Genç arpist Cansu Çine: “Arp beni yağmur sonrası toprak kokusu gibi evinde hissettiriyor, iyi geliyor”

Fotoğraf: Haydar Doğramacı

2003-2004 eğitim-öğretim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı kursiyerlik giriş sınavlarını kazanarak İzmir Devlet Opera ve Balesi Arp Grup Şefi Sibel EFENDİEV ile ilk arp çalışmalarına başlayan Cansu Çine, Isabelle MORETTI, Jana BOUSKOVA, Gabriela BOSIO, Şirin PANCAROĞLU, Gesine DREYER, Godelieve SCHRAMA, Çağatay AKYOL, Kristen ECKE ve Edmar CASTANEDA gibi ünlü arpistler ile çalıştı. 2010 yılında Rengim GÖKMEN yönetimindeki Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın açtığı seçmeleri kazanarak yurtiçi bir çok kampa küçük yaşta  katılma şansı yakaladı.

2011 Ekim ayında Heiner BUHLMANN ve 2013 Kasım ayında Martin LENTZ şefliğindeki International Youth Sinfonieorchester Bremen’de arp grup şefi  olarak yer aldı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Çukurova Senfoni Orkestrası, Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, İzmir Devlet Opera ve Balesi, Eskişehir Büyükşehir Belediye Senfoni Orkestrası, Olten Filarmoni Orkestrası ve Bilkent Senfoni Orkestrası, EL Ele Müzik Senfoni Orkestrası gibi profesyonel orkestralara misafir sanatçı olarak davet edilmekte olan Cansu Çine, Naci ÖZGÜÇ yönetimindeki Türk-Alman-Fransız Gençlik Orkestrası seçmelerini kazanarak bu orkestranın Arp Grup Şefliğini üstlendi. 2014 yılında Arp Sanatı Derneği’nin açtığı “Ceren Necipoğlu HarpMasters Academy Bursu” seçmelerini kazanarak İsviçre’deki HarpMasters Academy burslu katılan iki arpistten biri oldu.. Bu akademi  kapsamında Fabrice PIERRE, Petra Van Der HEIDE, Park STICKNEY, Irina ZINGG, Mara GALASSI ve Milda AGAZARIAN ile çalıştı. “HarpMasters Festspiele” festivali kapsamındaki gala konserinde yer aldı.

Ünlü arp teknisyeni Anthony LEFEVRE ile arp tamiri ve regülasyon teknikleri üzerine çalıştı. Cansu Çine, 2016 yılında mezun olduğu Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda  Öğretim Görevlisi olarak akademik kariyerine devam ederken solo, oda müziği ve orkestra konserlerine de devam ediyor.  

Aynı anda hem öğretim görevlisi, hem arpist şapkalarıyla Cansu hanımdan, “yol arkadaşım” diye adlandırdığı arpıyla olan ilişkisini, başarılarını, genç arpistlere önerilerini, gelecek planlarını konuştuk. Cansu Çine ayrıca sosyal medya kullanıcılarını arp eğitimi ve müziği ile buluşturup, farklı içerikler üreteceği bir yolculuğa çıkıyor. Bu da enstrümanın ve arp repertuarının tanınmasında çok etkili bir yöntem olacak.

Keyifli söyleşimizi sizlerle paylaşmak istedik:

Merhaba Cansu hanım. Arp alanında son dönemde ismi çok güçlü duyulan sanatçılardan birisiniz, öncelikle tebrik ederim. Arp ile olan maceranız nasıl başladı? Çocuklukta müziğe ve bu enstrümana nasıl yöneldiniz?

Bir çok arpistin aksine, çok tesadüfi olmadı arpla tanışmam. Ablam Senem Çine (Antalya Devlet Opera ve Balesi Arp Sanatçısı) konservatuvarda okuduğu için müzik kulağımı ilk keşfeden kişi. Onun da arpist olması beni yüreklendirdi. Başka bir enstrüman söz konusu dahi olmadı, hedefe yönelik ilerledim.

