Kornoya nefes veren çocuk müzisyen, müzikal oyuncusu, seslendirme sanatçısı Yaman Çaynak: “Bu enstrüman artık benim hayatım oldu”

13 yaşındaki Yaman Çaynak, genel cerrah bir anne, kalp damar cerrahı bir babanın oğlu ve balerin bir ablanın kardeşi olarak yönünü yepyeni bir enstrümana doğru çevirmiş, üstün yetenekli bir çocuk. Altı yaşından beri başladığı müzik eğitiminde önce piyano ile notaları tanıdı, ardından da 2018 yılında MSGSÜ konservatuar sınavında Korno Bölümünde eğitimine Doç. Begüm Gökmen ile tam zamanlı olarak devam ediyor.

2016 yılında Zorlu PSM’de Broadway Shrek Müzikali’nde “Baby Shrek” rolünde beş temsilde yer alan, 2019 Haziran ayında ise Mozart Akademi tarafından sahneye konulan Annie Müzikali’nde yine Zorlu PSM’de rol alan Yaman, şarkı söylemeyi de çok seviyor ve pandemi öncesinde zaman zaman bir kafede Cuma akşamları konuk olarak şarkı söylüyordu. Bunun için de bir yandan öğretmeni Nilüfer Çelik’ten vokal dersleri alıyor.

Geçtiğimiz yıl profesyonel olarak dublaj yapmaya başlayan, çeşitli televizyon kanallarında yayınlanan çizgi film ve sinema filmlerinde hem şarkı hem de replik seslendirmeleri yapan Yaman’ın vücut ve ağız yapısının korno için çok uygun olduğunu söyleyip ona bu yolda ilerleme önerisinde bulunan ise, şu andaki öğretmeni ve müzik alanındaki her adımının “rehberi” olan Doç.Begüm Gökmen olmuş.

Bu yıl Ocak ayında Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’na başvurup bu orkestraya da katılmak için yeşil ışık alan Yaman, orkestranın 15 Nisan Sanat Günü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda gerçekleşen online bir konserinde hem solo hem de trio olarak korno çaldı.

İleride yurtdışında eğitimine devam edip ünlü bir kornist olmak isteyen, ancak şan ve vokal yeteneklerini de sürdürmeye kararlı olan Yaman’ın bundan sonraki durağı ise, İtalya’da yapılacak bir ustalık sınıfı olacak. “Korno benzersiz bir enstrüman, o artık hayatım oldu” diyen Yaman, ileride bir sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde huzur evindeki yaşlı vatandaşlara konser vermek istermiş. Kornosuna daha iyi üflemek için sağlığını hep korumaya özen gösteren, haftada altı gün de tenis oynayan Yaman’ın hayali ise, dünyayı gezip sanatıyla kendisini tanıtmak. Ona bu hayalinde sonsuz başarılar dileyerek keyifli söyleşimizi aşağıda paylaşmak istiyorum.

Yaman merhaba. Öncelikle, yaşıtların arasında çok fazla rastlamadığım, çok özel bir enstrümanı bu denli azimli bir şekilde çalmandan dolayı seni tebrik ediyorum. Şu anda 13 yaşındasın, ama daha geriye dönersek müzik serüvenin nasıl başladı? Önce piyano girdi hayatına. Annen ve baban tıp sektöründe, ablan balerin. Senin sanata yönelmen nasıl bir motivasyonla oldu? 

