Piyano dendiğinde ilk çağrışım yaptığı kelimenin “özgürlük” olduğu bir küçük piyanist hayal edin. İleride başka bir meslek sahibi olsa bile mutlaka piyano hayatının tam odak yerinde olacak. Öyle ki astronot bile olsa uzayda piyano çalmayı düşleyen bir yetenek Meriç Demircioğlu. Balıkesir’de doğup hayatın onu Gaziantep’e sürüklediği bir yolculukta karşısına Ukraynalı piyano öğretmeni Renata Popoviç Çavdar’ın çıkmasıyla birlikte kendisini ayaklarının bile zor yetiştiği piyanosunun karşısında gelişimi için en uygun klasik müzik eserlerini çalarken buldu Meriç.
Avrupa, Amerika ve Rusya’da çok değerli ödüllerin sahibi olmasının yanı sıra, Türk müziği sanatçısı olan babasına eşlik etmek için de başka enstrümanları öğrenme hevesini gizleyemiyor. Ama piyanonun siyah beyaz tuşları artık onun için bir tutku oluvermiş. Müzik sayesinde adeta hayatla iletişim kuruyor, kendisini bir kez daha var ediyor. “Bazı eserlerde yaramaz, kıvrak bir çocuk, bazı eserlerdeyse, ayağımda patenlerle gözlerim kapalı koskoca bir salonda salınır gibi hissediyorum” sözleri ise, bu gerçekliğin en yalın, en çocuksu haliyle ifadesi aslında…
Bu röportajdan birkaç gün sonra Meriç, Wiener Klassiker Music Competition’dan üçüncülük ödülü alarak bizi bir kez daha gururlandırdı. Bu dereceyle de söz konusu ödülü kazanan en küçük yarışmacı oldu.
Meriç’in ödülleri saymakla bitmiyor:
Kanada 1.lik; “Canadian-ukranien festival of children’s and youth creativity Toronto 2021”
Amerika 2.lik; “South Florida international piano competition”
İspanya 1.lik; “Stars at tenerife “
Rusya 2. lik; “International art competition”
Rusya 2. lik; “Savshinsky international music competition”
İtalya 2.lik; “Ravenna international music competition”
Ukrayna 2.lik; “Sozvezdiye-europa-asia 2021 music competition”
Almanya 2.lik; “Baden Württemberg international music competition”
Macaristan 3.lük; “III Wiener klassiker danübia talents international music competition“
Bach’tan Prokofiev’e çok geniş bir repertuarı büyük bir alçakgönüllülük ve kıvraklıkla piyanosunda icra eden Meriç’i tanımak isterseniz, aşağıda onunla yaptığım kısa bir röportajı beğeninize sunuyorum.

- Meriç, kendini bize biraz tanıtır mısın?
8 yaşındayım, Balıkesir/ Edremit’te doğdum. Daha sonra babamın işi dolayısıyla memleketi de olan Gaziantep’e yerleştik. Şu anda 3. sınıf öğrencisiyim. Piyano eğitimine yaklaşık 2 yıl önce değerli öğretmenim Renata Popoviç Çavdar ile başladım.
2. İçindeki piyano tutkusunu ilk kim fark etti? İlk piyano çaldığın günleri anımsıyor musun?
Babam, Türk müziği sanatçısı olduğu için aslında müzik dolu bir eve doğmuşum. Babam enstrümanıyla beni uyuturmuş. 2 yaşındayken ben de ezgilere eşlik etmeye başladığımda babam anneme şu sözü söylemiş: ‘Bizim oğlumuz özel bir çocuk…’
Yıllar geçip anaokuluna başladığım dönemde müzik öğretmenimin de keşfiyle profesyonel olarak bir enstrüman çalmak istedim. Ailemle birlikte bir müzik markete gidip enstrümanları keşfettim ve piyanonun o siyah beyaz tuşları, büyüklüğü ve ihtişamı beni çok etkiledi. Piyanonun başında ilk oturduğumda ayaklarım yere bile değmiyordu…
3. Piyano senin için vazgeçilmez mi, neden? Tatillerde piyanon yanında olmadığında kendini eksik mi hissediyorsun?
İlk zamanlarda hobi olarak başladığım piyano, şu an benim vazgeçilmezim haline geldi. Okulum, arkadaşlarım ya da en sevdiğim oyuncağım neyse şu an piyano da benim için aynı şey…
Yaz tatillerimizin tamamını Çanakkale’de geçiriyoruz ve dolayısıyla oradaki evimizde de piyanom var.
