“Şehrin Kemanları” topluluğu ve Cihat Aşkın Gençlik Akademisi üyesi başarılı kemancı Gökhan Alpay: “Hep birlikte müzik yaptığımız ve müziği paylaştığımız pandemi öncesi hayata dönmeyi diliyorum”

21 yaşındaki başarılı kemancı Gökhan Şahin Alpay, müziğe 9 yaşında bağlama çalarak başladı ve iki sene sonra Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın sınavını kazanarak keman eğitimi Şeniz Aybulus ile start aldı ve eğitimine bir sene sonra Ozan Sari ile devam etti. “Kemandan önce bağlama çalmanın bana sağladığı en büyük katkı enstrüman çalmanın emek vermeden sonuç vermeyeceğini görmemdi” diye ifade ediyor bu müzik temelinin önemini.

2017 yılında CAKA (Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları) eğitim projesine dahil olan Gökhan Alpay, aynı yıl Moskova Çaykovski Konservatuvarı Profesörü Sergey Kravchenko’nun ustalık sınıfına katıldı. CAKA’da yer almak Gökhan Alpay’a hem müzikal beceri hem de enstrümana hakimiyet açısından büyük katkılar sağladı. Aynı zamanda dünya çapında ve Türkiye’nin bir çok yerinden sanatçı ile ders yapmak ve onların bilgilerini ve düşüncelerini öğrenmek büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

2018 yılında Karşıyaka Belediyesi’nin düzenlediği, Hikmet Şimşek Sanat Merkezi’nde gerçekleşen keman ve oda müziği ustalık sınıfında Cihat Aşkın, Hakan Şensoy, Dylan Blackmore gibi isimler ile çalışma ve Karşıyaka Oda Orkestrası ile konser verme fırsatı bulan genç kemancı, 2019 ve 2020 yıllarında Bursa’da gerçekleşen CAKA Bursa Kış Okulu’na katıldı ve burada  Itzhak Rashkovsky, Ani Schnarch, Cihat Aşkın, Ildıko Moog, Sevil Ulucan, Cigdem İyicil ve Muhammedjan Turdiev gibi isimler ile çalıştı.

2019 yılında ise Bursa’da Ozan Sari tarafından kurulan “Şehrin Kemanları” topluluğuna katıldı ve bu toplulukla konserler verdi. Şehrin Kemanları, Ozan Sari’nin sanat yönetmenliğini yaptığı bir topluluk ve bünyesinde barındırdığı kemancılar Bursa’daki 3 farklı müzik okulunun lise, lisans ve yüksek lisans öğrencileri. Alpay, aynı sene Bursa ve İzmir’de temsilleri gerçekleşen “Don Giovanni” operasında yer aldı.

Gökhan Alpay, geçtiğimiz sene TUGFO (Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası) seçmelerini kazandı ve halihazırda keman çalışmalarını İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Prof. Sevil Ulucan ile sürdürüyor.

Tüm mütevaziliğine rağmen kemanıyla bize tüm duyguları bir arada yaşatan, müthiş bir yetenek ve azmi içinde barındıran bu değerli kemancımızı yakından tanımak isterseniz aşağıda çok hoş bir söyleşi sizi bekliyor:

Çocukluğunuza dönersek, müziğe olan ilginiz nasıl fark edildi? 

Doğduğumdan beri evde bağlama sesi ile büyüdüğüm ve yaşadığım için benim için müziğe ilgi duymamak zor oldu diyebilirim. Bunun dışında müziğe ilgi duymanın fark edilecek bir tarafı olduğunu düşünmüyorum çünkü yaşadığımız her an aslında müzik ile iç içe olduğumuzu düşünüyorum. Hayatımızın her alanında müziğin olduğunu düşünüyorum.

Keman çalmaya alışmada bağlama bilgisi nasıl bir katkı sağladı? 

