Genç kemancı Doğu Kaptaner: “Müzik kariyerinde doğru zamanlama önemli çünkü bir yere olduğundan erken gitmek geç kalmak kadar kötü de olabilir”

Doğu Kaptaner, 1989 yılı Samsun doğumlu genç ve başarılı keman sanatçılarımızdan. Kendisi keman eğitimine 14 yaşında Samsun İlkadım Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinde başladı. 2015 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Keman ana sanat dalı Bahar Biricik keman sınıfından mezun oldu. Bu süre içerisinde Viyana’da Barbara Gorjinska ile keman, oda müziği alanında ise Eldar İskenderov ile çalıştı. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Orkestrası ile Azerbaycan’da Bakü Filarmoni’de, Rusya’da St. Petersburg oda müziği festivali ve Almanya’da Beethoven müzik festivalinde, 2010 Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası ile İtalya ve Berlin’de Young Euro Classic müzik festivali kapsamında, 2011 Kültür başkenti İstanbul ve Essen projesi kapsamında Cem Mansur yönetiminde Essen Filarmoni’de, 2012 yılında Cumhurbaşkanlığının daveti ile Türkiye ve Hollanda ilişkilerinin 400. Yılı projesi kapsamında Amsterdam Tropen Museum’da, Hollanda Kraliçesi ve Türkiye Cumhuriyeti heyetine Türkiye Ulusal Gençlik Oda Orkestrası ile konserler verdi.

2012 yılında Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası ile başkentler turnesi kapsamında Hollanda’da Amsterdam ve Lahey, Belçika’da Brüksel ve Beethoven Festivali kapsamında Almanya’nın Bohn ve Berlin şehirlerinde, 2013 yılında Fransa ve Almanya arasındaki Elisee antlaşması nedeniyle barış için kurulan Fransız, Türk, Alman orkestrasının konzertmeisteri olarak, Naci Özgüç yönetiminde konserler verdi. Türkiye’de İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası, Bahçeşehir Üniversitesi Oda Orkestrası, Orkestra Sion gibi orkestralarla konserler veren Kaptaner, 2021 yılından itibaren İstanbul Filarmoni Oda Orkestrasında keman sanatçısı olarak görevini sürdürüyor.

“Hedeflerini gerçekleştirmeye çalışırken doğru zamanlamayı yapmak ve doğru kararı vermek önemli çünkü bir yere olduğundan erken gitmek geç kalmak kadar kötü de olabilir” diyen, 24 Kasım akşamı Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde harika bir konser için hazırlıklarını sürdüren, ekoloji ve toplumsal sorunlara dair farkındalığı oldukça yüksek bu değerli keman sanatçımızı tanımaya ne dersiniz? Müthiş bir söyleşi sizi bekliyor aşağıda:

Merhaba Doğu bey. Samsun’dan dünyanın dört bir yanındaki müzik festivallerine, projelere dek uzanan bir başarı öyküsü sizinki. Biraz kendinizi tanıtır mısınız? Müziğe yeteneğiniz nasıl anlaşıldı ve nasıl bir yönlendirme aldınız ki şu anda sizi en prestijli sahnelerde izleme şansına erişiyoruz?
Müziğe ve resme ailemin yönlendirmesiyle ilkokulda hobi olarak başladım. İlk çaldığım enstruman bağlamaydı. Bağlama hocamın desteği ve yönlendirmesiyle Samsun İlkadım güzel sanatlar lisesi sınavını kazanıp klasik müzik ile ilk defa orada tanıştım. Enstruman seçimi yapılma aşamasında keman çalabileceğimi uygun gördüler. Piyano ve keman eğitimime 4 yıl eş zamanlı olarak devam ettim. Sonrasında sadece keman eğitimime yoğunlaşmaya karar verdim.


Peki neden başka bir enstrüman değil de keman? Kemanı sizin için ayrıcalıklı, biricik kılan ne oldu?
Keman ve piyano çalışmamın yanısıra çok fazla müzik dinleyen bir öğrenciydim ve aynı eseri farklı yorumculardan duymak beni heyecanlandırıyordu. Bu süreç icinde Jascha Heifetz yorumuyla Bach re minor solo keman için partitayı dinledim ve çok etkilendim. Aynı etkiyi Alexander Markovun Paganini 24 kaprisi aynı konserde çalmasını dinleyince de yaşadım. Onların çaldığı eserleri çok çalışırsam ben de çalabirim diye düşündüm ve bu beni motive etti. Keman çalmanın en güzel yanlarından birisi de orkestrada diğer müzisyenler ile çalma imkanı ve aynı duyguyu paylaşabilmek.


Kemana ilk başladığınız dönemlerden bu yana değişmeyen favori virtüözleriniz kimler? 
Jascha Heifetz, Maxim Vengerov, Gidon Kremer

Yurtdışında önemli bir eğitimden geçtiniz. İmkanları dahilinde genç müzisyenlerin yurtdışı deneyimi edinmeleri sizce hangi açılardan önemli? 
Kendilerini keşfetmesi açısından oldukça önemli. Günde 4 saat çalışan bir öğrenciyle 6-10 saat arasında çalışan öğrencinin çalış farkını anlayabiliyorsunuz. Karşınızda her gün 10 saat çalışan bir öğrenci varsa bu sizi de daha fazla çalışmaya teşvik ediyor. En önemlisi sanata verilen değeri insanların davranışında ve sehirlerin mımarısıyle ve egıtımcılerın dısıplınıyle hıssedebılıyorsunuz. Farklı kültürlerden insanlarla tanısıp yasama bakış acınızı gelıstırıp fıkır alısverıslerınde bulunabılıyorsunuz. Butun bu saydıklarım ve daha fazlası hem sanat eğıtımıze hem de kişisel gelişiminize katkıda bulunuyor.


