Müzikallerin harika çocuğu Ege Seçer: “Resimde hayallerimi çizerken müzikte hayallerimi yaşıyorum”

İzmirli lise öğrencisi 15 yaşındaki Ege Seçer, çok küçük yaşta notaları öğrenmesinden beri müzikle iç içe büyüyüp olgunlaşan bir müzikal ve opera sanatçısı. İkinci sınıftayken okulda dağıtılan Carmina Burana operası seçmeleri formunu heyecanla eve getirmesi, ardından Mozart Akademi’nin seçmelerini kazanarak, 23 Nisan 2014 tarihinde Carl Orff’un Carmina Burana başyapıtını seslendiren 200 çocuk arasında yer alması, onu artık çok farklı bir kulvarda, zorlu ancak bir o kadar da eğlenceli bir müzikal yolculukta ilerlemeye yöneltti.

Seçer, çocuk operası olarak Mozart Akademi tarafından 15-16 Mayıs 2015 tarihinde gerçekleştirilen Harry Potter prömiyerinde de müzik camiasının birçok duayeninin takdirini topladı. Geçtiğimiz yıllarda Jessy ve Annie müzikallerinde başrol, 2017 yılında Özel St. Benoit Fransız Lisesi’nin Okullar-arası Frankofoni Müzik Yarışması’nda ortaokul dalında birincilik gibi birçok ödüle de layik görülen Seçer, bu süreçte birçok opera sanatçısı ve tiyatro oyuncusunun da görüşlerini alarak, bu alanda kendini geliştirmeye devam ediyor.

Özellikle Annie müzikalindeki performansından sonra Ege tek bir hayale odaklanmış durumda: müzikal oyuncusu olmak. Bu hayalinin ışığında, konservatuara girerek bu alanda derinleşmek, bilimsel bir disiplin almak da şu an için tüm gayretlerinin odağında. Seslendirme alanında da çalışmış olan, “müzikte hayallerimi yaşıyorum” diyecek kadar da müzikallere tutkuyla bağlı ve adanmış bir çocuk olan Ege, geçtiğimiz sene dünyadan 568 çocuğun ve gencin katıldığı 2220 Uluslararası Müzik Festivali’nde “Tu Te Reconnaitras” adlı meşhur Fransızca şarkıyı seslendirerek 11-15 yaş kategorisinde ikincilik kazanmıştı. Bu performansı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından o kadar beğenildi ki 23 Nisan’da İnternet üzerinden gerçekleşen bayram kutlamasında kendisine bu özel şarkıyı sahnede söyleme fırsatı verildi seçilmiş diğer İzmirli çocukların performanslarının yanı sıra.

Bu özel ve yetenekli çocuğa da sayfalarımı açarak onu hepimizin tanımasına vesile olmak isterim:

Merhaba Ege. Öncelikle bu kadar büyük sorumluluk ve başarıyı bu kadar kısa süre içerisine sığdırdığın için çok tebrikler. Birçoğumuz seni bu 23 Nisan’da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmirTube üzerinden yayını sırasında fark ettik ve sesine ve Fransızca telaffuzuna hayran kaldık. Bu projeye nasıl dahil oldun, ondan başlayalım istersen? 

Merhaba öncelikle ben  teşekkür ederim. İlkokuldan bu yana İzmir Özel Tevfik Fikret Okulları’nda  Fransızca eğitim aldım. İzmirTube’da yayınlanan konsere 2020 yılı Aralık ayında Ukrayna’da dijital ortamda  2220 International Music Festival adı altında düzenlenen dünyadan 568 Çocuk ve Gencin katıldığı müzik yarışmasında 11-15 yaş kategorisinde Türkiye’ye 2.lik kazandırdım. Bu vesile ile birçok gazete ve TV yayın kuruluşlarında haberlerim yapıldı ve bunun akabinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç  Soyer beni davet etti; başarılarımı kutladı; ödül ve plaket verdi. Böylelikle projeye dahil oldum.  

Peki müzikle tanışıklığına geri dönersek, çocukluğunun ilk döneminden itibaren müzik nasıl bir yer kapladı hayatında? Carmina Burana Operası seçmeleri, hepsi sende özel bir yere sahip. Biraz anlatır mısın bu süreçte yaşadıklarını, sana yol gösteren önemli müzisyenlerin etkisini? 

