Piyanonun harika çocuklarından İlyun Bürkev geleceğin “Chopin elçisi”

Uzun bukleli saçlarıyla piyanosunda bir balerin edasıyla Beethoven’ın, Chopin’in en zor eserlerini gülümseyerek çalan bir küçük piyanist kız hayal edin. Öyle ki Mozart’ın 11 yaşında bestelediği piyano konçertosunu Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile verdiği ilk konserinde çok büyük bir özgüvenle çalabilmiş, Avusturya’nın en seçkin konservatuarının yaz okuluna daha 9 yaşında kabul edilmiş bir üstün yetenekli çocuktan bahsediyoruz.

12 yaşına ulusal ve uluslararası düzeyde birçok ödül ve birinciliği sığdırmış olan İlyun Bürkev, piyanoyla bebek yaşlarda annesinin piyanosunu gizli gizli çalarken tanışmış, 4 yaşında da ders almaya başlamış. İlkokul üçüncü sınıfta, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda yarı zamanlı eğitimlerinin başlaması ise kariyer sürecini net bir şekilde belirlemiş.

Şu anda ona yol gösteren ailesi ve onu yetiştiren Prof. Burcu Aktaş Urgun’un yanı sıra devlet sanatçısı ve kendisi de bir Harika Çocuk olan Gülsin Onay’ın kanatları altında, müzikal derinliğini Chopin bestelerine yoğunlaştırarak ilerliyor. İlyun’u birçok saygın müzisyenle aynı sahneyi paylaşırken görmek mümkün, ama kah Chopin’in Fantaisie-Impromptu’süyle, kah Nocturne’lerini çaldıkça devleştiği sahneden iner inmez yine o muzip çocuğa dönüşüyor ve köpeği Candy’le oyunlar oynamaya kaldığı yerden devam ediyor.

İlyun’un müziğe tutunma azmini ise, onu ilk tanıdığım zaman aktardığı bir anı en canlı şekilde ortaya koyuyor. İlyun, 9 yaşındayken Avusturya’da bulunan ve Mozart’ın doğup büyüdüğü Salzburg’daki Mozarteum Üniversitesi’ne yaz kampı için başvurmuş. Ancak kampa kabul edilmeden önce yetkili bir profesörden onay alması gerekiyormuş. Okulu babasıyla birlikte ziyaret etmişler ve yukarı katlara çıkıp ilgili profesörle bizzat tanışmak istemişler. Ancak kapıların hepsi kilitliymiş ve ancak öğrenci kartlarıyla açılıyormuş. Pusuya yatıp saatlerce kapının önünde bir öğrencinin dışarı çıkmasını beklemişler. İlk açılan kapıdan içeri girmeleri ise, onları İlyun’un müzik kariyerinde önemli bir kilometre taşı olan profesöre götürmüş. O gün iki saat beraber çalışmışlar, ardından da İlyun çok istediği yaz kampına girmiş.

İlk bestesini 10 yaşında çok sevdiği köpeğini kaybettikten sonra yapmış İlyun. Ardından da pandemi süreci bir anda başlayınca tüm konserleri iptal oldu, eğitimine evden devam etmek zorunda kaldı. Bu dönemde İlyun üretkenliğini artırıp ruhunu beslemek için piyanoya dört elle sarıldı. Zorlukla başa çıkma gücü ise, onu müzikal açıdan geri besledi. İlyun, 23 Nisan 2020’de koronavirüs sürecinde mekansal kısıtlamalar sonucu büyük zorlukları küçük bedenlerinde göğüslemek zorunda kalan akranları başta olmak üzere herkese umut aşılamak üzere ikinci bestesi olan “Hope for Future”u (Geleceğe Umut) canlı bir mini konser eşliğinde tanıttı. İlyun, müziğin dünyayı iyileştireceğine, ortak bir dil ve birliktelik için en güçlü araçlardan biri olduğuna, müziğin dünyaya iyilik yaydığına inanıyor.

