Çocuk piyanist İpek Natıroğlu: “Başarı insanın emek vererek, vazgeçmeyerek istediğini kazanmasıdır”

12 Aralık 2011 tarihinde İstanbul’da doğan İpek Natıroğlu, ilkokul 3. Sınıf öğrencisi. Piyano derslerine 2016 yılında Tan Sağtürk Akademi’de başladıktan sonra, 2019 yılının Eylül ayından itibaren öğretmeni Beril Özyazıcı ile çalışmalarına devam ediyor. “Öğretmenim bana hep notaların ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Notaları ve müzik dilini iyi öğrenmem gerektiğini öğütlüyor. Benim daha öğrenmem gereken çok şey var. Öğretmenim bana sabırla öğretiyor. Bazı şeyleri kendi kendime öğrenmem için bana fırsat veriyor. Onu çok seviyorum.” diye ifade ediyor değerli piyanist Özyazıcı’ya olan hayranlığını. Ayrıca bir yandan da ilkokul ikinci sınıftan beri okul korosunda yer alıyor.

2018 ve 2019 yıllarında All Saints Moda Kilisesi’nde düzenlenen Bahar Konserleri’nde piyano çalan İpek, Mayıs 2019’da LCM (London College of Music Examinations) Piano- Step 1 sınavını başarıyla  geçtikten sonra Mayıs 2021’de ABRSM (The Associated Board Of The Royal Schools Of Music) sınavında Performance Grade 3 seviyesini geçmeye hak kazandı. Üstün yetenekli İpek, ayrıca Haziran 2021’de Tekirdağ Bilim ve Sanat Merkezi tarafından gerçekleştirilen “Genç Yetenekler Tekirdağ’da Buluşuyor” isimli ilkokullar arası Ulusal Müzik Yarışmasında Türkiye birincisi oldu.

Piyano çalmanın yanı sıra, şarkı söylemeyi, resim yapmayı, hikaye yazmayı, kitap okumayı, maket yapmayı, hayvanları ve bitkileri sevdiğini belirten İpek, yolda arabayla giderken bile rüzgarla hareket eden ağaçların onun dinlediği müzikle dans ettiklerini hayal edecek kadar derinlikli bir müzisyen adayı.

Romantik dönem bestecilerine gönülden bağlı olan İpek, bir yandan da eğer bir zaman tüneli olsaydı Beethoven ile tanışmayı ve ona besteci olmasaydı, müzik ile arasında böyle bir bağ olmasaydı hayatının neye benzeyeceğini ve ne yapmak isteyeceğini sormayı hayal ediyor.

İpek’i aşağıdaki söyleşiyle tanımaya ne dersiniz? Çok şey kazanacağınıza eminim…

Merhaba İpek. Müziğe olan ilgin ve yeteneğin ilk başta nasıl fark edilmişti ve üstüne nasıl bir eğitim ekledin?

Merhaba. Müziğe olan ilgimi ailem şöyle anlamış. Anaokuluna giderken öğretmenim bize anahtar deliğinden gizlice içeriye bakmanın doğru olmadığını anlatmıştı. Ben de  öğretmenime ablam piyano dersi alırken, salonun kapısının önünde anahtar deliğinden baktığımı söylemiştim. Öğretmenim bu söylediklerimi anneme anlatmış ve sonraki sene ben de Tan Sağtürk Akademi Ataşehir’de piyano dersi almaya başladım.

Aslında müziğe çok küçük yaşlarımdan beri ilgiliydim. Yolda arabayla giderken rüzgarla hareket eden ağaçların bizim dinlediğimiz müzikle dans ettiklerini hayal ederdim.

