Küçük piyanist Irmak Akıncı: “Geçmişe ışınlanıp Bach’tan kompozisyon dersi almak için onu ikna etmeye çalışırdım”

Fotoğrafı çeken: Refik Özseven

Irmak Akıncı, 4 yaşından beri piyano başında hayalleriyle notaları birleştiriyor. Rus ekolü öğretmenlerden eğitim alan, dolayısıyla çaldığı her eserin dönemini ve bestecisini yakından inceleyip tanıyarak müziğe bütüncül yaklaşmayı öğrenen Gaziantepli Irmak “piyano çalmak benim için bir tutku” diyor ve açıklıyor: “Tuşlarından kalbime giden bir yol var sanki. Parmağımın ucundan kalbime gidiyor. Bazıları resim yapmayı, bazıları yazı yazmayı seçer; ben kendimi ifade etmek için müziği seçtim. Beste yapıyorum. Kadın besteciler daha az sanki….”

Müziği bu yaşta hayatının büyük bir parçası haline getirmiş olan Irmak, bu zamana kadar ailesine ait müzik okulunda eğitimine devam etti. “Hedeflerim var: Konser piyanisti ve besteci olmak istiyorum” diyor. Gaziantep’de bu hayallerini karşılayacak olanakları bulamadığından şikayet eden Irmak, ailesinin de büyük bir özverisiyle şehir değiştirecek ve bu sene Ankara’da Bilkent ve Hacettepe Konservatuvar sınavlarına girecek. Eğer kazanırsa ressam olan annesi ve kardeşi ile birlikte Ankara’ya yerleşecekler; babası ise Antep’te işlerinin başında kalacak.

Irmak, bu tutkusunun izinde çok sevdiği babasından bile fiziksel olarak ayrı kalmayı göze alarak hayallerini gerçeklikle buluşturmak için çırpınıyor. Hatta bebekken baba demeye başladığında bile bunu melodi ile söylediğini anımsıyor. “Ailem bizim daha iyi bir geleceğe sahip olmamız için elinden geleni yapmaya hazır” diyor. Hatta annesinin “coğrafyan kaderin olmamalı” sözünü hep anımsıyor Irmak. “Ben de bu yüzden günde 6 saat piyano çalışıyorum. Başarmak istiyorum Menekşe Ablacım” cümlesi ise kalbimin tam orta yerine oturdu ve beni çok duygulandırdı. Irmak çok güzel besteler yapıyor ve şu anda da üzerinde çalıştığı besteler var. Üzerine en çok titrediği bestesi ise Matruşka. Tıpkı Matruşka bebekleri gibi insanların da içinden bir sürü insan ve duygu çıkmasından esinlenmiş küçük besteci…. Geçmişe ışınlanıp Johann Sebastian Bach’tan kompozisyon dersi almak için onu ikna etmeye çalışırmış hatta.

“Ailem ve etrafımdaki öğretmenler bana inanıyor ama ben kendime çok daha fazla inanıyorum” diyen Irmak’ın bu yaşa kadar ortaya koyduğu üstün başarıları ve performansı, gelecek hayalleri ve projelerine kulak vermenizi çok isterim, çünkü kendisi yaşının çok ötesinde bir bilişsel farkındalığa ve sanatsal yeteneğe sahip ve herşeyin de ötesinde çok hümanist, pırıl pırıl bir çocuk. İleride Viyana veya Moskova’da okumak istiyor, çünkü en iyileri hedeflediğini, sınırlarını zorlaması gerektiğini belirtiyor. Beni kararlılığına çok inandırdı, sizin de ona hayran kalacağınıza eminim…

** Irmak, Temmuz ayında müjdeli haberi verdi: Artık kendisi müzik hayatına Bilkent Üniversitesi Konservatuarı’nda devam edecek. Çok tebrikler!

Irmak merhaba. On yaşına ne kadar çok yarışma ve ödül sığdırmışsın, tebrik ederim. Öncelikle müziğe olan ilgin ve yeteneğin nasıl ortaya çıktı? Onu öğrenmek isterim. 

Merhaba. Teşekkür ederim. Benim hatırlamadığım bebeklik dönemimde ailem şöyle anlatıyor. Baba demeye başladığımda bile melodi ile söylemeye başlamışım. Duyduğum her şarkıyı söylemeye çalışıyormuşum. Bunun üzerine ailem ben 2 yaşındayken eve piyano getirmiş. 2,5 yaşındayken minik çocuk şarkıları çalmayı annem öğretmiş. Profesyonel anlamda 4 yaşında anne-babamın kurucuları olduğu Özel Ferit Ginol Kültür ve Sanat Merkezi’nde eğitimime başladım. 

Başlangıcından beri Rus ekollü öğretmenler eşliğinde piyano tekniğini geliştiriyorsun. Öğretmenlerinin sana verdiği ve çalarken hiç unutmadığın birkaç öğüdü bizimle paylaşır mısın? 

