Başarılı genç klarnetçilerden Ömer Berk Taraklı: “Başarı, insanın kendisine bir dünya kurabilmesi, kendisini doyuracak bir alanda merak ve heyecanını köreltmeden ilerleyebilmesidir”

1995 yılında Ankara’da doğan Ömer Berk Taraklı, profesyonel müzik eğitimine 2007 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık İlköğretim OkulundaVladimir Zverew’in sınıfına kabul edilerek klarnet ana sanat dalında başladı. Ardından Bilkent Müzik Hazırlık Lisesinde çalışmalarına Selen Özyıldırım ile devam etti.

Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası ve Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası bünyesinde birçok konserde yer alan genç klarnetçi, Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası, Türk-Yunan Gençlik Orkestrası gibi orkestra projelerinde bulundu. 2014-2015 yıllarında Nice Sophia Antipolis Üniversitesi Müzik Bölümü sınavını başarı ile vererek Prof.Michel Lethiec ile çalışmalarına devam etti. 2016-2017 yılında üç yıllık lisans eğitimini başarı ile tamamladı.

Ardından 2017 yılında gerçekleşmiş olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın kabul sınavı sonucu klarinet grup şefi olarak çalışmalarına başladı. Aynı yıl gerçekleşmiş olan Tekfen Filarmoni Orkestrası kabul sınavlarında da başarılı oldu. 2018 yılında Master eğitimini Eczacıbaşı Vakfı desteği ile Sibelius Akademi’de Harri Mäki ve Christoffer Sundquist’in sınıfında performans ve pedagoji çift dallarında sürdürdü ve 2021 yılında mezun oldu. Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası, Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile çeşitli solo konserlere imza attı.

Taraklı’ya bu değerli yurtdışı deneyimi birçok önemli mesleki beceriyi kazandırmasına ek olarak şöyle bir tespitte bulunmasında da vesile olmuş: “Avrupa ve Türkiye’yi ayıran noktalardan biri çocukların klarnet gibi enstrümanlara erişimi. Finlandiya ve Fransa’da gördüğüm kadarıyla konservatuarların büyük bir çoğunluğu halka hizmet vermekte. Sadece hobi olarak enstrüman çalmak isteyen insanların cüzi ödemeler ile bu imkanlara ulaşabilmesi ve birebir özenli dersler alabiliyor olması müzik eğitimi kalitesini ve ulaşılabilirliğini ciddi şekilde artıyor. Ülkemizde kurumlar maalesef  özerk olamıyor ve kendi müfredatlarını oluşturamıyorlar” diyor genç klarnetçi.

François Benda, Philippe Berrod, Michel Arrignon gibi müzisyenlerin ustalık sınıflarına katılan Taraklı; Prague Klarinet Festivali, Slokar Akademi, Pablo Casals ve Mendelsshon Akademi gibi birçok festivalde aktif olarak yer aldı. 2021 yılında  besteci Tuomas Tuarrigo’nun oda müziği grubuna ithafen bestelemiş olduğu klarinet, viyolonsel ve piano  triosunu çeşitli konserlerde icra etti.

Ona göre; Türkiye bir klasik müzik eseri olsaydı Saint Saens-Hayvanlar Karnavalı olurdu. “Adeta bir sirkteymişiz gibi hissettiğimiz yıllardan geçiyoruz ve hep bir karmaşanın içindeyiz” diyor bunun sebebini açıklarken de tüm nüktesiyle.

Kendisini son olarak meslektaşı Selin Gürol ile Bilkent Konser Salonu’nda 11 Aralık akşamı gösterdiği muhteşem klarnet performansıyla bir kez daha dinleme ve bu zor zamanlara rağmen müziğiyle, başarılarıyla, mesleğine tutkusuyla ayakta kalan gençlerle gururlanma fırsatı bulduk. Hep dediğim gibi, “iyi ki varlar”…

Kendisiyle bu vesileyle çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdim.