Aslında müzikle ilk tanışmam babaannemin bana notaları öğretmesiyle başladı.

O zamandan beri evde küçük konserler verirdim ve günümün çoğu şarkı söylemekle geçerdi. Carmina Burana operası seçmeleri benim için çok önemli çünkü benim ilk koroya katılmam bu sayede oldu. Carmina Burana nın bana sağladığı  en büyük avantaj Mozart Akademi ile tanışmam oldu.Fatma ve İlhan hocanın bana çok büyük katkısı oldu. 

Herhangi bir enstrümana mı ilgi duydun, yoksa doğrudan solfej dersleriyle mi başladın? 

Doğrudan solfej dersleriyle başladım. Daha sonrasında Rus & Azeri piyano dersleri aldım.

Sence yaşıtların arasında çocuk operası ve klasik müzik konserlerine katılım yaygın mı?

Maalesef yaygın değil. Klasik müzik çocuklara ağır geliyor sanırım; ancak çocuk operaları da yaygın değil. Ayrıca okullarda bu kültürün aşılanmaması ve sevdirmek içinde çabalanmaması katılımı azaltıyor diye düşünüyorum.

Pandemi öncesinde sen ne kadar sıklıkla klasik müzik konserlerine giderdin? 

Pandemi öncesinde ayda 3-5 kez opera ve bale izlemeye giderdim. 

Ailen sana bu süreçte nasıl destekler sağladı? Herhangi bir kurumsal destekten, burstan yararlanıyor musun? 

Ailem her zaman yanımdaydı, maddi ve manevi destek oldular. Mozart Akademi’den özel destek alıyorum. Şu anda herhangi bir yerden burs almıyorum.

Fransızca bilgin sana müzikallerde nasıl bir katkı sağladı?

Sadece yabancı dil yatkınlığı olarak faydası oldu.

Sahnede İtalyanca performanslar da sergiliyor musun? Ne de olsa opera dili…

Henüz karşıma böyle bir fırsat çıkmadı. Ancak daha önce İtalyan Okulu’nda 4 yıl eğitim aldığım için böyle bir fırsatın karşıma çıkmasını çok isterim. Şu ana kadar görev aldığım bütün eserlerde, İngilizce, Fransızca ve Türkçe şarkılar söyledim.

Kendine dair kurduğun en büyük hayalin nedir? 

Kendime dair en büyük hayalim müzikal oyuncusu olmak ve bir Broadway müzikalinde sahnede yer almak…

Sabah uyandıktan ne kadar süre sonra müzik dinlemeye başlarsın? Müzik hayatının ne kadar içinde? 

Sabah alarm çaldıktan hemen sonra müzik dinlemeye başlarım. Bu, güne mutlu başlamamı sağlar.

Solistlik, koristlik dışında boş vakitlerini nasıl geçirirsin? Veya bu kadar yoğunluğun içinde boş vaktin kalıyor mu? Bazen arkadaşlarınla görüşmekten özveride bulunduğun oluyor mu? 

Aslında  pandemiden dolayı şu anda boş vaktim de oluyor. Bu boş vakitleri resim, film, piyano ve keman  ile geçiriyorum, ama pandemiden önce müzikal çalışmaları  dolayısıyla özveride bulunmam gerekiyordu.

Mozart Akademi Çocuk Korosu’nda da korist olarak festivallere katıldın. Nasıl bir duyguydu? Sana neler kattı? 

Yeni insanlarla tanışma, koroları dinleme fırsatı ve kendimi geliştirme konusunda yararlı oldu.

Sahnede şu ana kadar yaşadığın en ilginç / komik anı ne oldu? 

Annie müzikalinde bir sahnesinde rol arkadaşım bir köpekti ve onu çaktırmadan beslemem ve aynı anda şarkı söylemem gerekiyordu. Bu hem biraz zordu hem de komikti.

Alkışları özledin mi? Rüyana giriyor mu? 

Her sanatçının sevdiği gibi ben de alkışları çok seviyorum, özlüyorum.

Sahneye ilk çıktığında bir heyecan yaşamış mıydın? Şu anda o heyecanı nasıl yeniyorsun? 

Sahneye ilk çıktığımda da son çıktığım zaman da hep aynı heyecanı yaşıyorum, ama şarkı söylemeye veya konuşmaya başladığımda seyircileri görünce heyecanım azalıyor.

