Küçük piyanist Pelin Öztürk: “Piyano beyaz renktir, içinde tüm renkler saklı, ama onları bulmayı öğrenmeliyiz”

Ukrayna’nın Odessa şehrinde doğduktan sonra kendisini yıllar sonra Bursa’da henüz beş yaşındayken bir piyanonun başında bulan üstün yetenekli Pelin Öztürk, o günden beri piyanosuyla mutluluğunu, üzüntüsünü, heyecanını, başarılarını, hedeflerini paylaşır olmuş. Ona göre piyano “beyaz” renkle özdeşleşir; “çünkü içinde tüm renkler saklı ama onları bulmayı öğrenmeliyiz.”

İşte Pelin’in bu maceracı ve araştırmacı kişiliği, bir yandan da doğa, jeoloji gibi alanları da araştırmasına ve bu araştırmalarını piyanosunun tuşlarına yansıtmasına vesile oluyor. Doğadaki elementleri incelemekten çok büyük zevk alan Pelin’in yeni yaptığı bestenin adı “Element: 4 Rüzgar” ve gelecekte tüm elementler için beste yapmayı hayal ediyor. İyi bir sanatçının aynı zamanda matematik, tarih, toplumbilim alanlarında kendini geliştirmiş, kısaca iyi bir entellektüel olması gerektiğini düşünüyor.

Pelin önümüzdeki dönemde hem piyano çalıp hem de besteciliğe devam etmeyi planlıyor. Geçen yıl İtalya’da yapılan “Perusia Harmonika” adlı yarışmada finale kalan küçük piyanist, ayrıca Uluslararası İspanya Tenerife Stars yarışmasında 1.lik ve ABD’ de South Florida Piyano Yarışması’nda 2.lik  ödülüne layık görüldü. Bu yıl ve geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği Besteci Çocuk yarışmasında finalist oldu.

Bu pırıl pırıl genç piyanisti tanımanızı mutlaka öneririm:  

Kendini biraz tanıtır mısın Pelin?

Adım Pelin Öztürk, 2009 yılında Ukrayna’nın Odessa şehrinde doğdum. 5 yaşındayken, 2014 yılında Türkiye’ye geldik. Bursa Uludağ Devlet Konservatuarı Piyano bölümünde öğrenimime devam ediyorum. Konservatuarda Cağdaş Özkan hocanın öğrencisiyim.

İçindeki piyano tutkusu nasıl ortaya çıktı? 

Odessa’da anaokulunda öğretmenlerim aileme müzik yeteneğim olduğunu söylemişler. Türkiye’ye geldikten sonra 5 yaşında piyano ile tanıştım. Bursa Trio Sanat Akademisi’nde Özkan Çavuşoğlu öğretmenimle konservatuar sınavlarını kazanıncaya kadar piyano çalıştım. Piyano sesine karşı her zaman çok fazla ilgim oldu ve çalarken de çok zevk alıyorum. 

Piyanoyu bir renkle tanımlasan ne olurdu ve neden

Beyaz çünkü içinde tüm renkler saklı ama onları bulmayı öğrenmeliyiz.  

Müziği bir duyguyla tanımlasan ne olurdu ve neden

Heyecan; çünkü ilerde ne olacağını bilmiyorsun ve  her yeni müzik daha önce yaşanmayan bir duygu yaratıyor ve bu duyguları heyacanla bekliyorum.

Piyanonu alıp çok ilginç bir yerde konser ver deseler, nereyi tercih ederdin? 

Odessa’da tarihi Eyzenştayn’ın ünlü filminin çekildiği Pomtemkin Merdivenleri vardır. Primorsky Bulvarından 192 basamakla denize kadar iner. Yaz aylarında merdiven basamaklarının bittiği en alt zeminde sahne kurulur ve klasik müzik konserler verilir. Seyirciler ise basamaklarda oturur ve denize karşı batan güneş ile birlikte konseri izlerler. İnanılmaz bir mistik atmosferi vardır. Orada konser vermek veya bir bestemi çalmak isterim.

Piyanonun yanı sıra ilgi duyduğun aktiviteler / hobilerin neler? 

Resim yapmayı seviyorum  – kara kalem çalışmalarım oldu ve vaktim olunca resim yapmaktan hoşlanıyorum.

Doğadaki elementleri incelemekten çok büyük zevk alıyorum. Yeni yaptığım bestenin adı “Element: 4 Rüzgar” ve gelecekte tüm elementler için beste yapmayı hayal ediyorum.

Hobi olarak 7 yıldır tenis oynuyorum. Yüzmeyi severim.

Ödüllerinden bahseder misin? 

Bir taraftan piyano çalıp,  diğer yandan da bestecilik yaptığım için iki alanda bazı ödüllere layık görüldüm. Geçen yıl İtalya’da yapılan “Perusia Harmonika” adlı yarışmada finale kaldım. Uluslararası ilk yarışmam olması nedeniyle  benim için çok büyük önemi var. Ayrıca Uluslararası İspanya Tenerife Stars yarışmasında 1.lik ve ABD’ de South Florida Piyano Yarışmasında 2.lik  ödülüne layık görüldüm. 

Profesyonel olarak bestecilik yapmayı istediğim için geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği Besteci Çocuk yarışmasında finalist oldum. Bu yıl da aynı organizasyon kapsamında finale kaldım. 

Ustalık sınıflarına hiç katıldın mı? 

