
1997 yılında Ankara’da doğan Umay Şafak, müzik hayatına 2004 yılında keman ve bale dersleri alarak başladı. 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Üflemeli ve Vurmalı Çalgılar Anasanat Dalı Klarinet Bölümü’nü kazandıktan sonra klarinet çalışmalarına mezun olana kadar Ekrem ÖZTAN ile devam etti. 11 yaşındaki Umay’a günümüzden vereceği öğüt ise, “Asla korkma, pes etme ve inancını kaybetme” olurmuş.
Atilla Çağdaş Değer ve Çiğdem Aytepe yönetiminde birçok koroda yer alan ve çeşitli turnelere ve festivallere katılan Şafak, 2011-2019 yılları arasında Hitit Filarmoni Orkestrası, Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası, Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası, Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası, Hacettepe Akademik Orkestrası, Bilkent Senfoni Orkestrası, Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası, Eskişehir Senfoni Orkestrası’nda çok sayıda konserde yer almış. Bu konserlerde Gürer AYKAL, Rengim GÖKMEN, Orhun ORHON, Cem’i Can DELİORMAN, Sunay MURATOV, Ender SAKPINAR, Musa GÖÇMEN, Cem MANSUR, Erol ERDİNÇ, Naci ÖZGÜÇ, Burak TÜZÜN, Işın METİN gibi değerli şefler ile çalıştı. “Çalışmış olduğum her şefin yeri benim için çok ayrıdır ve bana kattıkları için her birine ayrı ayrı teşekkür ederim. Bana sahip olduğum müzikal bakış açısını ve hayata karşı daha güçlü olmamı sağladıkları için minnettarım” diyor Şafak.
Eğitim hayatı boyunca Sedat CİVELEK ile Oda Müziği derslerine katılan ve bu süreçte farklı gruplarla birçok oda müziği konseri veren Şafak, 2015 yılında Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası ile Almanya turnesine çıkarak Berlin ve Bonn şehirlerinde konserler verdi.
2017 yılında Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası ile İstanbul-Almanya- İtalya-Çekya turnesine katılarak çeşitli konserler veren Şafak, 2018 yılında yine Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası ile İstanbul-Çekya- Slovakya-Avusturya-Macaristan-Polonya turnesine katıldı.
2018 yılında bale eğitimini 14 yıllık bir sürenin ardından M.E.B. tarafından oluşturulmuş sertifika programı ile resmileştirdi ve yapılan bitirme sınavları ile sertifikasını aldı.
2014-2016 yılları arasında Ankara Devlet Tiyatrosu’nda “Çalıkuşu” ve “Felatun Bey ile Rakım Efendi” adlı oyunlarda Klarinet Sanatçısı olarak yer aldı. 2014 yılından itibaren çeşitli özel tiyatrolarda Klarinet sanatçısı olarak yer almaya başladı ve günümüze kadar farklı Tiyatro oyunlarında yer aldı. Halen özel tiyatrolarda çalışmaya devam eden genç sanatçı, 2019 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Okul ve Bölüm Birincisi olarak mezun oldu.
2019 yılında mezun olmasının hemen ardından Bilkent Üniversitesi’nde Tam Burslu olarak Yüksek Lisans Programına dahil olan Şafak, 2020 yılında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Doç. Kaya KILIÇ ile Klarinet Anasanat Dalı Yüksek Lisans Programına dahil oldu. Halen eğitimine Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Doç. Kaya KILIÇ ile devam ediyor.
2020 yılı Ağustos ayında gerçekleştirilmiş olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Stajyer Sanatçı Alım Sınavı Klarinet Kadrosunu 1.Yedek olarak kazanan Şafak, 2021 yılı Nisan ayında Güzel Sanatlar Müdürlüğü ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından açılmış olan 4/B kadrosu sınavlarında İstanbul Devlet Opera ve Balesini ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını Asil olarak, bunun haricinde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasını da 1.Yedek olarak kazandı. Yapılan ve başarılı olunmuş tüm bu sınavların ardından Temmuz ayında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası‘nı tercih etti ve kuruma resmi olarak dahil oldu.
