
Ceylin Ada Arısan, Bilkent Müzik Hazırlık İlkokulu piyano bölümü 4. sınıf öğrencisi, başarılı ve müziğe tutkun bir piyanist adayı. Kendisi daha önce Gülsin Onay , Gülnara Aziz, Marton Borsanyi ile Masterclasslara katıldı. ve Saraybosna ‘da düzenlenen Imka International Internet Music&Dance Competition da 1.lik, Amerika’da düzenlenen International Youth Music Competition’da 2.cilik ödülünü aldı. Ceylin ayrıca Slovenya’da düzenlenen 1. International Music Competition of Musica Goritiensis’de 4.lük ödülüne layık görüldü. Konser verdikçe sahneye daha büyük bir özgüvenle çıkmaya başladı Ceylin, korkularını ise konser salonunun kapısının dışında bırakmayı öğrendi.
Henüz dokuz yaşında olan Ceylin henüz yeni yeni konuşmaya, kendini ifade etmeye başladığı yıllardan beri ünlü bir piyanist olma hayallerini paylaşırmış ailesiyle. Müzik öğretmeni olan babası ve onu bu hayallerinde destekleyen annesi sayesinde yıllardır müziğe dair bilimsel ve pratik anlamda çok değerli bir eğitimden geçen Ceylin için klasik müzik hayatının her anını kaplamış durumda.
Bach’ı tüm kompozitörler arasında farklı bir yere konumlandıran, onunla arasında çok özel bir bağ kuran Ceylin ileride bir karavanla şehir şehir, ülke ülke gezerek konserler vermeyi hayal ediyor. Eğlenmeyi seven bir mizaca sahip olması, piyano çalış tarzına da yansıyan Ceylin, piyano çalarken ayrı bir yaşam enerjisi keşfediyor içinde ve çok farklı bir evrende çok farklı duygular içerisinde piyano tuşlarıyla kendini gerçekleştiriyor.
Kendisini, müzik yolculuğunu, çabalarını, hayallerini öğrenmek isterseniz Ceylin’le çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Okumanızı çok arzu ederim:
Merhaba Ceylin Ada. Bilkent Müzik Hazırlık İlkokulu piyano bölümünde oldukça parlak bir eğitim sürecinden geçiyorsun. Öncelikle tebrik ederim. Piyano ile tanışma hikayeni senin ağzından da dinlemek isterim. Piyanoya, daha doğrusu klasik müziğe ilgin nasıl fark edildi ve neden piyanoyu tercih ettin?
Öncelikle benimle de röportaj yaptığınız için çok teşekkür ederim. Babam müzik öğretmeni olduğu için evimizde her zaman bir piyano oldu. Şarkı söylemeyi çok sevdim ve iyi bir klasik müzik dinleyicisi idim. Daha 4 yaşında iken dünyaca ünlü bir piyanist olup dünyanın her yerinde konserler vermek istediğimi söylerdim. İlk piyano derslerime babam ile başlamış oldum. Benim müziğe olan ilgimin farkına varan ailem ilkokul için okul araştırmalarına başladı ve Bilkent müzik hazırlık ilkokulunda klasik müzik eğitimi verildiğini öğrendiklerinde okulumu bulmuş olduk. Hiçbir ek ders almadan sınava girdim ve piyano bölümünü kazandım. Klasik müzik ve piyano serüvenim böylelikle başlamış oldu.
Peki kendine örnek aldığın piyanistler var mı? Onların konserlerini sık sık izler misin?
Günümüzde yasamayan ancak benim keyifle çaldığım ve dinlediğim bir sürü piyanist var; hepsinden ayrı şeyler öğreniyorum. Benim için Bach çok özel çünkü Barok dönem piyanistliğine ilgim gittikçe artıyor. Chopin’i dinleyince yaşadıkları için çok üzülüyorum. Prokofiev dinlemek ve çalmak beni çok eğlendiriyor. Ülkemizin piyanistlerinden öncelikle Adnan SAYGUN, İdil BİRET, Gülsin ONAY ve Fazıl SAY da dinlediklerim arasında. FAZIL SAY ve Gülsin ONAY’ın büyülü sahnelerinde gözümü kırpmadan izlediğimi söyler ailem. Adnan SAYGUN’un İnci’nin kitabındaki eserlerinin kayıtlarına çok yakında başlıyoruz.