İlk defa piyano çalmayı öğrenmeye başladığımda, notalara bakar bakmaz mükemmel çalabileceğimi düşünüyordum. Öyle olmadığını anladığımda başta çok üzülmüştüm ama güzel piyano çalmayı çok istediğim için pes etmedim. Yavaş yavaş istediğim gibi çalabilmek için piyano ile vakit geçirmem gerektiğini anladım. Zamanla her gün piyano  çalmaya başladım. Öğretmenimin verdiği parçaları çalışıyordum bir de seyrettiğim çizgi filmlerin  ya da filmlerin müziklerini çalmaya çabalıyordum. Çalabildiğim zaman da çok mutlu oluyordum.

All Saints Moda Kilisesi’nde konser verdin. Bu konser sende nasıl hatıralar bıraktı? Neler hissetmiştin?

Bende çok güzel hatıralar bıraktı. Bence verdiğim en güzel konserdi. Konserden önce çok heyecanlıydım. Ama çalmaya başladıktan sonra rahatladım ve çok mutlu oldum. Keşke sonraki senelerde de konser verebilseydim ama salgından dolayı iki senedir konserlere katılamıyorum. Umarım ileride daha çok konsere katılma şansım olur.

Fotoğraf: Latife Tunç

Bu zamana kadar aldığın müzik sertifikaları ve yarışmalardan bahseder misin?

Piyano dersleri almaya başladıktan bir sene sonra LCM (London College of Music) sınavlarına girdim. O sene Piano Step 1 sınavını geçtim.

Bu sene ise öğretmenimle ABRSM (The Associated Board Of The Royal Schools Of Music) Grade 3 sınavına hazırlandık ve başarıyla tamamladım.

Bu sene Haziran ayında Tekirdağ Bilim ve Sanat Merkezi tarafından online olarak düzenlenen “Genç Yetenekler Tekirdağ’da Buluşuyor” ilkokullar arası Ulusal Müzik Yarışmasında da  Türkiye birincisi oldum.

Piyanoyla besteler yapmaya başladın mı?

Aslında bazı besteler yapmaya başladım. Tabii çok profesyonel değiller. Piyanoyla vakit geçirmeyi çok seviyorum ama bence beste yapmak çok kolay bir iş değil çünkü bestemin çok özel bir melodisi olmasını istiyorum bunun için çok çalışmak gerekiyor.

Piyanonla aranda nasıl bir bağ var? Onsuz kaldığın günler oldu mu? Piyanona yeniden kavuştuğunda neler hissetmiştin?

Evde kaldığımız günlerde piyanomla aramdaki bağ güçlendi. Geçen yaz İstanbul dışında olduğumuz zamanlar için bir klavye aldık. Piyanodan uzak kaldığım zamanlarda onunla çalıştım. Evdeyken canım istediğinde piyanoya hemen koşup istediğimi çalabiliyorum. Bazen çok geç ya da erken saatler olursa sesini kısıyorum. Bazen ablamın online sınavları oluyordu, o zamanlarda da sabırsızlıkla sınavın bitmesini bekliyordum. Okulumuzun girişinde de bir piyano var, teneffüslerde onu da çalabiliyoruz ama piyano olmayan bir eve gittiğimde keşke burada da çalabileceğim bir piyano olsaydı diyorum. Ara tatilde piyanodan uzak kaldığım birkaç gün oldu, o günlerde  kendimi biraz endişeli hissettim. Ona kavuştuğum zaman çok mutlu oldum, kendimi daha huzurlu hissettim.

Peki ilham aldığın konser piyanistleri kimler?

İlham aldığım, çok özendiğim birçok piyanist var. Fazıl Say, Gülsin Onay. İdil Biret’in köprünün üzerinde verdiği konser de beni çok etkilemişti.

Bir de ablam İstanbul Devlet Opera ve Balesinde çocuk dansçı olarak gösterilerde yer alıyor, onun birçok gösterisine ve provalarına ben de gidiyorum. O gösterilerdeki ve konserlerdeki piyanistleri de hayranlıkla dinliyorum. Aynı eseri defalarca dinlesem de sıkılmıyorum. Tekrar tekrar dinledikçe daha çok seviyorum.   

Hayatından en çok etkilendiğin besteci hangisi ve neden?