“Klarnetin sesini kadife bir kumaşa benzetiyorum. İnsanın içini ısıtan, yumuşacık hissettiren bir sesi var” diyen, müziğe tutkuyla bağlı, içindeki pozitif enerjiyi klarnetine yansıtıp duygularına ses veren bu değerli klarnet sanatçımızı tanımanız için güzel bir söyleşi sizi bekliyor:
Merhaba Umay hanım. Röportaj yaptığım herkesi çocukluklarına ışınlayarak, onlara aynı soruyu yönelterek başlamayı gelenek haline getirdim. Müziğe olan ilginiz ve yeteneğiniz nasıl ortaya çıktı?
Müziğe olan ilgim çok küçük yaşta başlamış diyebiliriz. Henüz 1.5 yaşımdayken annem müziğe ve dansa olan ilgimi fark ettiğinden her zaman bahsetmiştir. 4 yaşımda TRT’nin yayınladığı klasik müzik konserlerini büyük bir ilgiyle dinlermişim. O yaşta anneme ben dans etmek ve keman çalmak istiyorum diye ısrar etmeye başlamışım. Ailem biraz daha büyümemi beklemiş ve 6-7 yaşımdayken her iki alanda da ders almaya başlatmışlar.
Keman ve baleden sonra kendinizi bir anda klarinetle baş başa buldunuz. Bu tercihiniz nasıl gelişti?
2008 yılında konservatuvarın hem bale hem de müzik bölümü sınavlarına katıldım. Müzik bölümünün sınavında hangi enstrümanı çalmak istediğimizi sorduklarında ilk tercihim piyano olmuştu. İkinci tercihim de viyolonseldi. Keman çaldığım için bu enstrüman üzerinden devam etmek ister misin diye sormuşlardı fakat ben farklı bir enstrüman tanımak istediğimi söylemiştim. Yapılan sınav sonucunda jüri gerek işitsel gerekse fiziksel olarak klarnete çok daha yatkın olduğumu düşünmüş ve bu bölüme almayı uygun görmüşlerdi. Ben ilk başta epey şaşırmıştım çünkü o zamanlar klarneti çok iyi tanımıyordum. Çok kısa bir süre sonra klarnetin benim için en uygun ve en güzel enstrüman olduğunu o yaşta bile anlamıştım.
Peki ilk başlarda klarinetin nasıl zorluklarını yaşadınız?
Klarnete ilk başladığım zaman en zorlandığım şey üflemeye çalışırken birden fazla şeyi yapmaya çalışmak ve düzgün ses elde etmek olmuştu. Aynı anda birden fazla unsur var olduğu için klarnet en başta beni biraz zorlamıştı. Aynı anda dudaklarımı, yanaklarımı, çenemi, duruşumu, ellerimi ve nefesimi kontrol etmek ve her birini doğru pozisyonda tutmak 11 yaşındaki Umay için oldukça zorlayıcı ve heyecan verici bir serüven olmuştu.
Birçok değerli orkestrada birçok önemli şef ile çalıştınız. Bu deneyimler sizin müzik çalışmalarınıza nasıl bir katkı sundu?
Bu en başta kendime olan güvenimin artmasını ve sosyal faaliyetlerde daha rahat ve girişken olabilmemi sağladı. Bunun yanı sıra çalıştığım her şeften bambaşka şeyler gördüm ve öğrendim. Çalışmış olduğum her şefin yeri benim için çok ayrıdır ve bana kattıkları için her birine ayrı ayrı teşekkür ederim. Bana sahip olduğum müzikal bakış açısını ve hayata karşı daha güçlü olmamı sağladıkları için minnettarım.
Son dönemde oda müziği çalışmalarının oldukça hızlandığını gözlemliyorum. Siz de hem bunun eğitimini aldınız hem de farklı gruplarla oda müziği konserleri verdiniz. Bunu neye bağlarsınız ve bu trendi sürdürülebilir görüyor musunuz, yoksa geçici bir eğilim mi?
Oda müziği eğitim sürecimizde de sonrasında da çok önemli bir yapı. En başta bir müzisyenin birlikte çalma, birbirini dinleme yetisini geliştiren büyük bir faktör. Kesinlikle devam etmesini istediğim bir buluşma diyebiliriz. Mevcut ve yeni oluşan birkaç grubum var şuan. Bu gruplarla güzel konserler vermek ve uzun yıllar devam etmeyi çok istiyorum.
Peki tiyatro bünyesinde uzun yıllardır sürdürdüğünüz klarnet sanatçılığı size neler kattı?
Tiyatroda çalışmak en başta farklı insanlarla, alışkın olduğum müzik türü haricinde müzikler icra etmemi ve farklı gruplara daha çabuk adapte olmamı sağladı. Bunun haricinde sosyal olarak inanılmaz bir gelişim ve değişim elde etmemi sağladı.