Türkiye’de şu anda en çok beğendiğin koro hangisi ve neden?

Boğaziçi Caz Korosu ve TRT çok sesli korosu en başarılı bulduğum korolar çünkü bu koroların uluslararası bir kalitede olması ve profesyonel bir şef ile çalışması aynı zamanda uluslararası eserler seslendirmeleri en sevdiğim yanı…

Koro çalışmaları bir çocuk olarak sana neler kattı? Örneğin bir arada disiplinli bir şekilde şarkı söylemek, uyumu yakalamak gibi. 

Koro bir çocuk olarak öncellikle bir sürü arkadaş kazandırdı ve grup çalışması , disiplin, uyum konusunda çok şey kattı.

Bir yandan da resim dalında ilerliyorsun. Hangisi ağır basıyor? Resimde, müzikte ifade edemediğin hangi yönlerini açığa çıkarıyorsun?

İlkokulda resimle daha çok ilgileniyordum, ancak şu anda sadece hobi, resimlerimde hayallerimi çizerken, müzikte hayallerimi yaşıyorum.

Sahnede Barış Manço şarkılarını da seslendiriyorsun. Yaşın gereği o döneme denk gelmedin, belki ailen sana anlatıyordur. Barış Manço’nun şarkılarının en çok hangi yönünü seviyorsun? 

Çocuklara yönelik şarkılar yazıyor olması, neşeli, eğitici sözleri olması beni çok etkiliyor. 

Sesini korumak için nasıl önlemler alıyorsun?

Sesimi hergün olabildiğince ısıtmaya çalışıyorum, diyafram nefesi çalışıyorum, ılık içecekler tüketmeye çalışıyorum.  

Seslendirme alanında da çalışmaların var mı?

Var, seslendirme alanında İş Bankası Karaköy müzesindeki çocuk tanıtım sesini seslendirdim. Bu seslendirmede İş Bankası’nın cumhuriyetten bu yana tarihi ve farklı dönemlere ait bankacılıkta kullanılan eşyaları teyze ve yeğeninin konuşması şeklinde anlatılıyordu ve kulaklık sistemi sayesinde müzeyi tanıttım.

Geçmişe ışınlanacak olsan hangi müzisyenle tanışırdın ve ona ne söylerdin?

Whitney Houston’la tanışmak isterdim. Sesinin çok güzel olduğunu ve ses konusunda tekniklerini beğendiğimi söylerdim.

Çok emeğinin olduğu Annie müzikalinden söz eder misin? Burada çocuk başrol olarak görev almıştın. Müzikalin en çok hangi yönünü sevdin? Konusu neydi? 

Annie müzikali benim en değerli çalışmam oldu. Annie bir Broadway müzikali ve Türkiye’de yapılan elemelerde 50 çocuk arasından ben seçildim. İlk kez Annie’yi ben canlandırdım. 

Devlet Operasından ve Tiyatrosundan  sanatçılarla ve İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile birlikte yapıldı. Özellikle Altuğ Dilmaç ve Eylem Demirhan Duru’nun bana çok büyük katkıları oldu. Müzikalin en çok sevdiğim yanı hem şarkı hem dans hem tiyatro olması idi. Annie’nin konusu ise, yetimhanede yaşayan Annie’nin zengin bir milyarder olan Bay Warbucks tarafından evlat edinilmesi ve sonrasında gelişen olaylar…

Geçen sene Ukrayna’da düzenlenen bir uluslararası müzik festivalinde 548 çocuk arasından 11-15 yaş kategorisinde ikinci oldun. Bu tür festivallerde yabancı çocuklarla bir araya gelmek, onların tekniklerini izlemek sana neler katıyor? 

Farklı parçalarla, yeni seslerle tanışmış oldum.

Senin gibi korist ve solist olmayı hayal eden yaşıtlarına, bu yolda neler yapmaları gerektiği konusunda birkaç tavsiyen olur mu? 

Benim şu andaki yolum müzikal oyunculuğu ancak koristlik bana çok büyük bir basamak oldu ve bu yolda bir şey yapmak isteyen kişiler için yetenekler varsa sadece kendilerine güvenmeleri ve vazgeçmemeleri yeterli.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s