İKSV’nin “Yarının Kadın Yıldızları”ndan genç kemancı Elfida Su Turan İngiltere Kraliyet Müzik Akademisi’nde başarı yolculuğunu sürdürüyor

fotoğraf: Kadir İncesu

49. İstanbul Müzik Festivali kapsamında, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) işbirliğiyle hayata geçirilen “Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu”ndan faydalanmaya hak kazanan ve Haziran ayında isimleri açıklanan 13 genç kadın müzisyenden biri Elfida Su Turan. 2002 yılında İstanbul’da doğan, keman eğitimine 2009 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Veniamin Warsawsky ile başlayan Elfida Su, 2013 yılında, henüz 10 yaşındayken İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Belçikalı besteci Charles Beriot’nun 9. Konçertosu’nu da seslendiren üstün yetenekli bir genç müzisyen. Kendisi 2014 yılında ise Bakırköy Belediye Orkestrası, Aşkın Ensemble ve Orkestra Akademik Başkent ile Bach’ın La Minör Keman Konçertosu’nu yorumlayarak müzik dünyasında isminden çok sık söz ettirmeye başlamıştı.

2009 yılından bu yana Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları (CAKA) projesinde yer alan, Saraybosna Müzik Akademisi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Zorlu Performans Sanatları Merkezi, Yehudi Menuhin Hall, Cambridge Üniversitesi gibi birçok mekandaki konserleriyle başarı ivmesi sürekli yükselen, Cihat Aşkın, So-Ock Kim, Bomsori Kim Itzhak Raskovsky, Rodney Friend, Davide Alogna, Muhammedjan Turdiyev , Tuncay Yılmaz Ellen Jewett ve Ani Schnarch ile çalışma fırsatı bulan Elfida Su, Mart 2013’te Sırbistan Müzik Pedagogları tarafından düzenlenen Uluslararası İnternet Müzik Yarışması’nda 8-11 yaş kategorisinde birinci olmuş, aynı yılın nisan ayında da Mersin Üniversitesi tarafından düzenlenen Ulusal Gülden Turalı Keman Yarışması’nda da 8-11 yaş kategorisinde ikinciliğe ve “En İyi Türk Eseri Yorumcusu” ödülüne layık görülmüştü.

2015 yılında Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası üyesi olan ve aynı yıl İş Sanat Parlayan yıldızlar serisine seçilip İş sanat Sahnesinde konser veren genç keman sanatçısı, akabinde, Haziran 2015’de şu ana kadar en çok sevinerek katıldığı yarışma olarak nitelendirdiği 7. Agimus Firenze Premio Crescendo yarışmasında birincilik ödülü, Ağustos 2015 ise Ukrayna Kiev’de 13. düzenlenen Individualis yarışmasında birincilik ödülü, 2015 Kasım ayında Fransa’da düzenlenen Grand Prize Virtuose yarışmasında birincilik ödülü ve 2018 yılında 2.Ilona Fehér Uluslararası keman yarışmasında üçüncülük ödülünü aldı. 2017 yılında ayrıca Donizetti ödülleri yılın çıkış yapan genç müzisyeni kategorisinde aday gösterilen Elfida Su, Şubat 2016’da sınavına davet edildiği dünyanın en önemli yaylı sazlar müzik okullarından biri olarak kabul edilen İngiltere Yehudi Menuhin School sınavlarını başarı ile geçip kazandığı burslu eğitimini Yehudi Menuhin School’da Akiko Ono ile tamamladı, A derecesi ile mezun oldu.

