12 yaşındaki Ceylin Selin Arslan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde tam zamanlı aldığı keman eğitiminin yanı sıra, ukuleleden piyanoya dek diğer tüm enstrümanları çalmak konusunda müthiş bir ilgi ve yeteneğe sahip bir çocuk. Henüz yolun çok başında olduğu için kendisini hep mütevazi sözcüklerle ifade etmeye özen gösterse de, bebekliğinden beri müziğin içinde yoğrulmuş bir geçmişten geliyor.
Ceylin’in keman çalışını onu tanımayan biri olarak yorumlamak istesem herhalde aklıma gelen ilk kelime “özgürlük” olup, bu açıdan da onda Janine Jansen ve Vanessa Mae’den esintiler fark ettim. Bir yandan da müzikte fırsat eşitliği konusunda düşünüp taşınan bir vicdana sahip Ceylin. Örneğin, kendisi gibi konservatuara gitme fırsatı elde edememiş olan sokak müzisyenlerinin durumu konusunda farkındalığı yüksek. Öte yandan, pandemi öncesinde arkadaşlarıyla birlikte Omurilik Felçlileri için yardım konseri de düzenlemişler. Bu açıdan, müziğin bir bütün olduğunu, vicdan, ahlak, farkındalık ve toplumsal dayanışmanın da müzikle iç içe geçebildiğini anımsatıyor onu tanıma fırsatı bulanlara.
Ceylin henüz yolun çok başında, ama hayalleri, geçmişi, yaptıkları, çalışma azmi ve güzel enerjisiyle onu tanımak çok büyük bir kazanım. Türkiye’nin uluslararası alandaki en ünlü keman yapımcılarından biri olan Ecevit Tunalı ile İstanbul’da bulunduğu kısıtlı bir zaman aralığında tanışıp keman hakkındaki sırları öğrenmek isteyecek kadar da bu yola kalbini koymuş bir küçük müzisyen var karşımızda… Kendisiyle keyifli röportajımızı aşağıda bulabilirsiniz:

1. Kendini biraz tanıtır mısın Ceylin?
12 yaşındayım. İstanbul’da yaşıyorum. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde 7. Sınıfım, tam zamanlı keman eğitimi alıyorum. Konservatuara girmeme ilkokuldaki müzik öğretmenim Sibel Uçan vesile oldu, kendisine buradan çok teşekkür ederim.
2. İçindeki klasik müzik tutkusu küçük yaşlarda ortaya çıktı mı?
Evet, bebekliğimden beri müziğe ve sahne sanatlarına çok büyük bir ilgim var. Sahnede kendimi hiç olmadığım kadar mutlu ve özgür hissediyorum. Büyüdüğümde kemanımı sanatın her dalıyla iç içe çalma hayali kuruyorum.
3. Arkadaşlarının çoğu piyanoyu tercih ederken sen kemana nasıl yöneldin? Başka enstrüman yerine kemanı tercih etme sebebin neydi?
Bu tercihi konservatuar sınavını kazandıktan sonra öğretmenlerim ile birlikte yaptık. Sınavda öğrenciler fiziksel uygunluklarına göre enstrümanlara yönlendiriliyor. Kemana uygun bulunduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum; ama enstrümanlar konusunda açgözlü olduğum söylenebilir, içimden bütün Yaylıları denemek geliyor. Ama müzik eğitimi sanılanın aksine çok uzun saatler çalışma ve disiplin isteyen bir iş, henüz yolun çok başındayım, inşallah hakkını vererek başka enstrümanlar da çalma fırsatı bulabilirim.
4. Müzik ile hangi rengi özdeşleştirirsin, neden?
Maviyi özdeşleştiririm. Mavi, özgürlüğü ve olgunluğu anımsatıyor bana. Müzik yapan insanların daha özgür ruhlu ve olgun olduğunu düşünüyorum.