En çok etkilendiğim besteci Beethoven çünkü o ne olursa olsun beste yapmayı bırakmadı ve müzikle arasındaki bağı hiç koparmadı.

Mozart’ı da çok beğeniyorum. Sihirli Flüt Çocuk Operası’nı çok beğendim, babamla iki kez seyrettik.

Sence başarı ne demek?

Bence başarı insanın emek vererek, vazgeçmeyerek istediğini kazanması demektir.

Müzik hayatında nasıl bir boşluğu dolduruyor?

Hayatımda müzik olduğu için kendimi şanslı ve farklı hissediyorum. Ben küçükken de hayatımda hep müzik vardı.

Daha konuşmayı tam bilmezken Yapıncak Gürerk Okyar’ın “Music Together” sınıflarına katılıyormuşum.

Müzik olmasaydı nasıl olurdu düşünemiyorum. Müzik dinlerken, şarkı söylerken ve piyano çalarken kendimi çok iyi hissediyorum.

Bir zaman tüneli olsa hangi besteciyle tanışmak ve ona ne sormak / söylemek isterdin?

Beethoven’la tanışmak isterdim. Ona besteci olmasaydı, müzik ile arasında böyle bir bağ olmasaydı hayatının neye benzeyeceğini ve ne yapmak isteyeceğini sorardım.

Müziğin bir rengi olsa o renk sence ne olurdu ve neden?

Bence müziğin tek bir rengi olamaz. Bana göre müzik duygularımızı ifade ediyor. Nasıl duyguların tek bir rengi yoksa müziğin de tek bir rengi olamaz.

Konservatuar eğitimi sence neden önemli?

Ben maalesef konservatuvara gitmiyorum. Bana göre konservatuvar sayesinde çocuklar iyi bir sanat eğitimi alma şansına sahip oluyorlar. Çok iyi öğretmenlerle dersler yapıyorlar. Müziği ve baleyi çok iyi öğrenebiliyor, bu dallarda meslek sahibi olabiliyorlar.

Piyanoda çalmaktan en çok hoşlandığın besteci / beste hangisi?

Çaykovski çünkü o bir romantik dönem bestecisi. Onun eserlerinin melodilerini çok beğeniyorum. Sürekli dinlemek istiyorum. İleride onun birçok eserini çalabilmek isterim.

Peki nasıl bir çalışma tempon var? Günde kaç saat piyano çalışırsın?

Aslında çok ağır bir çalışma tempom yok. Günde yaklaşık bir saatimi piyanonun başında geçiriyorum. Çalışmam gereken parçaları çaldıktan sonra, beğendiğim melodileri çalmaya çalışıyorum. Kendi bestelerimi yapmaya çalışıyorum. Online derslerde ders aralarında da 

piyano başında vakit geçirebiliyorum.

Beril Özyazıcı’nın sana verdiği ve hiç aklından çıkmayan öğütlerden birkaçını bizimle paylaşır mısın?

Öğretmenim bana hep notaların ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Notaları ve müzik dilini iyi öğrenmem gerektiğini öğütlüyor. Benim daha öğrenmem gereken çok şey var. Öğretmenim bana sabırla öğretiyor. Bazı şeyleri kendi kendime öğrenmem için bana fırsat veriyor. Onu çok seviyorum.

Sahnede bir piyanisti izlerken kendini onun yerine koyar mısın?

Sahnede bir piyanisti izlerken kendimi onun yerine koyuyorum. Onun çalarken hissettiği duyguları anlamaya çalışıyorum.

Geleceğe dair hayallerin neler?

Gelecekte besteci ya da piyanist olmayı çok isterim. Ben hayvanları da çok seviyorum, o  yüzden veteriner olup vahşi doğadaki hayvanlara yardım etmek, yeni hayvan türleri keşfetmek de isterim.

Benim için hazırladığınız sorular için ve sayfanızda bana da yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim sevgili İpek. Müzik yolun hep açık olsun.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s