Peki bu masraflı eğitim sürecinizde herhangi bir destekten, burstan yararlandınız mı? 

Hayır, ailemin desteği ile eğitim masrafımı karsıladım.

Rusya’dan Almanya’ya, Viyana’ya dek birçok dünya başkentinde konser verdiniz. Mimarisi ve akustiğiyle sizi en çok büyüleyen hangi salon olmuştu? 
Türkiye Gençlik Filarmonı Orkestrası ile İtalya’nın Roma şehrinde Sala Santa Cecilia konser salonunda Salvatore Accardo ile konser vermiştik. 2800 kişi kapasiteli bir salondu ve mimarisi ve akustiği ile gerçekten beni büyülemişti.


Zor bir soru ama sizce keman için yazılmış gelmiş geçmiş en muhteşem konçerto hangisi ve neden? 
Nesnel olarak bir yorum yapmam sizin de dediğiniz gibi zor ama öznel olarak Sibelius ve Çaykovski çaldıklarım arasında en muhteşem konçertolardan.


Şu ana kadar keman çaldığınız en sıradışı mekanı da öğrenmek isterim. Bir dere kenarı, bir dağ başı veya çok daha çarpıcı bir yer olabilir… 
Adını hatırlayamadığım Antalya’da bulunan 2200 metre yükseklikte bir dağın zirvesinde Hes projesini protesto amacıyla köylülerin yaşadığı sorunlara ve zorluklara ilgi çekmek ve onlara destek olmak amacıyla oda orkestrası oluşturup Vivaldi / Mevsimler’den bir bölüm çalmıştık.


Keman çalışınıza “Doğu Kaptaner” imzasını nasıl atarsınız? Muhtemelen yılların verdiği bir farklılaşma, bir öznel çalış tarzınızı sadık dinleyicileriniz hemen fark ediyordur. 
Performans sırasında seyirciye yaşadığım duyguyu hissettirebilmeyi amaçlıyorum. Besteci ile dinleyici arasındaki köprüyü en tutkulu şekilde inşa edebilmeyi umuyorum.


Birçok Rus ekolü öğretmenin yetiştirdiği değerli bir sanatçısınız. Peki çalışınızda Rus ekolü mü daha baskın? 
Rus ekolü, mezun olduğum konservatuar nedeniyle daha baskın diyebilirim.

“Başarı” sizce nedir Doğu bey? Yarışmalarda birincilik mi, seçkin sahnelerde yer almak mı, yoksa kişinin kendisine koyduğu hedefleri sürekli ilerletip kendini gerçekleştirmesi mi? 
Kendınızı gerceklestırmek ve bunu yaparken ornek alınabilecek bir sanatçı olup bu alanda sızın gibi olmak isteyen adaylara ilham verebilmek ve onlarla deneyımlerını paylaşarak toplumsal ilerlemeye katkı saglamak.

Kemancılık kariyerinizde şu ana kadar yaşadığınız ve sizi o sözünü ettiğim “kendini gerçekleştirmeye yakınlaşma” noktasına getiren başarınız hangisi olmuştu peki? 
Kuşkusuz kendi konserlerimi verdiğim sürecin başlamasıyla oldu.

Yeni nesilde çok özverili ve çalışkan kemancı çocuklar yetişiyor. İçlerinden bu röportajı da okuyanlar olacaktır. Onlara neler tavsiye edersiniz? Kendi kariyerinizde keşkeleriniz ve “iyi ki”leriniz neler oldu? 
Teknik anlamda kendilerini disiplinli bir şekilde geliştirmelerini öneririm. Müzik eğitimi dışında kişsel gelişim, felsefe, dünya klasıklerı kıtaplarını okumaları yorumculuklarına da latkıda bulunacaktır. Tek bir hocaya ya da kaynağa bağlı kalmayıp her zaman yeni fikirlere ve dusuncelere acık olabilmeliler. Sabırlı olmak daha sağlam ve unutması zor bir donanıma sahip olmak demektır. Hedeflerini gerçekleştirmeye çalışırken doğru zamanlamayı yapmak ve doğru kararı vermek önemli çünkü bir yere olduğundan erken gitmek geç kalmak kadar kötü de olabilir.

Türkiye’de keman eğitimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Eksikleri neler sizce? Daha iyi nasıl geliştirilebilir? 
Hepimizin bildiği gibi müzik kurumlarımızın sayısı nüfusun yoğunluğuna göre oldukça az. Konservatuarlarımızda bireysel hocalarımızın dısında egıtım alabılecegımız daha fazla masterclass ımkanları saglanabılmelı ve ogrencılerın heyecanlarını erken yasta yenebılmesı icin oldukça fazla konser verme imkanı sunulmalı. 

Kemanınız dile gelse, bunca yıllık performansınız ve kendisiyle olan organik ilişkiniz ışığında size neler derdi? 
“Bana ne kadar değer verip zaman ayırdıysan ben de sana o kadar imkan ve olanak sundum” derdi sanırım.

Son olarak yakın döneme dair projelerinizi öğrenmek isterim. 
2020 yılında kurduğumuz ViolinCello grubuyla 24 kasım akşamı Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde kendi düzenlediğimiz eserlerle bir konser vereceğiz ve sizi de aramızda görmekten mutluluk duyarız…

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler Doğu bey… 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s