başlarım. İlk önce parmaklarımı ısındırır, teknikleri çalışır, ardından parçalarımı çalışırım. Günlük ders tempoma göre 2-3 saat çalışabiliyorum. Hafta sonu bu tempom daha da artıyor.

1 Aralık’ta Macaristan’da gerçekleşecek DanubiaTalents yarışmasına katılacaktın bildiğim kadarıyla. Heyecanlı mısın? Hangi eseri çalacaksın? 

Bir yandan akademik olarak yoğun bir okulu bir yandan piyano çalışmalarımı, bir yandan da Bestecilik Akademisi’ni bir arada götürdüğüm için yoğun bir tempo içerisindeyim. Bu tempo içerisinde yarışmalara da hazırlanıyorum. Ancak yarışmalara katılmak için mutlaka tam anlamıyla hazır olmam ve repertuarımın eksiksiz olması gerekiyor.

Eğer bunları 1 Aralık tarihine kadar yetiştirebilirsem Danubia yarışmasına katılacağım, aksi takdirde yıl içerisinde düzenlenecek diğer uluslararası yarışmalara katılacağım. Yarışmalara büyük bir özveri, çaba ve motivasyonla hazırlanıyorum. Heyecanlansam da sahneye çıktığımda kendimi evimde gibi hissediyorum. Benim en mutlu olduğum an, sahnede eseri çaldığım an. Bu benim için en büyük motivasyon.

Yarışmalara katılım, senin kişisel eğitim ve tecrübelerinde nasıl bir yere sahip? 

Açıkçası yarışma esnasında sahneye çıkana kadar heyecanlı oluyorum, ancak sahneye çıktığımda heyecan yerini büyük bir mutluluğa ve sevince bırakıyor. O an çaldığım eserin sevincini içimde hissediyorum. Yarışmaları illa ki kazanılması gereken bir hedef olarak değil, “buraya kadar geldim, performansımı ve kondisyonumu bir üst seviyeye taşıdım“ diye düşündüğüm platformlar olarak görüyorum. Diğer yarışan çocuklarla da bir arada olmak, tanışmak ve konuşmak çok hoşuma gidiyor. Yarışmalara kendi çıtamı yükseltmek için giriyorum.

Başarı ne demek sence? 

Bana göre başarı, sevdiğimiz ve yeteneğimiz olduğuna inandığımız konuda istikrarlı, düzenli, doğru ve verimli şekilde çalışarak ilerleme ve gelişme kaydetmek, “elimden gelenin en iyisini yaptım” diyebilmektir. Başarı, mutlu olmaktır bence. Başarı, bizi mutlu edecek hedefe gitmek için disiplinli bir çalışma rutini oluşturmak ve pes etmeden çalışmaktır. Sonuç her ne olursa olsun başardığını hissedebilmektir.

Neden piyano? Aranızdaki bağı nasıl tarif edersin? 

Piyano benim ifade biçimim, bana göre kendimi gerçekleştirdiğim, yanımdakileri duymadığım, sadece kendimin ve piyanomun olduğunu düşündüğüm ve tüm zamanımı hiç düşünmeden keyifle verebileceğim bir çalgı olduğu için piyano. Aynı zamanda, piyano çalarken duygularımı ve düşüncelerimi notalara döküyorum. Piyanonun sahip olduğu geniş nota yelpazesi insanların içerisindeki duygu çeşitliliğini ve zenginliğini ifade edebilecek kadar geniş bir yelpaze.

Piyano repertuvarında senin için en özel besteci ve en özel beste hangisi? Ve sebebini de açıklar mısın? 

Barok dönem bestecisi J.S.Bach en sevdiğim bestecilerden; ayrıca Romantik dönem bestecilerinden Frédéric Chopin’i de severim.

Repertuvarımda bulunan, Bach’ın Prelude’leri ayrıca Envansiyonları ve aslında diğer tüm eserleri çok öğretici. Bu anlamda Bach’ın müziğin babası olduğunu düşünüyorum.

Peki yurt dışındaki çağdaş konser piyanistleri arasında favorilerin hangileri ve neden? 

Yurt dışındaki çağdaş konser piyanistleri arasındaki favorilerim Valentina Lisitsa, Leif Ove Andsnes ve Ingolf Wunder. Valentina Listsa ve Leif Ove Andsnes özellikle Beethoven’ın Moonlight Sonata’sının üçüncü bölüm performansları ile beni çok etkiledi. Ingolf Wunder ise İdil Biret’in öğrencisi, kendisinin canlı performansını Süreyya Operası’nda izledim.

Geleceğe dair hedeflerin nedir Elif Naz? Yurt dışında eğitim almak istiyor musun? 

Gelecekte ülkemi başarıyla temsil eden, bir piyanist olmak istiyorum. Bunun için yurt dışında, Avrupa ya da Rusya gibi ülkelerde eğitim almak istiyorum. Bunun için de çok çalışmaya hazırım.

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler. Başarılarının artarak devam etmesini diliyorum.

Değerli vaktinizi bana ayırdığınız için ben teşekkür ederim.