Yurtdışında birçok konser verdiniz. Peki içlerinde en unutulmaz olanı hangisiydi ve neden?
Aslında bu soruya 2 farklı konser ve mekan söyleyebilirim. İlki 2015 yılında Almanya’nın Bonn şehrinde Uluslararası Beethoven Festivali kapsamında yaptığımız konserdi. Bir Türk gençlik orkestrasının Beethoven 9.Senfonisini seslendirip o kadar beğeni alması ve ayakta alkışlanması inanılmaz güzel ve gurur verici bir tabloydu. İkinci ise 2017 yılında TUGFO ile Berlin Konzerthaus konseriydi. Konser Arte tarafından Avrupa’da canlı yayınlanmıştı. O konserde çoğunlukla 1.klarinet çalmıştım ve çok büyük sololarım vardı. Bu nedenle bahsetmiş olduğum bu konser her zaman benim için çok özel oldu ve halen de öyle.
Şu ana kadar sahneye çıktığınız ve mimarisi ve akustiğiyle sizi büyüleyen konser mekanı hangisiydi?
En etkilendiğim ve beğendiğim mekan kesinlikle Berlin Konzerthaus oldu.
Avrupa’da klarnet eğitiminin oldukça geliştiği birkaç ülkeden bahsedebilir misiniz? Bu ülkelerdeki müzik eğitiminin Türkiye’den farklı hangi noktalarda ortaya çıkıyor?
Klarnet dalında iki farklı sistem mevcut. Biri Alman sistem diğeri ise Fransız sistemi. Çoğunlukla dünyada Fransız sistem klarnet icra ediliyor. Fransa gerek teknik gerekse müzikal olarak inanılmaz bir seviyede bu konuda. Bunun yanı sıra İtalya’dan takip ettiğim çok iyi klarnet sanatçıları da mevcut. Farklı ekoller ve yetiştirme tarzları her yerde görülmekte.
Peki ilham aldığınız klarnet sanatçıları kimler?
İlham aldığım ve çok beğendiğim birden fazla isim mevcut. Bunlardan ilki Fransız Klarnet Sanatçısı Nicolas Baldeyroui bir diğeri ise İtalyan Sanatçı Corrado Giuffredi.
Türkiye’de sizce klarnet yeterince bilinen bir enstrüman mı? Çünkü genellikle Roman müziğiyle ilintili algılanıyor ve klasik müzikle bağlantısı gözden kaçıyor.
Aslında Türkiye’de klarnet yeterince biliniyor fakat farklı bir kulvarda tercih ediliyor. Mesela Sol klarnet Türk Müziği icra edilen bir enstrüman olduğu için genellikle insanımız bu enstrümanı tercih edebiliyor. İnsanlara klarnet çalıyorum dediğim zaman çok büyük oranda klasik müzik yerine dediğiniz gibi Roman ya da oyun havası çalıyor musun gibi sorular ve istekler geliyor.
Akademik olarak da çok başarılı bir geçmişiniz var. Peki sizce “başarı” nedir? Bana kendi başarı tanımınızı yapar mısınız?
Başarının yolu kesinlikle disiplinli ve düzenli olmaktan geçiyor bence. Çocukluğumdan beri her zaman düzenli ve istikrarlı bir insan oldum. Bunu böyle olmak için değil, gerçekten böyle olduğum için kolaylıkla devam ettirebildim ve halen de bu yapıya sahibim. Başarı ve iyi tanımları kesinlikle uçsuz bucaksız bir okyanusa benziyor. Her aşamada farklı bir şey görüyor ve bambaşka yerlere erişiyoruz.
Bir sanatçıya müzik dünyasında saygın bir konum getiren şey eğitim midir, çalışkanlık mıdır yoksa doğuştan gelen yetenek midir?
Bence bu sorunun cevabı kesinlikle insanın karakteridir. Eğitim, çalışkanlık ve yetenek karakter ile bütünleştiği zaman tamamlanır. Bir insan ne kadar saygılı, çalışkan ve düzgün yapıya sahip olursa o kadar saygı görür ve dolayısı ile saygın bir konuma erişebilir. Bulunduğu ortama kolay adapte olan, her zaman profesyonel olan ve saygı- sevgi çerçevesinde ilişkilerini devam ettiren bir sanatçının çevresinde saygın olması gayet olağandır.