Nisan 2017 tarihinde İstanbul’da Hisar Okulları Uluslararası Piyano Yarışması birincilik ödülü, Nisan 2018 tarihinde Hırvatistan’ın Varazdin şehrinde düzenlenen Jurica Murai Uluslararası Piyano Yarışması B kategorisinde en yüksek puanla birincilik ödülü, Temmuz 2018 tarihinde Paris Uluslararası Piyano Yarışması üçüncülük ödülü, Nisan 2019 tarihinde Adana’da Rhapsody Uluslararası Piyano Yarışması üçüncülük ödülü, Mayıs 2019 tarihinde İstanbul’da Pera Uluslararası Piyano Yarışması birincilik ödülü, Temmuz 2019 tarihinde 9. Maria Herrero Uluslararası Piyano Yarışması birincilik ödülü ve aynı zamanda tüm katagoriler arasında en iyi müzikalite ödülü, Ocak 2020 tarihinde “Değerler Zirvesi Sanata İlham Veren Genç Yetenek Ödülü”, Nisan 2021 tarihinde İstanbul’da Chopin Uluslararası Piyano Yarışması birincilik ödülü, En iyi Chopin performans ödülü ve en iyi Ulusal Eser performans ödülü aldı.

İlyun, tüm bu üstün başarıların üstüne, Mayıs 2021 tarihinde Uluslararası birçok ülkeden piyanistlerin katıldığı “Stars of Future” “Geleceğin Yıldızları” platformunun üyesi oldu.

Ruhunda küçük bir Chopin taşıyan ve kendisini notalarla devleştiren, benim “piyanonun peri kızı” diye isimlendirdiğim İlyun’u tanımaya ne dersiniz?

  1. Kendini biraz tanıtır mısın?

12 yaşındayım. İstanbul’da yaşıyorum. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuarı’nda beni yetiştiren ve destekleyen sevgili öğretmenim Prof. Burcu Aktaş Urgun’un öğrencisiyim.

2. İçindeki piyano tutkusu ne zaman açığa çıktı? O zamana dair bize ayrıntılar verir misin? Neden piyano ve neden başka bir enstrüman değil?

3 yaşından itibaren evimizde bulunan piyanoya karşı bir merak ve çalma isteğim varmış, zaten annemde bana hamileyken hem dinleyip hem çalarmış dolayısıyla müzik ve piyano küçüklüğümden beri benim kalbime yerleşti. 

3. En çok beğendiğin, kendine referans aldığın Türk ve yabancı piyanistler kimler? Ve neden onlara özel bir önem atfediyorsun? 

Türk piyanist olarak Sevgili hocam Gülsin Onay çünkü kendisinin hem müziği hem kişiliği, enerjisi ve sanattaki yorumu beni çok etkiliyor. Yabancı olarak Vladmir Horowitz, Andreas Schiff ve Martha Argerich’in yorumu beni çok etkiliyor.

4. Şu ana kadar hangi ödülleri aldın? İlk ödülünü aldığında yaşın kaçtı ve anımsadığın kadarıyla hislerin neler oldu? 

Şu ana kadar 6 uluslararası yarışmada 4 birincilik 2 üçüncülük aldım.Ayrıca Türkiye’nin seçkin markaları değer zirvesi ödül töreninde sanatta ilham veren genç yetenek ödülüne layık görüldüm.İspanya’da Maria Herrero Piyano Yarışması’nda 1.lik ödülü dışında tüm kategorilerde en iyi müzikalite ödülünü aldım. İlk ödülümü 8 yaşında aldığımda çok heyecanlı ve mutluydum.

5. Hayat sana piyanonun yanı sıra ikinci bir sanatsal uğraş imkanı sunsaydı neyi seçerdin? 

Oyunculuğu seçerdim çünkü çok seviyorum ve ilgi duyuyorum. Anaokulu ve ilkokulda tiyatro etkinliklerinde şimdi izlediğimde bile aynı heyecan ve duyguları yaşadığım çalışmalarım oldu.

6. Chopin’in en sevdiğin bestesi hangisi ve onu çalarken kendini nerede, nasıl hayal ediyorsun?

Chopin’in tüm eserleri beni çok etkiliyor, her biri birbirinden güzel. Chopin Scherzo no 2 ve Chopin Ballade no 1 en çok sevdiğim eserleri arasında. Kendimi konser salonlarında onun eserlerini harika bir şekilde çalarken hayal ediyorum.