5. Keman ile hangi duyguyu özdeşleştirirsin, neden?
Keman çalarken ve dinlerken birçok farklı duygu hissediyorum. Ona dair sadece bir duygu söylemek güç benim için.
6. Pandemi öncesinde klasik müzik konserlerine izleyici olarak gider miydin?
Evet, giderdim, ve her konser çıkışı çok motive olur, eve koşup çalışmak isterdim. Şimdi kalabalıkların toplanamıyor olması; hatta orkestraların dahi riskler sebebiyle bir araya gelmiyor olması beni çok üzüyor.
7. Dışarıda yürürken beklemediğin bir anda keman sesi işittiğinde yaşadığın duyguları tarif eder misin?
Çok heyecanlanırım. Müzik eğitimini konservatuarda almayan, ama çok yetenekli ve kendini geliştirmiş müzisyenler var; onların enstrümanlarıyla hikayeleri çok ilgimi çekiyor. Özellikle sokak müzisyenlerine çok saygı duyuyorum. New York’ta konser biletleri çok zor bulunan, çok ünlü bir virtüözün sosyal bir deney için Metro çıkışında aynı eserleri seslendirip sadece 20 dolar topladığını okumuştum. Bu da beni çok etkiledi, duyduğum her sese dikkat kesilirim, bu ilgim sayesinde birçok müzisyenle tanışma fırsatı buldum.
8. Kemanın sesini kimisi insan sesine, kimisi doğanın sesine benzetir. Peki ya sen, sen neye benzetiyorsun?
Duyguların sesine benzetiyorum. Aynı eseri bir müzisyen çok neşeli, bir başkası çok hüzünlü yorumlayabiliyor.
9. Keman çalarak bir sosyal sorumluluk projesi geliştirmeni istesem, ne önerirdin?
Bir sosyal sorumluluk projem vardı. Pandemiden önce arkadaşlarımla bir müzik grubu kurduk ve Omurilik Felçlileri yararına konserler verdik. Müziğimizin insanlara şifa olması bizi çok mutlu ediyordu. Umarım devam etme şansı buluruz. Müziğimizi çocuklar, yaşlılar, hayvanlar, hastalar, çevre yararına kullanabilmeyi çok isteriz.
10. Hayalinde sahip olmayı arzu ettiğin kemanı tarif eder misin?
Şu an Ecevit Tunalı’nın ve Hocam Aslı Gidergi‘nin benim için seçtiği bir kemanı kullanıyorum. Bu kemanı alırken Ecevit Tunalı’nın atölyesinde yarım gün geçirdim, onu tanıdıktan sonra kendim için hayalim bana özel yapılmış bir Ecevit Tunalı Kemanı çalmak olur. Ayrıca hayaller gerçek olabilecekse; pandemide orkestrasının maaşını ödeyebilmek için kemanını satan Andre Rieu’nun kemanına sahip olup, onu tekrar Andre Rieu’ya hediye etmek isterdim.
11. En çok beğendiğin, kendine referans aldığın Türk ve yabancı keman virtüözleri kimler? Ve Neden ?
Her müzisyenin yeri ayrı bende. Hepsinin kendine has bir tarzı, enstrumanıyla iletişim biçimi var. Ama en çok Cihat Aşkın’ı, Bomsori Kim’i, Andre Rieu’yu ve Sarah Chang’ı kendime rol model olarak alıyorum.
12. Şu ana kadar herhangi bir yarışmaya katıldın mı?
Henüz hiçbir yarışmaya katılmadım. Ama katılmayı çok istiyorum.
13. Kemanınla çok geniş bir repertuar çaldığını görüyorum. Ama en çok çalmaktan hoşlandığın parça nedir?
A.Vivaldi’nin konçertolarını çalmayı çok seviyorum. Bana ayrı bir coşku veriyor. İçerisindeki müzikal diyaloglar da çok hoşuma gidiyor.
