2004 yılında Samsun’da doğmuş olan Bora Bahar’ın müziğe olan ilgisi küçük yaşlardayken, hatta 2,5 yaşındayken fark edildi. 2012 yılında Samsun Devlet Opera ve Balesi, Çocuk Korosunda solist olarak şarkı söylemeye başladı. 2012 yılında müzik öğretmeni Gülin Öziskender Flinn’den piyano dersleri aldı. Aynı yıl Anadolu Üniversitesi, Devlet Konservatuarı Müzik ve Bale Ortaokuluna kabul edildi ve piyano eğitimine Doç. Gökhan Aybulus’un öğrencisi olarak başladı. 2017 yılından itibaren piyano eğitimine Prof. Serla Balkarlı’nın rehberliğinde devam etti. Bugüne kadar Nikolai Demidenko, Devlet Sanatçısı Gülsin Onay, Prof. Hande Dalkılıç, Prof. Metin Ülkü, Prof. Ece Demircioğlu, Prof. Dr. Hülya Tarcan, Stephane Blet, Jerzy Sterczynski, Piotr Grodecki, Malgorzata Zarebinska, Doç. Kandemir Basmacıoğlu ustalık sınıflarına katıldı.
2018 yılında yapılan 13.Uluslararası Pera Piyano Yarışması’nda “Teşvik Ödülü” kazandı. Mart 2019’da M.Erdem Çöloğlu’nun yönettiği Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrasına solisti olarak seçildi ve Haydn’nın D majör Hob.XVIII No.11 Piyano Konçertosunu çaldı. 2019 yılında Bulgaristan’ın Albena şehrinde yapılan “Heirs Of Orpheus” piyano yarışmasında 11-14 kategorisinde birincilik ödülü kazandı. Piyano eğitimini Anadolu Üniversitesi, Devlet Konservatuarı, Müzik ve Sahne Sanatları Lisesinde Prof. Serla BALKARLI ile devam ediyor.
Müzikle yakından ilgili bir ailede büyümenin avantajını yeteneğiyle birleştirip müzik dünyamızda sağlam bir yer edinme sürecinde olan Bora Bahar’ın piyano konusundaki üstün yeteneğini, katıldığı yarışmaları, aldığı dereceleri, geleceğe dair hayallerini ve disiplini çabalarını tanımanız için aşağıda kendisiyle gerçekleştirdiğimiz söyleşimiz sizleri bekliyor:
Müziğe olan ilgin nasıl fark edildi? O andan itibaren müzikal yönünü güçlendirmek adına neler yaptın?
Ailem benim müzikal yeteneğimi çok küçük yaşta fark etmiş. Ben 2.5 yaşındayken… Müzik aletleri satan bir mağaza önünden geçerken ben mağazanın içine girerek bateri çalmaya başlamışım. Sonrasında mağazadan iki davulla çıkmışız. Bu olayla birlikte müzikle olan bağım başlamış. Ailem bu müzikal yeteneğimi basit müzik enstrümanları ve oyunlarla desteklemiş. Küçükken müzik yapabildiğim birçok oyuncağım vardı. Marakas, davullar, ksilofon, flüt, org, zil gibi müzik aletleri ile babamın gitarı bunlardan bazıları. İlkokula başlayana kadar müzik benim için bir oyun ve eğlenceydi. Sekiz yaşında piyano derslerine başladım ve işte buradayım.
Henüz dokuz yaşındayken Samsun Devlet Opera ve Balesi, Çocuk Korosunda solist olarak şarkı söylemeye başladın. Şu anda piyano mu daha ağır basıyor şan mı?
Çocuk korosundayken şarkılar söyleyerek müziğe devam ettim. Evde Franz Schubert’in “Ave Maria” adlı eserini söylerdim. Babamın müzik bölümünde arkadaşları vardı ve onlarla da müzik hakkında sohbet ederdik. Açıkçası o zamanlarda evde dinlediğim müzikler okulda hiç öğretilmediği için bana ilginç gelmişti. Şimdi piyano her zaman ilk sırada. Fakat şarkı söylemeyi de severim.