İlk başta annem iyi şarkı söylediğimi fark edince beni Hülya Aksular Bale Akadamisi’ne piyano dersine yazdırdı.Orada bir yıl ders aldıktan sonra Öykü Öğretmen ile tanıştık.O benim Mimarsinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na yarı zamanlıya başlamamı istedi.O sırada benim eski okulumdaki öğretmenim Ari Öğretmen de beni çok destekledi.Ama ben yarı zamanlıya gitmektense tam zamanlıya gitmeyi tercih ettim.Ama ben aniden böyle söyleyince annem ve babam benim gerçekten istediğime hiç inanmadı.Ama ben her gün daha çok istemeye başladım.Sonunda bir şekilde ikna edip sınavlara girdim.Aslında sınavdan önce iki günlük bir kurs vardı ve o kursta bize notaları falan öğrettiler ama ben zaten biliyordum.Sonunda sınava girdim ve kazandım! Ama kafamızdaki asıl soru ise hangi enstrümanı çalacağımdı. Piyanodan başlayıp trompete, kemana hatta kontrbasa kadar gittim ama çok kararsızdım.Enstruman seçim günü geldi çattı. Odada bütün enstruman öğretmenleri vardı.Bütün arkadaşlarım istediği enstrumana gitti ama ben profesyonellerin seçmesini istemiştim.O sırada öğretmenim Begüm Gökmen geldi,dişlerime,ağzıma baktı ve beni kornoya uygun gördü ve ben de bundan sonra hayatım olacak enstrumanı çok benimsedim ve çok sevdim. 

Konservatuara girmeden önce korno hakkında bilgi sahibi miydin? 

Bir kere fotoğrafını görmüştüm.

Şarkı söylemeyi de çok seviyorsun. İstanbul’da bir kafede bazı akşamlar konuk olarak şarkı söylüyorsun. Şarkı söylerken neler hissediyorsun? Bu senin için bir kendini ifade etme aracı mı? 

Şarkı söylerken kendimi insanlara göstermenin zevkini yaşıyorum.Bir kerecik utansam da şarkıya devam ettiğimde o utanma gidiyor. Şarkı söylemek benim için bir oyun.

Çizgi film ve sinema filmlerinde şarkı ve replik seslendirmeleri yapmaya nasıl karar verdin? Bu konuda kendine referans aldığın başka çocuk sanatçılar var mı? 

Ben dublajın ne demek olduğunu bilmezken en iyi arkadaşım Defne beş yaşından beri dublaj yapıyormuş ve ben bunu öğrenince çok hoşuma gitti. Defne konservatuardan tanıdığım çok yakın bir arkadaşım ve ona milyonlarca kere yalvardıktan sonra dublaj yaptığı stüdyoya bir kaç kez beni anlattı ve sonunda dublaja uygun görülmüştüm.

Görünen o ki, şan ve oyunculuk hayatında hep yer alacak. Korno da. Peki aralarında nasıl bir öncelik sırası var? 

Korno tabiiki en başta geliyor ilk başta kendimi çok geliştirmem gerek.Sonrasında herhalde vokal yeteneğimi geliştirip kullanırım.Oyunculuk konusunda şu an bir hedefim yok ama zamanla tabiiki de onu yapacağım.

2016 yılında Zorlu PSM’de Broadway Shrek Müzikali’nde “Baby Shrek” rolünde beş temsilde yer aldın. Nasıl hazırlandın bu rolüne? Sahnede neler hissettin? Bu karakteri daha önce de sever miydin? 

Bu karakteri çok severdim ve gerçekten o haberi duyunca kesin seçmelere girmeliyim dedim. Ona kabul edildim ve temsiller başladı. Sahneden önce bana binlerce makyaj yapılıp göbek,kulak gibi şeyler takıldı. İlk temsilde çok heyecanlandım ama gittikçe heyecanım azaldı.Bu deneyimi yaşamak beni çok sevindirdi.

Bir de şimdi Doğuş Çocuk Orkestrası deneyimi eklemlenecek müzik yaşantına. Bu konuda neler hissediyorsun? Orkestra deneyimin daha önce olmuş muydu?

Ben daha önce içinde bulunduğum Ataşehir Gençlik Orkestrası’nda iki kere çalmıştım o yüzden işimin biraz daha kolaylaştığını düşünüyorum ve ayrıca orkestranın devam edecek çalışmaları için çok heyecanlıyım.