Bence kemandan önce bağlama çalmanın bana sağladığı en büyük katkı enstrüman çalmanın emek vermeden sonuç vermeyeceğini görmemdi. Bunun dışında Konservatuvara girdiğim ilk dönemler kemandan çok bağlama ile ilgilendiğim için zorlandığımı hatırlıyorum. Nadir olsa bile hala elime alıp denemeler yaptığım oluyor.

Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları projesinde yer almak, sizin müzikal becerilerinize ve enstrümana hakimiyetinizde nasıl katkılar sundu? 

Bu proje bana çok olumlu katılar sundu diyebilirim. Hem müzikal beceri ve enstrümana hakimiyet açısından hem de projede edindiğim bir çok iyi arkadaşlık ile hep bir sonraki ustalık sınıfını bekler hale geldim. Aynı zamanda Dünya’nın ve Türkiye’nin bir çok yerinden sanatçı ile ders yapmak ve onların bilgilerini ve düşüncelerini öğrenmek benim için kesinlikle çok büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Çok fazla kemancının yetişmesinde emeği olan değerli keman virtüözümüz Cihat Aşkın’dan aldığınız ve hiç unutamadığınız öğütler, tavsiyeler var mı? 

Elbette bir çok öğüt ve tavsiye var. Fakat bence burada asıl önemli olan Cihat Aşkın’ın ülkenin genç sanatçılarına ve sanatına verdiği değeri örnek almak ve ülkemiz için elimizden gelenin en iyisini yapmaktır.

Çok değerli isimler ile ustalık sınıflarına katıldınız. Bir müzisyenin ustalık sınıflarına aktif katılımı sizce nasıl katkılar sağlar? 

Ustalık sınıfları kendimizi geliştirme adına önemli bir yere sahip diye düşünüyorum. Müzik herkesin aynı şekilde baktığı bir şey değil ve farklı fikirleri görüp paylaşmak biz müzisyenler için çok değerli. Aynı zamanda çok büyük bir motivasyon kaynağı oluyor.

Şehrin Kemanları topluluğunu biraz anlatır mısınız? Halen bu toplulukta aktif bir rolünüz var mı? 

Evet halen bu topluluğun bir üyesiyim. Bu topluluk Ozan Sari’nin sanat yönetmenliğini yaptığı bir topluluk ve bünyesinde barındırdığı kemancılar Bursa’daki 3 farklı müzik okulunun lise, lisans ve yüksek lisans öğrencileri. Pandemi sonrası normale döndüğümüz zaman konserlerine devam edecek bir topluluk. Takip etmenizi öneririm. 

Kemanın sesini doğada en çok neye benzetirsiniz? 

Bence keman sesi insan sesine en çok benzeyen enstrümanlardan biri. Elbette kemanı bir çok farklı çalım ile farklı seslere benzetebiliriz . 

Kimisine göre bir mağara, kimisine göre kumsal veya uçurumun kenarı. Peki sizin bu zamana dek keman çaldığınız en sıradışı mekan hangisi oldu? 

Bence enstrümanlarımız bizim için çok değerli. Bunun için enstrümanımı ani ısı ve nem değişimlerinden korumaya çalışıyorum. Onun için maalesef çaldığım pek fazla sıra dışı mekan yok diyebilirim.

En çok beğendiğiniz keman virtüözleri kimler?

Çok zor bir soru ama cevap vermem gerekirse günümüz kemancılarından Hilary Hahn ve Augustin Hadelich bana dinlerken çok keyif veriyor. Aynı zamanda İvry Gitlis ve Gil Shaham’ın çok farklı tatları olduğunu düşünüyorum.

Peki, müzik tarihinde geçmişe dönme şansınız olsa hangi dönemde yaşamak isterdiniz ve neden? 

Galiba 20.yüzyılın başlarına dönüp klasik müziğin gelişimini daha yakından takip etmek ve bu dönüşümde rol almak isterdim. 

Bir kemancının sağlığında en çok nelere dikkat etmesi gerekir? 