4. Günde kaç saat piyano çalışırsın yaklaşık olarak?
Yarışmalara hazırlandığım dönemde uzun süre çalışıyorum. Ancak normal zamanlarda okulum ve derslerimden arta kalan zamanımı dinlenerek, kitap okuyarak ve piyanomla geçiriyorum.
5. En çok beğendiğin Türk ve yabancı piyanistler kimler? Ve neden onları tercih ediyorsun? Rus piyanistleri beğeniyor musun?
Türk piyanistlerden özellikle Gülsin Onay hocamı dinlemek ve izlemek beni çok heyecanlandırıyor. Piyano çalarken müziği tüm benliğiyle hissetmesi, parmaklarının tuşlar üzerindeki dansı bana ilham veriyor. Ayrıca yüzyıllar öncesinde o zamanın kısıtlı imkanlarında yaptığı değerli besteleriyle J.S. Bach, benim için çok önemli bir yere sahip. Çünkü hem bu besteleri dinlemek hem de farklı bir tekniğe sahip olduğu için bu eserleri çalmak, gelişimim için de oldukça önemli.
6. Zamanda geriye dönme şansın olsa kiminle (müzik alanında) tanışmak ve ona ne söylemek isterdin?
Mozart’ın hayatını araştırdığım zaman neredeyse benim yaşlarımdayken turneye çıktığını ve defalarca sahne aldığını okumuştum. Zamanda geriye dönme şansım olsa yanına gider ve sahneye çıkmadan önce heyecanını nasıl yendiğini sorardım. Ayrıca bir gün başarılı ve dünya çapında tanınan bir piyanist olabilmek için ondan tüyolar alırdım.
7. Şu ana kadar hangi ödülleri aldın ve hangi masterclass’lere katıldın?
- İspanya Stars at Tenerife yarışmasında 1.lik ödülü
- Rusya International Art Competition yarışması 2.lik ödülü
- Amerika South Florida International Piano Competition yarışmasında 2.lik ödülü
- Rusya Savsinsky International Music Competition yarışmasında 2.lik ödülü aldım.
Ayrıca ‘3. Wiener Klassiker Music Competition’ ve ‘Almanya Baden-Würtemberg’ yarışmalarından da gelecek güzel haberleri bekliyorum.
Öte yandan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetlisi olarak külliyede resital vereceğim.
Pandemi dolayısıyla ne yazık ki katıldığım tüm yarışmalar online yapıldığı için herhangi bir yere fiziksel olarak gidemedim. Ama ilk fırsatta canlı canlı o heyecanı tatmak ve benim gibi diğer ülkelerden gelen piyanist çocuklarla tanışıp birşeyler öğrenmek isterim.
Ayrıca zaman zaman online olarak Amerika’da yaşayan Tamara Poddubny hocamdan ders alıyorum.
Yetenek ve çalışmanın önemi kadar bu yolculukta rehber de çok önemli. Değerli öğretmenim Renata Çavdar da en büyük şansımız.
8. Piyanodan başka hangi enstrümanları çalıyorsun veya çalmak isterdin?
Bazen evdeki enstrümanlarla denemeler yapıyorum. Ama özellikle babama eşlik edebileceğim bir Türk müziği enstrümanı da çalmak isterim.
9. Müzik senin için ne ifade ediyor?
Müzik, benim için konuşmanın farklı bir yolu… Bazı eserlerde yaramaz, kıvrak bir çocuk, bazı eserlerdeyse, ayağımda patenlerle gözlerim kapalı koskoca bir salonda salınır gibi hissediyorum. Bir başka deyişle; zihnimden parmaklarıma, parmaklarımdan tuşlara, tuşlardan da kalbime giden bir yolculuk gibidir müzik…
10. Piyano dendiğinde aklına ilk gelen duygu ne, neden?
Piyano dendiği zaman aklıma gelen ilk ve tek şey ‘özgürlük’.
11. İleride kendini müzikal açıdan nerede hayal ediyorsun?
İlerideki hayalim, dev bir orkestrayla sahneyi paylaşmak, yani müzik ve piyanom hayatımda her zaman var olacak. Bir gün astronot bile olsam, ‘uzayda piyano çalan ilk astronot’ olmak isterim.
12. Kendin hiç bir beste yaptın mı? O besteni yapma sürecini ve hislerini anlatır mısın?
İlk beste denememi Anneler Günü’nde annem için yapmıştım. Zaman zaman bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Ama bunun için daha çok gelişim göstermem gerekiyor.