CSO’da stajyer sanatçı kadrosundan kazandınız. O anda neler hissetmiştiniz? CSO’nun kurumsal olarak yeri sizin müzikal hedefleriniz arasında hangi açılardan önemli?
Öncelikle CSO’nun geçtiğimiz yıl Ağustos ayında açmış olduğu Stajyer Sanatçı Alım Sınavını 1.yedek olarak kazandım. Daha sonrasında 2021 Nisan ayında 4/B Kadrosu sınavını kazandım ve Temmuz ayında kuruma dahil oldum. Bütün bu sınavlar ve başarılı olmam beni son derece heyecanlandırdı. Kendimi gerçekten çok mutlu hissetmemi sağladı ve yıllardır süregelen çalışmalarımın/emeğimin karşılığını almaya başladım diye düşündürdü. CSO’ya her zaman dahil olmak istedim ve bu müzikal hedefim olarak her zaman ilk tercih ettiğim yer oldu.
Klarnet sizce bir orkestrada nasıl bir boşluğu doldurur?
Klarnet orkestrada özellikle üflemeli grubunda çok bütünleştirici bir sese sahip. Gerek sololarıyla gerekse eşlik partileriyle balansı her zaman sağlamakta ve kadife gibi yumuşak bir tını katmakta. Bazen de tam tersi oldukça otoriter ve sert bir karaktere dönüşebilmekte.
Peki komşularınızdan rahatsız olanlar oluyor mu provalarınız sırasında?
Ben küçükken şu an oturduğumuz yerden farklı bir yerde oturuyorduk. Ortaokul yıllarımda maalesef böyle bir sıkıntı yaşamıştım. Daha sonra oradan taşındık ve Bahçelievler’e yerleştik. Ben 8.sınıftayken taşındık ve halen bu semtte yaşıyorum. Uzun yıllardır hiç böyle bir rahatsızlık durumu oluşmadı ve bu nedenle çok mutluyum.
Şu ana kadar sizi en çok etkileyen klarnet konçertosu hangisi oldu ve neden?
İstemihan Taviloğlu Klarnet Konçertosu benim en severek ve zevkle çaldığım konçerto olmuştur. Klasik Batı Müziği haricinde daha Türk Müziği ritimleri ve ezgileri de mevcut olduğu için çok farklı bir deneyim elde etmemi sağlamıştır.
Klarnetin sesini neye benzetirsiniz?
Klarnetin sesini kadife bir kumaşa benzetiyorum. İnsanın içini ısıtan, yumuşacık hissettiren bir sesi var bana göre.
Müzik tarihinde yaşamayı en çok arzu ettiğiniz dönem hangisi?
Kesinlikle Romantik Dönemde yaşamak isterdim.
Kariyerinizin en başına döndüğünüzde 11 yaşındaki Umay’a neler tavsiye ederdiniz?
Asla korkma, pes etme ve inancını kaybetme derdim.
Klarnet eğitimi almak isteyen müzisyen çocuklara “altın değerinde” üç meslek sırrı vermenizi isteyeceğim ayrıca… Nelere dikkat etmeliler?
Klarnet çalarken duruşlarına kesinlikle dikkat etmelerini ve kendilerini çok sıkmamalarını öneririm. Bunun haricinde çok araştırmalarını, izlemelerini fakat dağılmamaya da dikkat etmelerini özellikle tavsiye ederim.
Peki siz sağlığınızda nelere dikkat ediyorsunuz performansınızı korumak için?
Küçüklüğümden beri özellikle ellerime çok dikkat ediyorum. Ellerime ve ağzıma bir şey olursa bu klarnet çalmamı ilk elden etkileyeceği ve hatta sanat hayatımı bitirebileceği için bu iki şeye özellikle dikkat ediyorum. Bunun haricinde mental olarak sağlıklı ve dinç olmak çok önemli. Her insan gibi yediğime içtiğime dikkat ediyorum ve bunun haricinde sigara asla kullanmıyorum.
Yakın tarihli projeleriniz ve hayallerinizden de bize son olarak söz edebilir misiniz?
CSO’ya yeni dahil olduğum için şu an en yakın görevlendirmemi heyecanla bekliyorum. Bunun dışında yeni oluşacak olan oda müziği gruplarımla da bir araya gelmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Tüm bunların dışında da pandeminin bir an önce son bulmasını, gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında konser vermeyi diliyorum.