Küçük piyanist-besteci Giray Karagülle: “Klasik müzik yanımda olan ama göremediğim canlı bir varlık. Çalarken yanımda müziğin ruhu duruyor sanki”

Giray Karagülle, Ankara’da yaşayan dokuz yaşındaki üstün yetenekli bir müzisyen. Gitarist babası ise onu bu süreçte hem çok desteklemiş hem de çok güzel ve yaşına uygun bir yön çizmiş. Henüz ilkokul üçüncü sınıfa gidiyor ama müzik hayatı, 6 yaşındayken yaşına göre oldukça zor bir tercih olan Bach’ın re minör Toccata ve Beethoven Für Elise eserleriyle başladı. Geçtiğimiz sene Ankara / Çankaya Belediyesi’nin düzenlediği 12’nci müzik yarışmasında piyano dalında birinci olan ve aynı yıl birinci ulusal çocuk besteciler buluşmasına “Medusa” adlı bestesiyle katılmaya hak kazanan Giray üretkenliğine sınır tanımadan devam ediyor ve bu yıl ulusal çocuk besteciler yarışmasına “Hırsın Gücü” adlı bestesiyle katılmaya hak kazandı.

Bunların yanı sıra tarihe, klasik müziğe, mitolojiye, resim yapmaya, bilgisayar oyunlarına ve film müziklerine meraklı olan Giray’ın, tarih, klasik müzik ve mitoloji konularında yazdığı “Tarih Bilgini” adlı bir bloğu ve tarih hakkında videolar ve bestelerimi yayınladığı “Giray’ın Bilgi Dünyası” adlı bir Youtube kanalı var.

Giray kabına sığmayan, sürekli üreten bir çocuk. Tıpkı bisiklet üzerinde pedal çeviren, kendisini sürekli pedal çevirip ilerlemek zorunda hisseden bisikletçi metaforu gibi… Bir yandan YouTube kanalında Truva Savaşı’nın nedenleri ve savaşların detaylarına inerek anlattığı videosunu hazırlıyor, diğer yandan ekranı selamlayarak yeni bestesini seslendiriyor. İleride besteci olsa bile ya arkeologluk ya da tarihçiliği beraberinde götürmek istiyor, çünkü tarihi gerçek anlamda çok seviyor ve bu tarih sevgisi ezbere değil, olayların neden-sonuç ilişkilerine kadar inceleyen gerçek bir meraklı mizaçla kazanılmış.

“Müzik senin için ne demek Giray?” diye sorduğumda, yanıtı, “Kelimelere ihtiyaç duymadan, kendimi anlatmamı sağlayan, ruh halimi etkileyen seslerdir” oluyor. Ders aralarında dinlenmek için piyano çalıyor; çalışmayı çok sevdiğini ifade ediyor; pandemi öncesinde klasik müzik konserleri ve operaya giderek kendini entelektüel olarak da besliyor ve bu etkinliklerden gelecekteki beste temaları için fikirler üretiyor. Yalnızken ise klasik müzik ona arkadaş oluyor. “Ve o benim için yanımda olan ama göremediğim canlı bir varlık. Ben çalarken yanımda müziğin ruhu duruyor sanki…” diye ifade ediyor bu tutkusunu.

Giray’ı, emin adımlarla ve güçlü yükselişini, müzik dünyamıza kazandıracağımız bu değerli çocuğu tanımalısınız:

Giray merhaba, dokuz yaşındasın ve üç yıldır müzik hayatının içinde büyük bir çaba ve disiplinle yer alıyorsun. Kendini biraz tanıtır mısın okurlarımıza?

23 Mayıs 2012’de Ankara’da doğdum. 9 yaşındayım. 3 yıldır piyano çalıyorum ve besteler yapıyorum. Tarih okumayı, resim yapmayı, bilgisayarda araştırma yapmayı seviyorum! Özellikle tarih, klasik müzik ve mitoloji konularında yazdığım Tarih Bilgini adlı bir bloğum var. Ayrıca tarih hakkında videolar ve bestelerimi yayınladığım Giray’ın Bilgi Dünyası adlı bir Youtube kanalım var.

Konservatuara gitme hayallerin var mı? Neden? 

Evet. Aslında var. Güzelce çalışıp konservatuvara gitmeyi çok istiyorum. Ama bir yandan da tarihle ilgilendiğim için arkeolog olma hayali de kuruyorum. Galiba besteci olup tarih ile ilgilenmeye devam edeceğim!

Müziğe ilk başlamanda Bach’ın yeri çok büyük. Bach senin için ne anlam ifade ediyor? Biraz kişisel duygularını almak isterim. Çünkü bir yandan da zorlu bir besteci ve onun eserleri üzerinden kendini kanıtlamaya çabalıyorsun. 

Aslında Bach’ın benim düşüncelerimde bambaşka bir yeri var. Ona çok büyük saygı duyuyorum. Onun bestelerini dinlerken düşüncelere dalıyorum. Eserin atmosferine göre kendimi kızgın, neşeli, gergin hissediyorum.

Peki piyanoda çaldığın ilk eseri anımsıyor musun? Ne kadar süre çalışmıştın? 

Sanırım, Beethoven Für Elise piyanoda çaldığım ilk parçaydı. Piyano öğretmenimle ilk bölümünü birkaç derste yapmıştık. 

Piyanoda bir eserde zorlandığında, hata yaptığında nasıl bir çalışma yöntemi izlersin? 

Öncelikle zorlandığım ölçüleri işaretler, sonra yavaş bir metronom açıp en az üç kere dikkatlice çalışırım. Sonra o ölçüyü önündeki ve arkasındaki ölçülerle birleştiririm. 