7. İlk kez büyük bir konser salonunda konser verdiğinde kaç yaşındaydın? Hislerin ne olmuştu? 

11 yaşında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile Mozart’ın 11 yaşında bestelemiş olduğu konçertoyu çaldım. Tarif edilmez bir mutluluk ve heyecan yaşadım. Bu konserin benim kalbimde yeri hep ayrı olacak.

8. Müzik, bence… (tamamlar mısın?)

Müzik bence insanlığı bir aile yapan ve barış içinde birleştiren sanatın en önemli parçalarından biridir.

9. Piyano, bence… (bunu da tamamlar mısın?)

Piyano bence önce müziği sonra  dileklerimi düşüncelerimi duygularımı insanlarla paylaşabilmemi sağlayan bir aracı ve benim en yakın arkadaşım, çünkü duygularımı hep ona anlatıyorum.

10. Kurumsal olarak destek aldığın veya almak istediğin yerler var mı? 

Kurumsal olarak şu ana kadar herhangi bir destek almadım. Ailemin bana olan inancı ve sevgisi en büyük desteğim oldu. İleride beni geliştirebilecek fırsatları ailemle tabiki değerlendirmek isterim. Sevgili hocam Gülsin Onay’ın da benim yetişmemdeki göstermiş olduğu sevgi ve desteği benim için çok kıymetli.

11. Pandemi dönemini çok güzel bir eser besteleyerek geçirdiğini anımsıyorum. O eseri bize biraz anlatır mısın? Hangi hayal ve düşüncelerle piyanonun başına geçmiştin? 

Pandemi döneminde Hope For Future adlı bir beste yaptım şu an dünyanın en çok ihtiyacı olduğu umut ve geleceğe olan inancım beni bu beste için motive etti.

12. İleride İlyun Bürkev’i nerede, nasıl görmeyi hayal ediyorsun? 

Öncelikle kendimi müzik alanında çok iyi yetiştirmek istiyorum. Baştan beri inandığım müziğin ve sanatın dünyayı değiştirip iyileştireceği değerler için müziğe hizmet etmek benim için eşsiz bir hediye. Bu yolda bir orkestra kurmak konserler vermek ve müziğin hep içinde kalmak istiyorum.

13. Yurtdışı hayallerinden bahseder misin? 

Eğitimim için bana katkı sağlayacak herşeyi gerek yurt içinde gerek yurtdışında değerlendirmek istiyorum.

14. Üzgün olduğunda mı mutlu olduğunda mı daha uzun süre piyano çalarsın? Hangi ruh durumu seni piyanonun başına daha fazla kilitler? 

Mutlu olduğumda çalışmamdam daha çok verim alırım.

15. Piyanoyu hayatında kaçıncı sıraya koyarsın? 

Öncelikle ailem, piyanom, öğretmenlerim, arkadaşlarım ve benim en sadık dinleyicim köpeğim diyebilirim.

16. Üçüncü besteni ne zamana planlıyorsun? Bu yönde çalışmaların başladı mı? 

Aslında üçüncü Bestemi 3 bölüm olarak piyano-keman resitali olarak tasarladım. 1. Bölümünü tamamladım ve piyano versiyonunu çok yakında beni çok heyecanlandıran bir projede paylaşacağım.

17. Senin gibi yetenekli diğer çocuklarla ortak müzik projeleriniz var mı? 

Şu an çok sevdiğim hepsi çok başarılı olan bir arkadaş grubum var, onlarla ileride projelerde birlikte olmayı çok arzu ederim.

18. Eğer geçmişe ışınlansaydın hangi müzisyenle dostluk kurmak isterdin ve neden?

Chopin ve Mozart benim için en sevdiğim bestecilerden diyebilirim. Mozart’taki neşe ve enerji beni çok etkiliyor. Chopin’in bestelerinde ise adeta kendimi buluyorum.

Son olarak size bu güzel röportaj için çok teşekkür ediyorum ve şu sözümle de bitirmek istemiyorum Müzik dünyayı değiştirir, çünkü insanları iyileştirir ve iyilikte birleştirir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s