Bugüne kadar Nikolai Demidenko, Devlet Sanatçısı Gülsin Onay, Prof.Hande Dalkılıç, Prof. Metin Ülkü, Prof. Ece Demircioğlu, Prof. Dr. Hülya Tarcan, Stephane Blet, Jerzy Sterczynski, Piotr Grodecki, Malgorzata Zarebinska, Doç. Kandemir Basmacıoğlu ustalık sınıflarına katıldın. Bu ustalık sınıflarından senin piyano çalış tarzına yansıyan belli başlı katkılar ne oldu?
Ustalık sınıfları müzik öğrencilerinin çeşitli teknikleri ustalardan öğrenmesini sağlıyor. Farklı bakış açıları ve farklı teknikler öğrenmek çalışımızda etkili olabiliyor. Her biri farklı teknik ve farklı ses renkleri veriyor.
Piyano öğrenimin sırasında öğretmeninin sana verdiği ve hiç unutamadığın bir öğüt var mı?
Piyano öğretmenimin bana verdiği en önemli öğütler; parçaları doğru bir şekilde etüt etmek, beden dilini kullanarak ve kendini kasmadan çalmak diyebilirim. Bunun dışında hep söylediği bir şey çalışmak, çalışmak, çalışmak…
Aldığın ödüllerden ve katıldığın yarışmalardan bahseder misin?
Şu ana kadar 13.Uluslararası Pera Piyano Yarışmasında “Teşvik Ödülü” kazandım ve Bulgaristan’da yapılan “Heirs Of Orpheus” piyano yarışmasında 11-14 kategorisinde birincilik ödülü kazandım. Kazandığım yarışmalar beni mutlu etti ve özgüvenimi arttırdı. Stresli bir çalışma dönemi olsa da yarışmalara katılmayı önemsiyorum. Yarışmalara düzenli bir şekilde katılmaya başladığım dönemde pandemi ortaya çıktı. Bu nedenle pek çok yarışma iptal edildi ya da ertelendi. Bu da potansiyel yarışma yoğunluğumu hafifletti.

Online yarışmalar mı canlı yarışmalar mı sana daha avantajlı görünüyor?
Online yarışmaları yarım performans olarak görüyorum. Bu yüzden canlı yarışmaları tercih ederim. Canlı yarışmalarda heyecan ve tutkuyu doğrudan hissedebiliyorum. Stersi yüksek düzeyde olsa da canlı yarışmaların daha heyecanlı olduğunu düşünüyorum.
Sence yarışmalara katılmak, bir müzisyende nasıl bir özgüven yaratır?
Bence müzisyenlerin bir yarışmaya hazırlanması ve bunun için çalışması müzikal olarak daha çabuk gelişmesine katkı sağlar. Yarışmada derece almasa bile bu hazırlanma aşaması onun gelişmesine önemli katkılar sağlar. Tabi ki katıldığı yarışmadan derece almışsa bu da onun için harika bir motivasyondur.
Mart 2019’da M.Erdem Çöloğlu’nun yönettiği Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrasına solisti olarak seçildin ve Haydn’nın D majör Hob.XVIII No.11 Piano Konçertosunu çaldın. Haydn senin için ne ifade ediyor?
Haydn Klasik dönemin ilk bestecilerinden ve bende ilk solo orkestra performansımı Haydn’nın Re majör Piyano Konçertosu ile yaptım. Bu ilkler olarak düşünüldüğünde benim için çok özel bir deneyimdi. Haydn’nın eserleri Klasik dönem bestecileri arasında son derece coşkulu zarif ve ahenklidir. İkisini birleştirmek benim için keyifliydi. Hem çalarken hem dinlerken bunu yaşıyorum.
2019 yılında Bulgaristan’ın Albena şehrinde yapılan “Heırs Of Orpheus” piyano yarışmasında 11-14 kategorisinde birincilik ödülü kazandın. Bu ödülü hangi eserle kazandın ve manevi açıdan sana nasıl bir katkı sundu bu birincilik?