Elfida Su, Aralık 2019’da Royal Academy of Music sınavını başarıyla geçip lisans eğitiminin tamamını kapsayan 4 yıllık eğitim bursunu kazandı ve eğitimini Prof.So-Ock Kim ile sürdürüyor. Yurtdışında tırnaklarıyla kazıyarak elde ettiği burslar ve başarılı eğitim süreci sonucunda Türkiye’nin gönüllü “keman elçilerinden” biri haline gelen gençlerimizden biri olan Elfida Su’yu yakından tanımanızı çok isterim, çünkü o tüm mütevaziliğiyle aslında daha çok keşfedilmeyi ve destek görmeyi hak eden üstün yetenekli bir değerimiz… Bu genç yaşında geçtiği müthiş kulvarları ve başarma azmini gördükçe kendisiyle bir dinleyicisi olarak büyük bir gurur duydum. Bu hislerimi sizin de paylaşacağınıza eminim. O bir Parlayan Yıldız… Işığı hiç azalmasın…

Elfida Su merhaba. Hikayenin en başına dönelim istersen. Müziğe olan ilgin ve yeteneğin kaç yaşında ve nasıl keşfedildi?
Aslında bu farkındalık biraz değişik başlamış benim için. Ben çok erken yaşta hem Türkçe hem İngilizce okumayı öğrenince ailem beni devletin bir test merkezine götürmüş,öğrenme kabiliyetimin üst düzey olduğunu söyleyip adıma bir rapor düzenlenmiş, devamında bu tarz çocukların sanatta da çok başarılı olabileceğini söylemişler ve benim İstanbul Üniversitesi içindeki özel bir sınıfta eğitim görmem tavsiye etmişler.

Ailem de bundan sonrasında benim başka alanlara olan eğilimimi öğrenmek için ve benim müzikle ilgilenmemi de doğru bulduklarından hayatımda müzik alanında ilk tanıştığım öğretmenim olan Mine Mucur’a beni götürmüşler. Mine Hoca da benim duyma kapasitemin üst düzey olduğunu söyleyince devamında beş yaşında iken konservatuarda bebek Solfeji de denen sınıfta eğitimim başlamış. Mine Hocamın bana olan sevgisi ve eğilimi müzik hayatımda çok önemli bir yer kaplar.

Peki neden başka bir enstrüman değil de kemanı tercih ettin? Kemanda seni çeken ne oldu?

Açıkçası ailem benim piyano çalmam taraftarıydı. Hatta benim heveslenmem,daha çok müzikle ilgilenmem için bir duvar piyanosu bile aldılar. Fakat ben kemandan etkilenmiştim. Kemanı İlk gördüğümde sanırım dört buçuk yaşındaydım. Bir kiliseye gitmiştik oradaki pastörün elinde adını sonra anneme sorarak öğrendiğim bir enstrüman vardı. Çok güzel sesler çıkıyordu. Ben anneme ben bundan çalmak istiyorum dediğimi hatırlıyorum. Fakat annem bana “bu sesi beğendin fakat bu elektronik bir keman istersen gidip bakalım sana alacağımız böyle değil farklı olacak” dedi. Sonrasında da yolda çalan birini gördüm ve dedim ki evet ben bunu çalmayı istiyorum. Böyle başladı işte kemanla tanışmam.


10 yaşında İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile çalmak nasıl bir duyguydu? Bu önemli deneyim senin hayatında nasıl bir değişim yarattı?

Çok küçüktüm o zaman. Sadece çok heyecanlanmıştım onu hatırlıyorum. Şef Antonio Piorelli idi. Orkestradakiler bana çok sevecen davrandılar. Bu konser hep orkestralar ile solist olarak çalma istediği uyandırdı bende. Benim için çok iyi bir deneyimdi. Sonrasında da birçok orkestra ile çalabilmek için sınavlarına girdim,kazandım ve çalabildim.


Bugüne dek çok fazla konserde kemanınla harikalar yarattın. Peki senin hayatında en çok iz bırakan konser hangisi oldu?

Benim için en önemli konserim 2019 Nisan ayında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası ile verdiğim konserimdi. Şefim Rengin Gökmen idi. Programda üç bölüm Mendelsshon çaldım ve yaklaşık 30 dakika sürdü. Heyecan vericiydi. Eseri çok sevdiğim için anlamı benim için çok büyük…


Yarışmalarda kazandığın ödüllerden de biraz söz eder misin?

Evet birçok yarışmaya katıldım ve birincilik ödülleri aldım. Ama benim için en sevinerek katıldığım ve birinci olduğum yarışmam İtalya’nın Floransa şehrinde katıldığım 7.  Agimus Firenze Premio Crescendo  yarışması idi. Sonrasında çok güzel bir gezi yaptık ailemle…


Çok zorlu yarışmalara katıldın. Peki bu dönemde kendinden, çocukluğundan, sosyal ilişkilerinden fedakarlık etmek durumunda kaldın mı? Nasıl bir denge korudun?