Hangi ustalık sınıflarına katıldın bu yaşa kadar? Ve bu masterclassler sana neler kazandırdı? Örneğin hiç unutamadığın tavsiyeler var mı ders aldığın piyanistlerden?
6,5 yaşında iken Gülsin ONAY ile ilk masterclass eğitimine katılmıştım, Prof.Gülnara AZİZ’in masterclassına katıldım ve genç yetenekler arasında en küçük katılımcı bendim ve eğitim sonrası verdiğimiz konser benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Klasik Keyifler tarafından Kapadokya düzenlenen Barok müzik atölyesinde Macar piyanist Marton BORSANYİ ile masterclass eğitimine en küçük katılımcı olarak davet edildim. Her aldığım eğitimde öğrendiğim şeyler beni, ünlü bir piyanist olma yolumda, müzikalitemi ve çaldığım eserlerin duygusunu geliştirmemi sağlıyor. Aldığım tavsiyeler benim için çok değerli idi.

Biraz da aldığın ödüllerden söz edelim. Katıldığın yarışmalar ve ödülleri anlatır mısın? Bir de ilk ödülünü aldığında neler hissettiğini öğrenmek isterim. Örneğin ilk başlarda sahne korkun oldu mu? Bunu nasıl yönettin?
İlk olarak Amerika’nın Atlanta eyaletinde düzenlenen INTERNATIONAL YOUTH MUSIC COMPETITION yarışmasında 2. oldum, Slovenya’da düzenlenen 1.INTERNATIONAL MUSIC COMPETITION OF MUSICA GORITIENSIS’de her kategoride tek kişiye ödül verilen yarışmada 4.oldum. Viyana’da düzenlenen 7-18 yaş kategorisinde tüm katılımcıların tek kategoride değerlendirildiği piyano yarışmasında ilk 20’ye girdim ve final konserlerine davet edildim fakat pandemi koşulları nedeni ile gidemedim. Saraybosna’da düzenlenen IMKA MUSIC COMPETITION’da 1.lik ödülü aldım.
İlk ödülümü aldığımda çok mutlu oldum çünkü bu haberi bekliyordum. Kendime güvenim arttı, Tüm ailem ve çok sevdiğim öğretmenlerim ile bu haberi paylaştım.
İlk başlarda sahneye çıktığımda hata yapmaktan çok korkuyordum. Konser verdikçe güvenim arttı ve korkularım azalmaya başladı. Şu an 9 yasındayım; konser vermekten ve insanların beni alkışlamasından çok hoşlanıyorum.
Piyanodan ayrı kaldığında neler hissedersin? En çok ne kadar ayrı kaldınız bu zamana dek?
Piyanodan çok uzun süre ayrı kalmadım diyebilirim. Bilkent müzik hazırlık ilkokuluna başladığımdan beri her gittiğimiz yere taşınabilir bir piyano götürüyoruz. Piyano beni tamamlayan, Ceylin olmamı sağlayan en önemli şeylerden biri olduğu için ayrı kalsaydım çok eksik hissederdim. Aslında çok sevdiğim kedilerimin yanımda olmadığında hissettiğim gibi olurdu sanırım.
Senin hayatında klasik müzik nasıl bir önceliğe sahip? Örneğin bazen arkadaşlarınla buluşmak yerine yeni bir eseri çalışmak zorunda kaldığında neler hissediyorsun?
Klasik müzik hayatımın tamamını kapsıyor. Arabada, evde her yerde klasik müzik dinlerim, repertuarımda ki eserleri de sık sık dinlerim.
Arkadaşlarım da benim gibi müzik okulunda okudukları için aslında aynı şeyleri hissediyoruz. Biz önce enstrümanımızı çalışıp programımızı ona göre yapıyoruz. Tabi başka okullara giden arkadaşlarım benim enstrümanıma ayırdığım zamanı çok fazla buluyorlar; bazen onlarla oynamayı kaçırabiliyorum ama piyano çalmayı çok sevdiğim için sorun olmuyor.