Bizler sporcular gibiyiz bu yüzden hem yediğimiz yemeklere hem de uyku düzenimize çok dikkat etmeliyiz. Özellikle konser öncesi yediğim yemeklere daha çok dikkat ediyorum daha hafif yemekler sahnede daha rahat etmemi sağlıyor. Ayrıca yaptığımız uzun süren çalışmalar ve konserler doğal olarak vücudumuz için yorucu oluyor. Bunu kesinlikle spor ile desteklemek gerektiğini düşünüyorum.         

Kemanın sizce bir orkestradaki kilit rolü nedir? 

Kemana isterseniz melodi isterseniz eşlik yazabilirsiniz. Sadece efekt vermek için kullanabilirsiniz. Teknik açıdan bir çok şeye elverişli olduğu için orkestra için önemlidir. Sayı olarak da bir orkestrada en çok kemancı olduğu için ister istemez kilit bir role sahip oluyoruz.

Keman ile aranızdaki bağı nasıl tanımlardınız? 

Bu seneyle beraber tam 10 senedir keman çalan bir insan ve hayatımın geri kalanında da uzun süreler keman çalacak bir insan olarak diyebilirim ki günümün belli bir bölümünde kemana vakit ayırmaya çalışıyorum ve bunu yaparken doğal olarak akraba ziyaretleri ve arkadaşlarımla buluşmaktan bile feragat ettiğim dönemler oluyor. Bu konuda Keman artık ayrılmaz bir parçam oldu diyebilirim. Öyle bir noktaya geldi ki  kemanı elime almadan geçirdiğim bir gün olursa buna vicdanım el vermiyor. 

Her meslek grubu ayrı zorluklar ve mücadeleler içerisinden geçti bir seneyi aşkın süredir. Bir müzisyen olarak pandemi dönemini nasıl geçirdiniz? 

Kendimi geliştirmek açısından iyi geçtiğini düşünüyorum. Arada motivasyonumu kaybettiğim dönemler oldu fakat bence yaptığımız işin bir parçası da bu zaten. Ama ülkemiz için bakınca bu dönemde geçinebilmek için enstrümanını satan ve psikolojisi hepimizden daha derin etkilenen bir çok müzisyen olduğu için oldukça üzgünüm. 

Müzik kariyeriniz sırasında herhangi bir kurumsal destekten yararlandınız mı? 

Hayır yararlanmadım.

Çalmaktan en çok hoşlandığınız eser hangisi ve neden? 

Buna belli bir eser seçmek oldukça zor ama J.S Bach’ın Solo Sonat ve Partitaları ve Beethoven’ın genel olarak oda müziği eserlerini çalmak bana çok zevkli geliyor. Ayrıca H.Wieniawski’nin de çoğu eseri çalarken çok keyif veriyor.

Peki, kemanla ilk çaldığınız eseri anımsıyor musunuz? Nasıl zorluklar yaşamıştınız? 

İlk çaldığım eser aklımda hep Robert Schumann’ın Happy Farmer adlı eseri olarak kalmıştı. Açıkçası o dönem için çok fazla zorluk yaşadığımı hatırlamıyorum. Büyük ihtimal ben o parçayı çalmaya çalışırken hocama büyük zorluklar yaşatmışımdır. 

Genellikle bu soruya Chopin yanıtını alıyorum, ama size de sormak isterim. Keşke solo keman için daha çok eser yazsaydı dediğiniz kompozitör hangisidir? 

Keman Sonatları, Romansları ve Konçertosu olmasına rağmen Beethoven’ın solo keman için bir eser yazmasını isterdim. Aynı zamanda Prokofiev’in de daha çok solo keman eseri yazmasını isterdim.

Yakın döneme dair hayal ve hedefleriniz neler? 

Hep birlikte müzik yaptığımız ve müziği paylaştığımız pandemi öncesi hayata dönmek yakın dönem için en büyük isteklerimden biri. 

Bizlere bu fırsatı verdiğiniz ve ülkedeki sanatçıların gelişimine bu denli katkıda bulunduğunuz için kendim adına size teşekkür ederim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s