Çocukluğum sadece kemandan ibaret değildi. 8 yıl bale yaptım royal Academy ballet sınavlarına girdim, hatta Türkiye’den MEB sertifikam bile var. Piyano eğitimi de aldım sevgili öğretmenlerim Mine Mucur ve Müge Hendekli’den. Su balesine de gittim. Ailem seçme şansı verdi ve hangisi dediklerinde ben hep kemanı seçtim. Arkadaşlarımla vakit de geçirdim, sinemaya, tiyatroya da gittim. Bu kadar yoğun bir çocukluk süreci geçirsem dahi her katıldığım kursda arkadaşlar edindiğimden ve ailem de arkadaşlarımla görüşmem için olanaklar yarattığından çok mutlu bir çocukluk süreci yaşadım. 

Değerli keman virtüözümüz Cihat Aşkın’ın senin kemancılık hayatındaki önemi ve katkısından da biraz söz etmek ister misin?

Tabii memnuniyetle bahsedebilirim. Kemana başladığımda iki hoca tanıdım ben: biri İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarındaki hocam Veiamin Varsawski, diğeri de Cihat Aşkın hocam oldu. İkisi de bana bu süreçte desteğini eksik etmedi. Hatta Cihat Hocamın ilk masterclasına katıldığımda 6 yaşındaydım ve Cihat Hocam İle çok ilginç ve komik bir anım var. İTÜ Masterclass’a 8 yaş altı almadıkları halde hocam Veiamin beni özel istekle gönderdi. İşte ilk o zaman tanıdım Cihat Hocamı. O kadar küçüktüm ki scooterla üniversiteye gidiyordum, hiç yanımdan ayırmıyordum. Ders arasında bahçede biniyordum herhalde bir gün fazla mı bindim ya da dersimi kaçıracaktım bilmiyorum ama Cihat Hocam geldi benim scooterıma bindi. O gün bu gün Cihat hocamın sevgisi ve desteği hep üzerimdedir. Benim idolümdür. Her zaman onun desteğini üzerimde hissediyorum.


Seçmek çok zor farkındayım ama eserlerini çalmaktan en çok hoşlandığın besteci hangisi?

Evet seçmek zor tabii ama ben biraz seçiciyim 😊Maurice Ravel ve Bela Bartok!

Peki ilham aldığın keman virtüözleri kimler? 
Cihat Aşkın,Janine Jansen ve Isabelle Faust.


İş Sanat ve İKSV tarafından “parlayan yıldızlardan” biri olarak görülüp desteklendin. Peki sence bir müzisyenin hayatında böylesi kurumsal desteklerin, bursların önemi nedir? Maddi ve manevi anlamda sizlere nasıl bir motivasyon ve güç sağlıyor?

Müzisyenlerin öğrencilik yıllarında finansal bakımdan kendi ayaklarının üzerinde durması çok güç,nerdeyse imkansız. Disiplin bakımından çok yorucu ve güç olan mesleğimizin  yanısıra seküler alanda çalışmak günde sadece yirmidört saatin olduğunu unutturuyor. Ailem hep desteğim olsa da kurumsal fırsatlar ve ödüller manevi ve maddi beni çok memnun ediyor  ve motivasyon kazandırıyor. Okulum Royal Academy of Music’de tam burslu okumaktayım ki bu herkesin başına gelebilecek bir lütuf değil. Çalışmalarıma Profesör So Ock Kim ile devam etmekteyim. Ama yaşadığım ülke olan İngiltere’de hayat çok pahalı olduğundan halen yaşam giderlerim için burs aramaktayım.

2016 yılında İngiltere’de de önemli bir eğitim sürecin oldu. Bu eğitim sana neler kazandırdı ve İngiltere’nin keman eğitimini ayrı ve önemli kılan özellikleri sence neler?