Merhaba Ömer bey. 12 yaşında klarnete yönelene dek müzikle nasıl bir etkileşim halindeydiniz? Müziğe yeteneğiniz nasıl fark edilmişti?

Merhaba, müzikle ilk tanışmam piyano dersleriyle başlamıştı ama benim için piyano çalmak sadece bir hobiydi. Kendimi bir piyanist olarak hiçbir zaman görmedim. Ablam, Bilkent tiyatro bölümündeydi ve onu sahnede görmek, Bilkent Senfoni Orkestrası’nın konserlerini dinlemek, fakültedeki atmosferi tecrübe etmek beni müzik fakültesine çekti. Ardından ortaokul yıllarımda Bilkent Müzik Lisesi’nin sınavlarına girdim ve jüri beni klarnete uygun buldu.

Peki erken yaşta yer aldığınız Türkiye’nin önemli senfoni orkestraları sizin müzik bilginiz ve sahne tecrübeleriniz açısından nasıl kazanımlar sağladı?

Orkestrada yer almak ve diğer müzisyenlerle birlikte çalışmak bana işimin ne kadar sosyal ve dinamik bir yapıya sahip olduğunu gösterdi. Gençliğim boyunca yer almış olduğum orkestralar ve konserler sayesinde işimi ne kadar sevdiğimi fark ettim. Orkestrada olmak ve hep birlikte güzel konserlere imza atmak beni hep heyecanlandırdı.

19 yaşında sınavını kazanarak gittiğiniz Nice Sophia Antipolis Üniversitesi müzik bölümüyle birlikte yurtdışı tecrübeniz de başladı. Peki bir müzisyenin imkanları dahilinde yurtdışı deneyimi edinmesi onda nasıl katkılar doğurur?

Şüphesiz yurtdışında ki eğitimim müzikal ve akademik çalışmalarımda beni ciddi anlamda geliştirdi ama yurtdışı eğitimin bence en büyük katkısı insanın kendisini sıfırdan, yepyeni bir kültürün içinde bulması ve bu yeni ortamda kendisine bir yer açabilmesidir. Konfor alanının dışına çıkarak en baştan başlamak, yeni arkadaşlar edinmek, yeni bir çevrede kendini kabul ettirmek hem zor hem de herkesin tecrübe etmek isteyeceği bir durum diye düşünüyorum.

Fransa’da klarnet eğitiminin karakteristikleri neler? Klarnet eğitiminde Avrupa’da öne çıkan ülkeler hangileri?

Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de aslında hepimizin çalmakta olduğu klarnet stili Fransız ekolünden gelir. Almanya ve Avusturya haricinde neredeyse bütün dünyada kullanılan bu klarneti en iyi öğrenebileceğim yerin Fransa olduğunu düşündüm. Fransa’da ki eğitimim boyunca Michel Lethiec ile çalıştım ve onun rehberliğinde Fransız Repertuarı konusunda kendimi geliştirdim. Çoğu esere bakış açım kendisiyle konuştuktan sonra değişti. Eserlerin hikayelerini, bestecilerin karakteristik özelliklerini ve buna benzer şeyleri konuşarak eserleri içselleştirmenin, kapsamlı ve müzikal bir icra için ne kadar önemli olduğunu anladım.

Eğitiminiz sürecinde nasıl burslardan yararlandınız ve bu burslar, geçim derdi yerine sırf eğitiminize odaklanmanızda ne oranda yardımcı oldu?

Lisans yıllarım boyunca maalesef hiçbir burs almadım fakat kendi imkanlarımla çalışarak ek gelir kaynaklarına ulaştım. Nice’de yaşadığım yıllarda bir nefesli orkestrasında çalıştım. Yüksek Lisans çalışmalarımı Eczacıbaşı Vakfı’nın desteği ile sürdürdüm. O dönemlerde kur farkı bugün ki gibi değildi ve bir şekilde eğitimimi sürdürdüm.

Klarnetin yanına en çok yakıştırdığınız eşlikçi enstrümanlar hangileri?