14. Peki, keman sesine dair komşularının tepkisi nasıl oluyor? Rahatsız olan var mı?
Komşularımızdan ve dostlarımdan çok destek görüyorum. Onların beğenileri beni çok motive ediyor.
15. Gençlerin giderek pop müzik ve rap müziğe yöneldiğini görüyoruz. Peki sence yaşıtların arasında klasik Batı müziği ilgisi ne düzeyde?
Rap ve Pop Müzik tabii ki yaşıtlarım arasında daha popüler, ama Klasik Batı Müziğini de dinledikçe daha çok sevdiklerini de gözlemliyorum, Bebeklerle ve kendimden yaşça küçük çocuklarla vakit geçirmeyi çok seviyorum, özellikle onların Rap ve Pop Müziğine kıyasla Klasik Batı Müziğiyle daha mutlu olduklarını, rahatladıklarını görmekte beni çok mutlu ediyor.
16. Hangi masterclass’lere katıldın? Bu masterclass’lerde gerek öğretmenler gerekse katılan diğer çocuklar sana ne kattı?
Beylikdüzü Senfoni Orkestrası ile birlikte Cihat Aşkın ve Yiğit Karataş’ın masterclasslarına katılma fırsatı buldum. Cihat Aşkın, enstrümanımızı sevgiyle ve neşeyle çalmamızı öğütlemişti. Bunu en zorlandığım zamanlarda dahi hiç aklımdan çıkarmamaya çalışıyorum. Çoğu müzisyenin çalmak kadar öğretmekten de çok keyif aldığını görüyorum. Ben de birgün kendi öğrencilerimin olmasını hayal ediyorum.
Ayrıca müziği benim kadar seven kocaman bir orkestranın parçası olmak tarif edilemez bir duygu. Özellikle BGSO’da şefimiz Hakan Tepeli’nin bize yaklaşımı, repertuar seçimi ve sürprizleri hepimiz için büyülü bir ortam yaratıyor. Hepsini ailemden biri gibi seviyor ve çok özlüyorum.
17. Pandemi dönemi tüm çocuklar için olduğu gibi senin için de zorluydu kuşkusuz. O dönemi müzikal anlamda nasıl geçirdin?
Keman çalışmak için çok daha fazla vaktim oldu. Ama öğretmenimle birebir çalışmayı, orkestrayı ve arkadaşlarımı çok özledim.
18. Peki pandemi biter bitmez hangi ülkeyi gezmek istersin, neden?
Tekrar Avusturya’ya gitmek istiyorum. Daha önce Schoenbrunn Palace Orkestra’sının konserine gidip çok etkilenmiştim. Pandemi bitince klasik müziği daha iyi tanımak için Avrupa’daki konservatuarları görebilmeyi çok isterim.
19. Günde kaç saat keman çalışıyorsun?
Çalışma saatlerim o gün ki ruh halime, motivasyonuma ve yoğunluğuma göre değişkenlik gösteriyor. Ne kadar saat çalıştığıma değil, ne kadar verim aldığıma önem veriyorum. Dikkatli ve ayrıntılı çalışmaya özen gösteriyorum.
20. Bir zaman makinen olsaydı geçmişten hangi müzisyenle tanışmak isterdin ve neden?
Vivaldi ve Mozart ile tanışmak isterdim. İkisinin de enerjisine bayılıyorum. Coşkulu notaların sırrını sorardım onlara.
21. Kurumsal olarak destek aldığın veya almak istediğin yerler var mı?
Henüz yok.
22. Kendi besten var mı? Varsa biraz anlatır mısın?
Evet, birçok bestem var. Henüz hiç birini paylaşmadım. Üzerlerinde yaptığım çalışmalar devam ediyor. Hepsinin ayrı bir hikayesi var. Çalışmalarım bitince paylaşmayı, bestelerimi herkesin beğendiği filmlerin, reklamların, büyük müzikallerin içinde hayal ediyorum.
Desteğiniz için çok teşekkür ederim, bu röpörtajla beni çok mutlu ettiniz.