Oda orkestraları son dönemde giderek çeşitlenir ve gelişirken, müzikseverler şimdi de çiçeği burnunda Gordion Oda Orkestrası’nın kuruluşunun heyecanını yaşıyorlar. 

Ankaralıların aşina olduğu Gordion, Frigya’nın tarihî başkenti olan, Ankara / Polatlı yakınlarında bulunan antik kent. “Gordion Düğümü”, “Her dokunduğu nesneyi altına çeviren Eşek Kulaklı Kral Midas” gibi birçok alıntı Gordion kentine dair belleklerdeki bilgileri taze tutuyor. Şimdi bu antik referansı müzik alanında da yaşatmayı hedefleyen müthiş gençler var.

Gordion Oda Orkestrası, piyanist, besteci ve orkestra şefi Yiğitcan GÖZOĞLU tarafından kendi deyimiyle yıllarının hayali olarak kurulmuş. 

Bu orkestrayı kurma fikri, ülkemizde bulunan Barok orkestraların azlığından ve devlet orkestralarının geçmiş yıllarda açtığı ve doldurmuş oldukları kadrolarından kaynaklanmış.

“Gordion Oda Orkestrası, kurucumuz ve liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dile getirdiği: “Ümidim gençliktedir” şiarı ile yola çıkıyor,” diye açıklıyor Gözoğlu. 

Bu yılın Haziran ayı başında ilk adımlarını atan ve bir ay içerisinde bir oda orkestrası büyüklüğüne gelme başarısı gösteren Orkestra içinde birçok konservatuvar öğrencisine kucak açıyor ve onlara mesleklerini icra edebilme fırsatı sunuyor. 

Son dönemde birçok müzisyen genç, sektördeki fırsat eşitsizliği ve orkestralarda müzik icra etme açısından zorluklardan söz ederken Gordion Oda Orkestrası birçok açıdan sektöre “can suyu” olmuş. 

Peki bu pırıl pırıl gençlerin hedefleri ne? 

Gordion Oda Orkestrası Genel Sanat Yönetmeni Gözoğlu şu şekilde açıklıyor:

“Orkestramızın en büyük hedefi, genç sanatçılara mesleklerini icra edebilme şansı vermek. Bu yalnızca orkestracılık anlamında değil; solistlik anlamında da kendilerini gösterebilme yolunu onlara açmak anlamına geliyor. Orkestramız ilk konserlerindeki solistlerini, orkestramız bünyesindeki sanatçıları değerlendirerek konserlerini yapacak ve Barok müziği tüm halkımızla buluşturacak.”

Peki neden Barok müzik diye sorduğumda ise Gözoğlu’nun tavrı net:

“Barok dönem, Rönesans sonrasında insanlığın medeniyetleşme anlamında en büyük adımları attığı dönem. Bu adımları sanat olarak inceleyecek olursak, mimaride, resimde, heykelde ve müzikte görmemiz mümkün. Kendine has bir üslubu olan bu dönem eserleri, maalesef günümüzde hak ettiği değeri görmüyor.  Amacımız Gordion Oda Orkestrası olarak bu dönem eserlerine hak ettikleri ilgiyi göstermek ve bu eserleri seyircimizle buluşturmak.”

Orkestranın adının Barok Orkestrası yerine Oda Orkestrası olmasının da belirli sebepleri var. Zira gençler, Barok müziğin yanı sıra diğer dönemlere dair eserleri de zaman içerisinde seslendirecekler. Bunun için kadrolarını genişletmeye ve çeşitli oda müziği grupları oluşturmaya devam ediyorlar. Gordion Yaylı Dörtlüsü ve Gordion Üflemeli Beşlisi bunlardan yalnızca ikisi…

Ve en önemli noktaya geldik. Sponsorları var mı? Bu güzel gençleri kimler destekleyecek?

Şu anda halihazırda bir sponsorları yok. Tüm konser ve etkinliklerini, bilet satışlarından karşılayacaklar. 

Umarım bu güzel oluşumu desteklemek ve bu aydınlık gençlerin mesleklerine dört elle sarılırken icra ettikleri müziklerine bir “can simidi” uzatmak isteyenler çıkar.

Güzel yolculuklar Gordion!