Benim klarnetin yanına en çok yakıştırdığım enstrüman viyolonsel oldu. Ne zaman birlikte çalsam hep tınıların karışmasından zevk almışımdır.

Peki Türkiye bir klarnet konçertosu olsa hangisi olurdu ve neden?

Türkiye’yi benzettiğim bir konçerto yok ama bir eser olacak olsaydı Saint Saens- Hayvanlar Karnavalı derdim. Adeta bir sirkteymişiz gibi hissettiğimiz yıllardan geçiyoruz ve hep bir karmaşanın içindeyiz.

Bir yandan pedagoji eğitimi aldınız. Türkiye’de çocukların klarnetle tanışma süreçlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilinçli bir eğitim veriliyor mu? Avrupa’daki örnekler ne yönde?

Avrupa ve Türkiye’yi ayıran noktalardan biri çocukların klarnet gibi enstrümanlara erişimi. Finlandiya ve Fransa’da gördüğüm kadarıyla konservatuarların büyük bir çoğunluğu halka hizmet vermekte. Sadece hobi olarak enstrüman çalmak isteyen insanların cüzi ödemeler ile bu imkanlara ulaşabilmesi ve birebir özenli dersler alabiliyor olması müzik eğitimi kalitesini ve ulaşılabilirliğini ciddi şekilde artıyor. Ülkemizde kurumlar maalesef  özerk olamıyor ve kendi müfredatlarını oluşturamıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğrenim Kurumu gibi kuruluşların almış olduğu genel kararlar, müfredat yapısı yüzeysel ve yetersiz kalıyor. Bu sebeple çoğu eğitim kurum kendini geliştirmekten ziyade denetçi mekanizmalarla boğuşuyor diye düşünüyorum.

Peki bir klarnet sanatçısı sağlığında nelere dikkat etmeli, nelerden kaçınmalı?

Şüphesiz sigaradan uzak durmalı; maalesef ben duramıyorum ama yakın dönem hedeflerim arasında sigarayı bırakmak var. Stres yönetimi ve fiziksel kondisyon bir nefesli sanatçısı için olmazsa olmaz diye düşünüyorum. Beni en çok rahatlatan şey yüzmek ve bisiklete binmek oldu ve bütün klarnetçilere önerebilirim.

Klarnetiniz kendinize mi ait? Temizliğini nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Evet klarnetlerim bana ait. Klarnetlerimi koruyucu bir kılıfta tutarak hava değişiminden korumaya çalışıyorum. Ayrıca her kullanımdan sonra özel beziyle temizliyorum. Aşırı soğuk ve sıcak havalardan korumaya özen gösteriyorum.

Kendinize örnek aldığınız, ilham kaynağınız olan klarnet virtüözleri kimler?

Aslında birçok klarnetçiyi çok beğeniyorum mesela Martin Fröst, Philippe Berrod ama özellikle son dönemde Nicholas Baldeyrou en çok dinlediğim ve bana ilham kaynağı olmuş klarnetçilerin başında geliyor.

Başarı sizce nedir Ömer bey? Bir müzisyenin üstün yetenekli olması, onu başarıya götüren temel dinamik midir? Yoksa başka etkenler de devreye girer mi?

Bence başarı bir insanın kendisine bir dünya kurabilmesidir. Yani kendisini meşgul edecek, kendi kendini doyuracak bir alanda merak ve heyecanını köreltmeden ilerleyebilmesidir. Her insanın en az bir konuda yetenekli olduğuna inanıyorum ama azim istikrar ve farkındalığın da bir o kadar etkili olduğunu düşünüyorum.

Yakın döneme dair projeleriniz ve hayallerinizi öğrenmek isterim son olarak.

Yakın dönemde biraz kendimi dinlemek istiyorum. Oda müziği çalışmalarıma devam etmek ve ilgimi çeken diğer müzisyenlerle yeni kayıtlara imza atmak istiyorum. Aynı zamanda pedagoji alanında kendimi geliştirip daha genç müzisyenlere destek olmak hedeflerim arasında.

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler.

Ben teşekkür ederim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s