Azerbaycanlı öğretmenim Tofig Shkihiyev ile çalıştım önce. Daha sonra Ukraynalı öğretmenim Katryna Klymenko  ile çalışmaya başladım. Katryna öğretmenim ile ben sanki bütünleştim. Benim elimden tutup yürümedi beni yukarıya çekti. Öyle hissediyorum. Ben de emeği çok büyük. Onun en büyük öğüdü her eserin farklı doğası var. Çalıştığın eserin bestelendiği dönem ve bestecisi çok önemli. O eseri seslendirirken bunun farkında olman gerekiyor. Nota yazımında kullanılan terimleri dönemlerine göre farklı bir şekilde değerlendirmen gerekebilir çünkü bu bir bütün.

Gaziantep BİLSEM’de edindiklerin müzik eğitimine nasıl bir katkı sağlıyor? 

Bilsem’in sınavını ilkokul birinci sınıftayken kazanmıştım. Belki diğer arkadaşlarım için büyük katkıları olmuştur. Ancak benim için öyle olmadı. Çünkü ben zaten aktif olarak öğretmenlerimle derslerime devam ediyordum. 

Katıldığın yarışmalar ve başarılardan da söz eder misin? 

İlk olarak A.B.D. South Florida Uluslararası Piyano Yarışmasında 2.lik ödülü aldım.Daha sonra Almanya’da Musical Fireworks in Baden Wuerttemberg Uluslararası Piyano yarışmasında 3.lük ödülü aldım. Canadian-Ukranian Festival of Children and Youth Creativity Toronto Müzik Festivaline hem kompozisyon hem piyano dalında katıldım. İki dalda da birincilik ödülü aldım. International Music Competition CA Renaıssance yarışmasına piyano dalında katıldım ve 1. Lik ödülü aldım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çocuk Besteciler Buluşmasına kendi bestem olan ‘’Matruşka’’ ile katıldım. Finale kaldım. Aralarında Cihat Aşkın, Turgay Erdener, Oğuzhan Balcı, İbrahim Yazıcı ve Çiğdem Erken’in de olduğu ünlü besteci ve orkestra şefleriyle buluşma hakkı kazandım. Tabi pandemiden dolayı bu online oldu. Barış Gemici ve Yusuf Meşçi öğretmenlerimle bestecilik dersi yaptık.

Bir yandan da besteciliğe ilgi duyuyorsun ve bu konuda atölyelere katılmışsın. Şu ana kadar yaptığın bestelerden söz eder misin? 

Bu zamana kadar yaptığım minik besteler var ama bunlar tam oturmuş değil. Matruşka adlı bestemden bahsetmek istiyorum. Beste yaparken aklıma melodiler geliyor. Ve o melodiler için piyanonun başına oturuyorum. Melodi aklımdan hiç çıkmıyor. Sanki beni bir besteye dönüştür diyor. Yoğun duygular yaşadığım zaman yapmak istiyorum. Bu hüzün de olabilir mutluluk ta olabilir. Matruşka üç bölümden oluşuyor. İnsanların içinde de bir sürü insan var. Bu insanların içinde duygular var. Matruşka da küçülüyor ve büyüyor. Duygular da öyle.

Şu an üstünde çalıştığım bir beste var. Aklıma 6 notadan oluşan melodi geldi. Hüzün ve gerilim var. İki bölümden oluşuyor. İkinci bölümde ise sanki bir çizgi film ekleniyor gibi. Tom ve Jerry’deki kovalamacaya dönüşüyor gibi. Zıtlık var.

Fotoğrafı çeken: Refik Özseven

Sence iyi bir besteci hangi özelliklere sahip olmalı? 

Bence duygusal öğeler olmalı ama sadece ilham vs. bunlara da odaklanmamalı. Düşünmek de çok önemli bence. Geçmiş dönemde yapılmış müziklere hakim olmak. Çok dinlemek. Bestecileri tanımak örnek almak çok önemli. Ve önyargılı olmamalı . Bazen peynirin üstüne reçel sürer yersin ve bu çok güzel olur. Ben klasik müzik dinlemeyi çok seviyorum ama çok farklı müzikler de dinliyorum. 

Eserlerini çaldığın bestecilerin hayatlarını da okur musun? Hangi hayat seni en çok etkiledi ve neden? 

Tabi ki okurum. Çalmadığım fakat dinlediğim bestecilerin de hayatını merak ediyorum hangi dönemde yaşamış o dönemde neler varmış. Hatta bazen araştırırken başka da bir çok şey öğreniyorum. Mozart’ın dehalığına hayranım. Beethoven’ın tutkusuna hayranım.

Peki ilham aldığın besteci kim ve neden? 

William Gillock eserlerini çok seviyorum. Rodion Shchedrin’de çok seviyorum. Ama onlardan önce Franz Liszt ve Sergei Rachmaninoff dinlemeye bayılıyorum. Rachmaninoff eserlerinde geniş ezgilerin akışını çok seviyorum. Liszt’in eserleri inanılmaz parıltılı. Gillock’un eserleri de birer duygusal bulmaca gibi.

Piyano çalmak senin için ne ifade ediyor? 