Peki konservatuarda arpla ilk tanıştığınızda neler hissetmiştiniz, anımsıyor musunuz?

Konservatuvarda arpla tanışmam da biraz erken, 3 yaşında olmuş. Ablamın çalışma maratonuna minik bir sürpriz yapmışım. Anlatılana göre büyülenmişim ve sonrasında da ben de arp çalacağım dememle, 7 yaşından itibaren çocuk korolarıyla başlayan konservatuvar hazırlık sürecine girdim.

Türkiye’den ve dünyadan çok değerli arp sanatçılarıyla çalıştınız. Şu anda klasik Batı müziğinde arp alanındaki eğitimiyle öncü olan ülkeler sizce hangileri?

Aslında bunun birebir derslere göre değişeceğini düşünüyorum. Çünkü hocanızla enerjinizin tutması da çok önemli bir unsur.  Ancak Almanya bir çok farklı ekoldeki hocalara ev sahipliği yaptığı için ve iş olanakları sebebiyle arp eğitiminde önemli yeri olan bir ülke.

Birçok başarılı müzisyenin hayatında Rengim Gökmen yönetimindeki Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’na katılım çok önemli bir kırılma noktası yaratmış. Size bu orkestra deneyimi nasıl bir perspektif kazandırdı Cansu hanım?

Öncelikle küçük yaşlarda, önemli eğitmenler tarafından seçilerek bir araya geliyorsunuz. Yani aslında bir orkestra sınavı demosu görmüş oluyorsunuz.

Çok çeşitli orkestra repertuarlarini profesyonel orkestralar gibi kısa sürede hazırlıyorsunuz. Ve en önemlisi tüm ülkeden meslektaşlarınızı tanıma ve birlikte müzik yapma fırsatı buluyorsunuz. Bu yüzden bizler için yeri çok ayrı.

Fotoğraf: Haydar Doğramacı

Ardından Bremen’de Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası’nda arp grup şefliği gibi önemli bir pozisyona yükseldiniz. Bu deneyiminizden de söz eder misiniz biraz? Sanırım burada edindiğiniz değerli tecrübe daha sonraki yıllarda Türk-Alman-Fransız Gençlik Orkestrası’nın da aynı görevini başarıyla üstlenmenizi sağladı.

Kendim için girişken birisiyim diyebilirim. Bu da öğrencilik dönemim itibariyle her zaman artılar getirdi bana. Türkiye’den arpist kabul etmeyen bir orkestraydı Bremen.

O yıl ki konservatuvar müdürümüz Kerim Gurerk’in destekleri ile 17 ülkeden 150 gencin katıldığı büyük bir organizasyonda, seçmelerdeki performansım sayesinde 5 arpistten oluşan grubumuza grup şefliği yapma ve çok güzel dostluklar kurma fırsatını yakaladım. O seneden sonra tekrar çağırdılar 🙂 Bazen şartları zorlamak iyi olabiliyor.

Arp sesi genelde su sesiyle özdeşleştirilir. Sizde uyandırdığı sesler ve duygular neler Cansu hanım?

Arp benim yol arkadaşım. Kendimi bildiğimden beri birlikteyiz. Yağmur sonrası toprak kokusu gibi evinde hissettiriyor, iyi geliyor. Belki de bu yüzden de bir çok insanın zayıf noktasıdır arp. Edebiyatı öylesine bir okyanus ki , size tüm detaylarınıza iyi gelebilecek hikayeleri verebiliyor.

Yurtdışında eğitim ve çalışma sürecinde herhangi bir burstan, kurumsal destekten yararlandınız mı peki?

Gittiğim tüm orkestra ve eğitim kamplarında sponsor aileler tarafından ağırlanma fırsatını yakaladım. Buna ek olarak Arp Sanatı Derneği’nin projelerinden “Ceren Necip Oğlu Harp Masters Academy Bursu”  seçmelerini kazanarak İsviçre’deki bu önemli kampa tam burslu katılma hakkı kazandım

İsviçre’deki HarpMasters Academy’deki eğitiminizden biraz söz eder misiniz? Size nasıl bir vizyon kazandırdı ve arp çalış teknikleri açısından neler öğrendiniz, kendinizi hangi alanlarda geliştirdiniz bu esnada?