Konservatuarımıza gelen Sayın Ibrahim Yazıcı ile masterclass yapmaya fırsatım oldu. Benim için çok farklı bir deneyim oldu.  Kompozisyon üzerine Rusya’dan online olarak bazı masterclasslara katıldım. Rus diline hakim olduğum için bu konuda avantajlıyım, değişik okulların bakış açılarını öğrenebilmem bana büyük katkı sağlıyor.

İleride kendini müzisyen olarak mı hayal ediyorsun? 

Müzisyen olmak çok isterim. Piyanoda iyi bir profesyonel olup müzik teorisinde ve beste yapma konusunda bir farklılık yaratabileceğime inanıyorum ve bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum.

Pandemi döneminde online yarışmalara çok katıldın mı? Canlı yarışmalardan farkı sence nedir? 

Online yarışmalara katıldım. Bir taraftan daha kolay çünkü sahnede tek bir şans kullanabiliyorsun ama kayıtta en iyi performansları seçebilme şansın var. Öteki taraftan arkadaşları göremiyorsun, tanıyamıyorsun, birebir canlı iletişimin güzel anlarını yaşayamıyorsun.

Piyano senin için vazgeçilmez mi, neden? 

Hiçbir şey vazgeçilemez değil aslında ama tabi ki piyano ve müzikle kendimi geliştirmek isterim.

Günde kaç saat piyano çalışırsın?

4 saat çalmaya çalışıyorum ancak okulumuzdaki diğer derslerimizin de programı çok yoğun olduğu için bazen 3’e düşüyor. Ancak diğer derslerimde de başarılı olmak istiyorum. Çünkü iyi bir sanatçının aynı zamanda matematik, tarih, toplumbilim alanlarında iyi olması ve kısaca iyi bir entellektüel olması gerektiğini anlıyorum. 

En çok beğendiğin Türk ve yabancı piyanistler kimler? Ve neden onları beğeniyorsun? Onların çalma tarzından kendine ilham alıyor musun? 

Yabancı piyanistler arasında en sevdiğim birkaç isim var. 

Birincisi Yevgeniy Kissin.  Kendisi hakkında çok ilginç bir bilgi öğrendim. Bir mülakatında dedi ki: “Sadece 3 günde bir konser verebiliyorum çünkü her konserimde o kadar çok enerjimi veriyorum ki toparlanmam vakit alıyor.”  Bu benim için çok şey ifade ediyor.

Alexandra Dovgan hayran olduğum bir müzisyendir.  Çok genç olmasına rağmen ulaştığı seviyeye birçok tecrübeli müzisyen ulaşamamıştır. Dünyada en önemli  sahnelerde çok başarılı konserler veriyor.

Lang Lang’ın sesine hayranım. Ülkesine için çok şey yapıyor. Kendi ülkesinde parası olmayan ama yetenekli olan çocuklara müzik eğitimi sağlıyor. 50 milyon kişi, onun sayesinde müzisyen olma şansını yakaladı. Benim için örnek bir kişi.  Ben de büyünce bir fark yaratmak isterim kendi ülkeme, ülkemin yetenekli çocuklarına destek olmayı hayal ediyorum.

Gülsin ONAY; muhteşem enerjisi ve bilgi birikimi ile herkese ilgi gösteriyor,  tavsiyelerde bulunuyor,  genç yeteneklere yardım ediyor, ücretsiz konserler veriyor. Bursa’ya geldiği zaman konserine giderdim. O müthiş enerjisi ve müzik duygusu anlatılmaz ancak yaşanılır. Deneyimlerinden yararlanmak isterdim. 

Fazıl SAY;  Onun bestelerini çok yakında takip ediyorum. “İlk Şarkılar” albümü benim en sevdiğim albümüdür. Bir gün kendisi ile buluşmayı ve deneyimlerden ve tavsiyelerinden yararlanmayı ümit ediyorum. .

İdil BİRET benim için teknik açıdan en iyi örnektir. Kendime onun seviyesine ulaşmayı hedef olarak koydum. Bu seviyeye ulaşmak için nasıl bir çalışma programı izlediğini, hangi aşamalardan geçtiğini öğrenmek isterdim. Rachmaninov’un evinde konser verdiğini biliyorum. 

Aleksey Botvinov ve Burak Öçal programı beni çok etkiledi. Aleksey Botvinov Odessa’lı bir müzisyen, dünyaca ünlü bir piyanist ve perküsyon ustası Burak Öçal’ın “Bach Reload” adlı bir programda 2 kültürün; klasik müzik ile etnik müzik sentezini gösteriyor. Müziğin farklı olabilecek tarzları sunuyor. Çok ilginç bir proje ve bana farklı bir vizyon sağladı. 

Yurtdışında eğitim görme hayallerin var mı? Varsa hangi ülkeler ve neden? 

Rusça diline hakim olmam nedeniyle Rusya Federasyonu’nda eğitim görmek ve kendimi geliştirmek isterdim. Aynı şekilde Avusturya’da da eğitim görmek isterim ve bu amaçla Almancamı geliştirmek için ders alıyorum. 

Çünkü bu ülkelerde klasik müzik eğitimi ve uygulamaları en ileri seviyede olduğunu düşünüyorum. 

Bir zaman makinesine atlayıp geçmişe ışınlansan hangi müzisyenle tanışmak isterdin, neden? 

John Sebastian Bach. Çünkü ondan sonraki tüm besteciler onun yöntem ve metotlarını örnek alarak besteler yapmışlardır. Ayrıca çok sesli bestelerini beğeniyorum. Eğer geçmişe gidebilseydim ona bestecilik hakkında sorular sorardım, tavsiyelerini alırdım. 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s