“Heirs Of Orpheus” piyano yarışmasında üç eser çaldım. Bunlar; Frederic Chopin – Etude Op.25 No. 2, Domenico Scarlatti – Sonata in D minor ”Pastorale” K.9 ve Ludwig van Beethoven – Rondo e capriccio op.129 du. Bu eserler arasında en çok zevk alarak çaldığım eser Chopin – Etude Op.25 No. 2 adlı eseriydi. Bu esere çalışırken ve yarışmada çalarken bana son derece müzik hazzı sağladı diyebilirim. Chopin çalarken bir ateş halkasından geçip okyanusun serin ve durgun sularına erişmiş gibi hissediyorum.
Peki “vazgeçilmez” diyeceğin kompozitörün hangisi ve hangi eseri?
Tek bir kompozitör söylemem zor fakat benim için ilk dördü söyleyebilirim. Sergei Rachmaninoff – 2.Piyano Konçertosu, Edvard Grieg – Lirik Parçalardan Arietta, Frederic Chopin – Noktürn Op.9 No.2, Gustav Holst – Gezegenler Süitinden 4.Bölüm “Jüpiter”.
Geçmişe ışınlanma hakkın olsa, hangi kompozitörle tanışmak ve ona ne sormak / söylemek isterdin?
Geçmişe ışınlanmak gibi bir imkanım olsa, Mozart, Beethoven, Bach, Debussy ve Tchaikovsky ile tanışmak isterim. Onlara kompozisyon, bestecilik, müzikal teknikler, bestelerini yazarken genel olarak neler hissettiklerini ve bunların dışında eğitim hayatları ile ilgili sorunlar sormak isterdim.
Herhangi bir burs imkanından yararlanıyor musun?
Şu anda herhangi bir burs imkanından yararlanmıyorum.
Pandemide müziğini geliştirmek anlamında neler yaptın?
Pandemide müziğimi geliştirmek için küçük te olsa bazı besteler yapmaya başladım. Tabi bunun dışında Piyano hocam Prof. Serla Balkarlı ile çalışmalarıma devam ettim. Mecburi olan evde kalma durumunu avantaja çevirdim. Daha rahat ve çok yorulmadan çalışma imkanım oldu.
Çok beğendiğin, kendine referans aldığın piyanistler var mı, kimler?
Grigory Sokoloff, Martha Argerich, Arthur Rubinstein, İdil Biret, Daniel Barenboim ve Vladimir Horowitz. Bu saydıklarımın dışında elbette farklı piyanister de var. Aslında çalıştığım parçaları farklı piyanistlerden dinlemeyi seviyorum.
Pandemi öncesinde klasik müzik konserlerine izleyici olarak ne sıklıkla katılırdın?
Eskişehir sanatsal etkinliklerin yoğun olarak yapıldığı bir şehir, haftada en az iki güzel konsere katılabilirsiniz. Pandemi öncesinde konserlere sık sık giderdim. Pandemi sürecinde konser etkinlikleri yapılamıyor ama sanal olarak yapılan etkinliklere oldukça sık katıldım.
Arkadaşların arasında klasik müzik sevgisi ne boyutta? Senin piyano tutkun onlara ilham oluyor mu?
Arkadaş çevrem genel olarak müzik eğitimi alıyor zaten. Herkesin müzik zevki ve tutkusu güçlü. Bu nedenle onlarla müzik hakkında sohbet etmek her zaman eğlenceli oluyor. Müzik eğitimi almayan arkadaşlarım da benim piyano tutkumdan etkileniyor. Çaldığım eserler ve bestecileri onların müziğe olan ilgilerini arttırıyor. Klasik müzik dışında yapılan müzik ve popüler müzikal gelişmelerden konuşuyoruz.
Kendine dair gelecek planları kuruyor musun? Kendini nerede hayal ediyorsun?
Bu sene 11.sınıf bitiyor ve önümüzdeki yıl lisans için hazırlığım olacak. Pandemi bazı hayallerimi etkilemiş olsa da pozitif düşünüyorum. Şu anda devam ettiğim okul son derece iyi öğretmenlere ve iyi şartlara sahip. Türkiye’de de eğitimime devam edebilirim yurt dışına da gidebilirim. Bunu zaman gösterecek.