Bu eğitim programı kapsamında; Fabrice PIERRE ile Fransız müziği , Petra Van Der HEIDE ile orkestra partileri, Park STICKNEY ile jazz, Mara GALASSI ile barok müzik, Irina ZINGG ve Milda AGAZARIAN ile arp çalma teknikleri üzerine çalıştım. Bir arp öğrencisi için olabilecek en güzel eğitim programı. Alanında çok profesyonel olan hocalarla birebir ders yapma, sohbet etme ve bir çok özel anı biriktirme şansını yakaladım.

Bu iki haftalık eğitim programı sürecinde çalıcılığım ve müzikal düşüncelerime çok ciddi birikimler kattım. Bedenimi, duygularımı ve parmaklarımı tellerin üstünde nasıl bilinçli bir özgürlüğe kavuşturacağımı bana en keyifli örneklerle aktardılar.

Bir yandan da arp tamiri konusunda eğitim aldınız. Bu alana neden yöneldiniz? Örneğin arpınızla ilgili başınıza talihsiz bir olay geldi mi?

Türkiye arp üretimi konusunda henüz gelişmiş bir ülke olmadığı için de teknisyen yetiştirmek konusunda da çok aktif bir yer değil. Bu yuzden arpı olan herkes enstrümanın bakımı için yurtdışından teknisyen getirmek zorunda kalıyor. Bu da büyük arızalar dışında rutin bakımlar için ciddi bir masraf demek. Ben de kullandığım enstrümanın daha teknik ve ham sürecini görmek, rutin bakımlarını kendim yapabilmek, küçük sorunlara müdahale edebilmek istedim.

Fotoğraf: Haydar Doğramacı

Bu vesileyle hiç unutamadığınız bir sahne anınızı öğrenmek isterim.

Arpta kırmızı teller do sesleri siyah ya da lacivert teller ise fa sesleridir. Geri kalan notaların telleri şeffaftır.  İstanbul’da verdiğim bir resitalde sahneye ışık konser esnasında ters vuruyordu. Ve seyirci koltuklarının tüm kırmızılığı şeffaf tellere yansıyordu. Fa telleri hariç tüm teller kırmızı gözüküyordu. Neyse ki iyi bir hazırlığın karşısında hiç bir şey size engel olamıyor ama yine de sahne ışığı önemli :))

Arp taşırken nelere dikkat edersiniz? Yarışmalara kendi arpınızla mı katıldınız?

Arp ağırlık merkezi dengeli olmayan bir enstrüman. Bu yüzden ağırlığı bölebileceğiniz belirli yöntemler var. Bu yüzden taşımada yardımcı olan her kimse buna çok dikkat ederim. Piyanistler gibi aslında bize de hem avantaj hem dezavantaj olan bir durum, her yerde farklı bir enstrümanla çalıyoruz. Bu da esnek bir bilince sahip olmanızı sağlıyor.

Peki bir arp sanatçısı sağlığında nelere dikkat etmeli?

Fiziksel sağlığımızın yerinde olması çok önemli. Sakatlanmalar büyük şeyler götürebiliyor çalışma tempomuzdan. O yüzden bedeninize iyi bakmanız, kendinizi dinlemeniz lazım. Çalışmaya kaptırıp oturuşunuzu dahi bozmanız uzun vadede problemler çıkartabilir.

Buna ek olarak ben nasırlı bir ton sevmediğim için el bakımına da önem veriyorum. Parmak etlerimin yumuşaklığı daha homojen bir ton elde etmemi sağlıyor.

Olanağınız olsa müzik tarihinin hangi dönemine ışınlanmak isterdiniz? Bir diğer deyişle, arp alanında hangi dönemde yaşanan gelişmeler veya müzik ekolleri sizi daha çok heyecanlandırıyor?