Katıldığın yarışmalardan ve derecelerinden söz eder misin? 

2020 yılında Ankara-Çankaya Belediyesinin düzenlediği 12’nci müzik yarışmasında piyano dalında birinci oldum. Aynı yıl birinci ulusal çocuk besteciler buluşmasına “Medusa” adlı bestemle katılmaya hak kazandım. Bu yıl ise ulusal çocuk besteciler yarışmasına “Hırsın Gücü” bestemle yer alacağım.

Bir yandan da besteler yapıyorsun. İki bestenin de hikayesini öğrenmek isterim. 

“Medusa” bestesinin hikayesi, şöyle; Bestemi tamamen bitirmiştim, ardından ise Medusa Efsanesini düşünmeye başladım ve çok etkilendiğim bu efsanenin bestemin ismi olarak uygun olacağını düşündüm. “Hırsın Gücü” ise, bestenin asıl hikayesinden geliyor. Hikayesi;

Bir gün bir adam, işinden eve gelmiştir. Ama içinde bir keyifsizlik vardır. Sonra mırıldanır; “Hayatıma yenilik katmanın zamanı geldi.” Sonra içini hırs ve inanç kaplar. Çalışır, çalışır ve amacına kuvvetli hırsı sayesinde ulaşır.

Peki yeni besteler de yolda mı? 

Evet! Aklımda hala bir müzik şöleni var diyebilirim!

Arkadaşlarının mı ailenin mi fikrini alırsın ilk olarak bir beste yaptığında? 

İlk olarak gitarist olan babamın fikrini alır, sonra annemin ve kardeşimin fikrini alırım.

Peki senin piyano ve beste merakın çevrendeki arkadaşlarına da ilham kaynağı oluyor ve onları etkiliyor mu? Senden sonra klasik müzik sevmeye başlayanlar oldu mu? 

Evet! Canlı derslerimde her Cuma günü öğretmenim ve arkadaşlarıma bir parça çalıyorum! Sınıfımızda da piyano çalan birkaç kişi var! Kardeşimi örnek verebilirim, ben çaldıktan sonra kardeşim de benden dinleyip hemen çıkarıyor çaldığım parçayı!

Bach dışında en çok sevdiğin, kendine örnek aldığın besteciler ve piyanistler hangileri?

En başta Mozart’ı çok seviyorum. Sonra Bach, Beethoven ve Brahms, kısaca “Üç Muhteşem B”yi  çok seviyorum. Ama Film müziğine gelince Hans Zimmer ve John Willams yakıyor ortalığı! Sevdiğim bütün film müzikleri onlara ait!

Günde kaç saat piyano çalışırsın?

Günde 1 saat piyano çalışıyor, ders molalarında ise piyano ile vakit geçiriyorum. 

Peki ileride yurtdışında okuma hayallerin var mı? Varsa hangi ülke ve neden?

Kesinlikle bütün müzisyenlerin isteyeceği gibi Viyana olurdu! Çünkü Mozart ve Beethoven gibi bütün iyi besteciler, orada yetişti ve bize bu güzel müzikleri bıraktı!

Yakın dönemde katılacağın yarışmalar ve konserler var mı? 

Aslında Online yarışmalara katılmaya düşünüyorum. Hele ki beste yarışmalarına! 

Peki Bach bir zaman tünelinden gelse ve senin onun eserlerine dair yorumunu dinlese sence sana neler derdi? 

Ben de bir besteci gözüyle parçaları yorumlamaya çalıştığım için iyi bulacağını düşünüyorum. 

Beste yaparken ilham kaynakların ne oluyor? 

Önce duygularım, sonra hemen o andaki ruh halim oluyor, bunların dışında tarihi olaylar, mitoloji ve efsaneler oluyor.

Toplumsal sorunlara dair besteler yapmayı da düşünüyor musun? 

Evet. Toplumsal sorunlara dikkat çekmek için ve bu konulardaki düşüncelerimi ifade etmek için besteler de yapmayı düşünüyorum. 

Müzik senin için ne demek Giray? 

Müzik, benim için şudur: Kelimelere ihtiyaç duymadan, kendimi anlatmamı sağlayan, ruh halimi etkileyen seslerdir. 

Kendi başınayken klasik müzik dinler misin? Klasik müzik senin için bir görev mi bir yaşam biçimi mi?

Evet, resmen yalnızken klasik müzik bana arkadaş oluyor. Ve o benim için yanımda olan ama göremediğim canlı bir varlık. Ben çalarken yanımda müziğin ruhu duruyor sanki…

Pandemi öncesinde klasik müzik konserlerine katılır mıydın veya TV’den izler miydin?

Pandemi öncesinde Mozart Requiem dinlemeye, Troya operası izlemeye, Beethoven Senfonilerini dinlemeye, Piyano resitallerine, çocuk müzikallerine, özellikle de CSO, Hacettepe ve Bilkent Senfoni orkestralarını dinlemeye sürekli gidiyorduk. Hatta pandemi başlamadan birkaç kere konsere çıkmıştım! Pandemi sonrası ise internet sitelerinden beğendiğim müzikleri dinliyorum.

Kendini sahnede hayal ediyor musun? Gelecekte kendini nerede, nasıl görüyorsun? 

Evet, boş zamanlarımda geleceğimi düşünüyorum, kendimi bazen bir kazı alanında çalışırken, bazen ise konserler verirken, film müziği bestecisiyken görüyorum. Ama şurası kesin, piyano çalmayı, beste yapmayı ve çalışmayı çok ama çok seviyorum! 

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler. Sana sonsuz başarılar dilerim… 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s