Piyano tuşları ile kalbim ve beynim arasında görünmeyen bir kablo var gibi. Düşüncelerimi ve duygularımı konuşmadan aktarabiliyorum. Bazıları resim yaparak bazıları yazarak anlatır ben çalarak anlatıyorum. Piyano sanki benim bir parçam. Tuşlarına dokunmadığım bir gün yok neredeyse. 

Peki sahneye her çıktığında neler hissediyorsun? 

Çok heyecanlanıyorum. Kalbim çarpıyor. Sonra derin bir nefes alıp başlıyorum.

Bir yarışmaya nasıl hazırlanıyorsun? 

Çok çalışıyorum ve çok dinliyorum.

Çok mutlu olduğun günler piyanonda en çok hangi eseri çalmayı seversin? 

Slonimsky – Cartoons and Adventures

“Coğrafyan kaderin olmamalı” diyen annenin desteği ve özverisiyle yeterli imkanı bulamadığın Antep’ten Ankara’ya taşınma planların var sanırım. Konservatuar eğitimini neden önemli buluyorsun? 

Gaziantep’te Batı Konservatuvarı yok maalesef. Babam erken yaşta konservatuvara girmemi çok önemli buluyor. Annem de bana örmek oldu. İşletme masterından sonra Resim Bölümü okudu. Çok zorlandı ama başardı. Şehir değiştirmek bizim için çok zor olacak biliyorum babam Gaziantep’te kalacak annem kardeşim ve ben Ankara’da olacağız. Ama sadece piyano çalmayı öğrenmek yeterli değil. Müzik teorisini de öğrenmem gerek. Sanatın ne olduğunu da anlamam gerek. O havayı solumam gerek. Benim gibi olan çocuklarla beraber olmam gerek. Ben bunun zorluğunu yaşıyorum. Ortak noktalarımızın olduğu arkadaşlarla beraber olmak istiyorum. Ve en iyisini istiyorum. Ankara’daki Konservatuvarların sınavlarına gireceğim. Ve bunun için günde 5-6 saat çalışıyorum. Çok istiyorum. Öğrenmek istiyorum gerçek anlamda.

Peki konservatuar sonrasında yurtdışına gitme planların var mı? Varsa hangi ülke ve neden? 

Tabi ki var. Viyana veya Moskova’da okumak istiyorum. En iyisini istiyorum çünkü. Müzik dünyamı geliştirmek ve sınırlarımı zorlamak istiyorum.

Peki küçük bir piyanist olarak senin “süper gücün” ne Irmak? 

Benim süper gücüm duygum. Ben kalbimle piyano çalıyorum.

Geleceğe dair hayallerinden söz eder misin? Örneğin iyi bir konser piyanisti ve aynı zamanda senin gibi çocukları yetiştiren bir öğretmen mi olmak istersin? Veya müziği hobi olarak mı sürdürürsün? 

Sahneyi çok seviyorum. Şu anda başka bir şey düşünmüyorum. Konser piyanisti olmak istiyorum ama ileride ne olur bilmiyorum. 

Pandemi öncesinde klasik müzik konserlerine gider miydin? Ne sıklıkla? Neler hissedersin? 

Gitmeyi tabi ki çok isterdim. Bu konuda şanslı değilim, Gaziantep’te sıklıkla olmuyor çünkü. Canlı dinleme şansım sadece Fazıl Say konserinde oldu. Ama video performans dinleyip izliyorum hep. Orada hayal ediyorum kendimi.

En çok beğendiğin piyanistler (Türk ve yabancı) kimler ve neden? 

Gülsin Onay, Gökhan Aybulus ,Fazıl Say ,Özgür Ünaldı… Onlara çok büyük saygım var öncelikle hepsinde hayran olduğum farklı şeyler var tek bir sebep yok.

Evgeny Kissin, Valentina Lisitsa ,Yuja Wang.

Sence iyi bir piyanist olmak için neler yapmak gerekir? 

Çok ama çok çalışmak gerek. Disiplin gerek kendi kendine uyguladığın. Hiç son yok gibi düşünmek gerek. Çünkü gerçekten sanat sonsuz.

Geçmişe ışınlanıp bir besteciyle tanışma şansın olsa o besteci kim olurdu ve ona ne sorardın?

Geçmişe ışınlanıp Johann Sebastian Bach’tan kompozisyon dersi almak için onu ikna etmeye çalışırdım.

Sence piyano söz konusu olduğunda yetenek mi daha önemli çalışkanlık mı? 

Yetenek tabi ki gerekli ama çalışmak bence ondan çok daha önemli. Disiplinli olmak çok önemli.

Son olarak hayalindeki piyanoyu tarif eder misin bize? 

Gümüş bir akustik piyano hiç akordu bozulmuyor. Açıldığında çok büyük katlandığında çantana koyabiliyorsun.

Çok tebrik ederim seni ve bol şans dilerim konservatuar sınavlarında… 

Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Ben de bu yıl sınava girecek tüm arkadaşlarıma başarılar dilerim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s