Günlerce çalsan sıkılmayacağın eserler ve besteciler hangileri?
Bach ve Chopin eserleri vazgeçilmezlerim. Bach çalarken kendimi bir klavikord ya da klavsen çalarmış gibi hayal ediyorum. Her eserinde piyanoyu tekrar keşfediyorum.
Chopin’nin eserlerini çalarken ülkesinden ayrılan küçük bir çocuğun özlemini, kırgınlıklarını, kalbindeki üzüntüyü ve bunun notalarına yansımasını çok iyi anlayabiliyorum.
Kendini gelecekte nasıl hayal ediyorsun? Hayallerin hep piyanistliğe dair mi?
Gelecekte kendimi Viyana’da yaşayan bir piyanist olarak hayal ediyorum. Hayatımın merkezinde piyano olduğu için hayallerimde de hep piyano var. Karavanım olmasını ve tüm dünyayı şehir şehir, kasaba kasaba dolaşıp konser vermeyi çok istiyorum. Piyanomun sesini herkese duyurabilmeyi hayal ediyorum.
Ne kadar güzel hayaller bunlar… Sence başarılı bir piyanist hangi özelliklere sahip olmalı? Bir müzisyen olarak, senin başarı tanımın nedir?
Başarılı bir piyanist disiplinli, özverili ve enstrümanını çok seviyor olmalı çünkü okul dışında geçirdiğimiz zamanın büyük bir kısmını enstrümanımız ile geçiriyoruz. Kısaca bu işi çok sevmek ve çok emek vermek, çok çalışmak gerekir. Başarılı bir piyanist olmak için farklı kişilerden eğitim almak, sadece piyano değil solfej, armoni ve teori derslerinin de iyi olması gerekir. Çünkü müzik bir bütündür.
İyi bir piyanist aynı zamanda duygusal anlamda ve fiziksel anlamda kendisini donanımlı yetiştirmelidir. Spor da hayatında olmalıdır. Ben yüzmeyi çok seviyorum, fırsat buldukça yüzüyorum.
İyi bir okur olursa diğer piyanistlerin hayat hikayelerini okuyarak nasıl başarılı olduklarını anlar, eserlerindeki tüm ayrıntıları duyabilir ve bu onun yaratıcılığını arttırır.
Sen nasıl bir çalışma temposu izliyorsun? Günde kaç saat çalışırsın ve örneğin zorlu bir eseri öğrenirken nasıl bir yöntem izlersin?
Aslında gittiğim okul bize bu konuda çok yol gösterici. Her yıl 1 saat daha artıyor çalışma saatim. Şu an için hafta içi 4 saat çalışıyorum. Önce teknik çalışmalarımı yapıyorum, sonra da parçalarıma geçiyorum. Hafta sonlarında da süre daha çok oluyor. Deşifre parçalarımı hafta sonu çıkartıyorum.
Kendini nasıl bir piyanist adayı olarak tanımlarsın Ceylin Ada?
Mutlu, eğlenmeyi seven biriyim. Piyano çalarken de çok eğleniyorum. Başarılı bir piyanist olma yolunda yavaş ve emin adımlarla hedeflerime doğru adım attığımı düşünüyorum.
Zaman tünelinden geçip tanışmak istediğin besteci kim? Ve ona ne sormak / söylemek isterdin?
Bu sorunun cevabı tabi ki Bach olur. Bach’ın dünyası her zaman büyülü gelmiştir. Etütleri nasıl yazdığını sormak isterdim.
Peki yakın döneme dair projelerin, hayallerin neler?
Öncelikle ülkemde de düzenlenen yarışmalara katılmak istiyorum. Ve henüz çalışma fırsatı bulamadığım, çalışmak istediğim piyanistler var, onlarla çalışmayı çok istiyorum. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi öğrencisi olarak Ahmet Adnan Saygun’un eserlerini çalmak istiyorum. Barok dönem benim için keşfedilememiş bir hazine gibi: Klavsen çalmak ve bu konuda eğitim almak istiyorum.
Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler. Seni ileride harika yerlerde göreceğime eminim.