Sence kornonun olmadığı bir orkestra neden bir yanıyla “eksik” kalır? Korno sence orkestrada vazgeçilmez midir? Kornoyu senin için “eşsiz” kılan özelliği nedir? 

Korno kesinlikle olmazsa olmaz bir enstrumandır. Eğer bir tane korno eseri dinlerseniz ve sonra bir orkestra açarsanız  mutlaka kornonun sesini çok iyi duyacaksınızdır ve ayrıca korno hakkında insan sesine en çok benzeyen enstruman olduğu söyleniyor.

Korno sesini sen neye benzetirsin? 

Kornonun sesini bir şeye benzetemem; korno benzersiz bir enstrumandır.

Korno kimine göre salyangoz, kimine göre boynuza benziyor. Peki sen neye benzetiyorsun bu müthiş enstrümanı? 

Korno zaten temelinde bir boynuzdan türemiş bir enstruman ve zaten İngilizce adı horn yani boynuz. Ben bir salyangoz kabuğuna benzetiyorum.

Klasik müzik de dinliyorsun, değil mi? Hangi bestecileri seviyorsun? Veya tercihin caz müzik mi yoksa? 

Genellikle caz dinlerim ama tabii sıklıkla da klasik müzik dinlerim. En sevdiğim klasik müzik bestecileri Mozart ve Bach.

Kornoyu üflerken nefesini koruman çok önemli. Peki sağlığını korumak ve güçlendirmek için neler yapıyorsun? 

Ben tenis oynuyor,vokal eğitimi alıyor ve nefes egzersizi yapıyorum.Benim bazen nefes darlığım oluyor ve onun sebebi de enstrumana çok hava vermem oluyor. Buna çözüm olarak da astım ilacı kullanıyorum. Çok işe yarıyor.

Korno çalarken bu zamana değin en çok zorlandığın eser hangisi olmuştu ve neden? 

Tabii ki. İlk eserim Bourre. Kornoda ne kadar çalışırsan çalış ton oturtma ve öğrenme süresi çok uzun sürer. Bunun sebebi ise kornodaki notaları ağzınla çalman. Ne kadar gülümsersen tize çıkar,ne kadar ağzını bırakırsan pese iner.

En sevdiğin Türk ve yabancı korno sanatçıları kimler? 

Türk olarak Mahir Kalmik, yabancı olarak ise Radek Baborak. İkisinin de tonunu ve parçaya kattıkları duyguyu çok beğeniyorum.

Peki korno dışında hangi müzik enstrümanlarını da seversin ve neden? 

Tabiiki bütün enstrumanları seviyorum ama korno dışında en sevdiklerim; fagot, klarnet, çello ve trampet çünkü sesleri benim zevkime çok uyuyor.

Sahnede  şu ana dek yaşadığın en gülünç olay ne oldu? 

Bir keresinde korno çalan diğer arkadaşlarımla Burdur’da bir kuartet konserimiz olmuştu ve biz bir eser çaldıktan sonra bir arkadaşımın suyunun olduğunu fark ettik o suyunu boşaltırken boruları sıkıştı ve bütün sahnenin önünde sıkışan borularını boşaltıp geri soktu ama bu onun bayağı zamanını aldı ve herkes bize tip tip bakıyordu. Su boşaltmak: Bir süre korno çaldıktan sonra kornonun içinde su birikir. Sebebi ise içerden üflediğimiz sıcak havayla dışarıda olan soğuk havanın tepkisidir ve bu suyu boşaltmak için tek tek boruları çıkarıp suyu çıkarıp takmak gerekir ama eğer borunu bir süredir yağlamıyorsan o boru sıkışır.

Kornonu alarak bir sosyal sorumluluk projesinde yer alman gerekse, nasıl bir proje olurdu bu? 

Huzur evindeki yaşlı vatandaşlara konser vermek isterdim herhalde.

Korno sanatçılığına dair gelecek hayallerinden de bahsedebilir misin? 

Ben gelecekte dünyayı sanatla gezip kendimi tanıtmak istiyorum!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s