Kesinlikle romantik dönem ve empresyonist dönem. O çağlarda aslında, arpın günümüzdeki formunu kazanmasıyla dönemin arp sanatçılarımüthiş bir verimlilik ile çalışmışlar. Çalıcı olmanın yanı sıra hepsi birer besteci ve öğretmen neredeyse. Rüya gibi bir üretkenlik ve sürdürülebilirlik..

Bir yandan da üniversitede öğretim görevlisi olarak çocuk yetiştirmeye devam ediyorsunuz. Bir çocuğun fiziksel ve bilişsel olarak arp çalmaya elverişli olduğuna nasıl karar verirsiniz? Bu açıdan anlatacağınız ilginç anektotlar var mı?

Fiziksel olarak eğitimin istenilen sürede, konforlu bir şekilde tamamlanması için dikkat edilen öncelikli husus parmak eklemlerinin çok esnek olmaması. Yine de benim için çocuğun arpa baktığı zaman gözlerinin parlaması çok önemli. İnsanın göğsüne sığdıramadığı o heyecanı hissettiği zaman başaramayacağı şey yoktur. Somut olarak şu ya da bu diyemem. Hissediyor insan aynı heyecanı paylaştığı kişiyi. Sanirim öğrencilerim beni buluyor daha çok ben ona inanıyorum 🙂

Peki öğretmen şapkanızla konuştuğunuzda öğrencilerinize verdiğiniz üç temel ve “unutulmaz” öğüt hangisi?

1-Arptan istediklerimizi almak istiyorsak, önce onun istediklerini yapmamız lazım. Elinin sıcaklığı hep üstünde olmalı ki kendini sana bıraksın. Yoksa kontrol edemediğiniz bir savaşa dönüşür yolculuğunuz.

2-Sadece birer arpist değil birer sanatçı olacağınız için daha iyi bir versiyonunuz için çabalamak gerek. Çok okumak, gezmek, hayattan keyif almak, iyi yaşamak gerek. Ancak o zaman müziğinizle anlatacak hikayeleriniz oluyor çünkü.

3-Kendinizi tanıyın ve kendi çalışma temponuzu bulun. Çünkü kişi en çok kendisine dürüsttür. En verimli sistemi oturtmak çok önemli. Ve bu kişiye göre değişiyor.

Cansu Çine, arp eserlerini seslendirirken imzasını nasıl atar esere?

Mutlaka anlatacağım bir şeyler olur. Bir hikayem olur. Sadece dinamikler, tempolar olarak görmüyorum eseri. Bestecinin roman karakteri gibi düşünüyorum aslında kendimi çalarken.

Peki sizin başarı tanımınız nedir Cansu hanım? Bu denli genç yaşınıza bu denli büyük gelişmeleri sığdırırken, bu süreci başarıyla yürütmek için nasıl özverilerde bulunup nasıl bir çalışma temposu izlediniz?

Benim için zaman yönetimi çok önemli. Bir de teknik rahatlık önemli. Temeliniz sağlam olacak ki geliştirebilesiniz kendinizi.

Hiç bir zaman günde 10 saat çalışayım, sadece arp çalışayım, yarışmadan yarışmaya koşayım gibi bir telaşım olmadı. Verimli çalışmak esas olan. Çünkü  bir şeyi iyi yapmanız kadar yaptığınız işi iyi de pazarlamanız önemli. Bu yüzden network ve iletişime çok önem veriyorum.

Son olarak yakın dönem projeleriniz ve hayallerinizi öğrenmek isterim.

Pandemi sonrası müthiş bir konser iştahım var. Bol bol oda müziği konserleri ve resitaller vermek istiyorum.

Ve beni en çok heyecanlandıran bir YouTube videosu için stüdyoya girmek üzereyim.

Sosyal medya kullanıcılarını arp eğitimi ve müziği ile buluşturup, farklı içerikler üreteceğim bir yolculuğa başlıyorum.

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s