2016 yılında 14 yaşımda iken lise eğitimim için bir yatılı okul olan Yehudi Menuhin School da burslu olarak eğitimime başladım. Müzikte en prestijli lise olmasının yanı sıra  akademik bakımdan da bir hayli yoğun bir eğitimdi. Bana kattığı en önemli erdemlerden biri meslektaşlarımla ve en önemlisi arkadaşlarımla profesyonel bakımdan ilişkileri öğrenip uygulama imkanının sunulması idi. İngiltere’de keman eğitiminde en önemli husus iletişimde saygıdır. Bunlar dakiklikte olsun ciddiyette olsun çok dikkat edilen ve önemsenen hususlardır. Hayatımda bir disiplin oluşmasını okuluma borçluyum.

İngiltere’de Japon bir eğitmenden ders aldın. Japonların keman alanında farklı teknikleri var mı? 
Yehudi Menuhin School da ki hocam Akiko Ono idi.Kendisi Japon. Mükemmelliyetçiler. Mükemmelliyetçi olmasının bana kattığı şey, bir şey olana kadar pes etmeme duygusu. Bana eserleri çaldıkça istediğim seviyenin imkansız olmadığını,doğru ve verimli çalışarak bana gösteren hocama borçluyum.


Peki kariyerinin en başına dönersek o dönemdeki Elfida Su’ya ne tavsiyelerde bulunurdun?

Altı yaşımdan bahsediyoruz sanırım. Zorlu zamanlarda ve yorgun hissederkenki bu his genelde gelir, tavsiyem yapabileceğini söyleyen o ince sese güven derdim. Bazen tek tutunabileceğin ses o olsa bile…


Çok başarılı bir genç kemancı olarak senin izinden gitmek isteyen çocuk kemancılara ne tavsiyelerin olur? “Keşke yapmasaydım” dediğin hataların oldu mu mesela?

Düşündükçe keşkeler herkesin hayatında çok ama gerçekten keşke yapmasaydım dediğim hiçbir şey olmadı. Bu konuda mutluluk duyuyorum. Benim yolumdan ilerlemek isteyen çocuklara yapabilirmiyim yerine kendilerine yapsam mı diye sormalarını tavsiye ederim. Kendilerine güvenmeleri en önemli tavsiyem…


Peki keman sesini neye benzetirsin?

Keman sesi çok özgün bir ses. Bu yüzden keman bu denli cezbedici geldi bana.


Keman çalarken performansını korumak için sağlığında nelere dikkat edersin?

Mental ve fiziksel açıdan zinde  kalmak en önemli husus bence…


Giderek yıldızı parlayan bir müzisyen olarak senin ağzından da kendi “başarı” tanımını duymak isterim. “Başarı” sence ne demek?

Şu anda kendime başarılı sıfatını koyamıyorum. Başarı herkes için özgün bir kelime… Benim için başarı istediğim şeyi, istediğim seviyede  her ne zaman  olursa olsun gece 03:00’de de olsa  yarın Carnegie Hall’da konserim de olsa çalabilme yetisidir.


Peki yetenek mi, çalışkanlık mı, yoksa doğru zamanda doğru yerde bulunmak mı sence bir müzisyeni diğerlerinden öne çıkarır?

Bence bunların hepsinin bir arada olması gerekir. Yetenek, çalışma olmadan hiçbir şeydir. Kariyer anlamında, kabiliyetini gösterebileceğin kimsenin olmaması da hiçbir şeye tekabül etmeyebilir…


Şu ana kadar keman çaldığın en sıradışı mekan hangisi oldu?

Bir kere havalimanında keman çalışmıştım, uçağa binmek üzereyken. Busking yapmıyor olsam bile bu benim için sıradışıydı.


Yakın döneme dair projelerin ve uzak döneme dair hayallerini de öğrenmek isterim son olarak.

Yakın süreçte girmeyi planladığım yarışmalar ve katılmam gereken festivaller var. Uzun vadeli plan olarak da farklı ülkelerde konserler vermek, orkestralarla çalabilmek için davet almak istiyorum…

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler Elfida Su. Hayallerinin tümünün gerçekleşmesi dileğiyle…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s