Ankara’nın başarılı piyanistlerden Doğa Yılmaz: “Çalışmalarımı başkalarıyla değil, bir önceki halimle kıyaslarım hep”

Doğa Yılmaz, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Ana Sanat Dalı Lise 3’üncü sınıf öğrencisi parlak piyanistlerimizden biri. 2015 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı piyano bölümünde Prof.Hande Dalkılıç’ın öğrencisi olarak eğitimine başladı. 2018 yılında Malta’da düzenlenen Valetta Uluslararası Piyano Yarışması’nda 2.’lik ödülü aldı.

2018 yılında İzmir Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Onkoloji Bölümünün iyileştirilmesi için düzenlenen yardım konserinde konuk sanatçı olarak konser veren Doğa, 2019 yılında katılmış olduğu İstanbul Pera Piyano Yarışması’nda Mansiyon ödülü aldı. 2019 yılında St.Petersburg/Rusya Konservatuvarı’ndan burslu eğitim daveti alan genç piyanist, 2020 yılında İnterlochen Detroit Amerika Uluslararası Müzik okulundan yaz kampı için burs kazandı. 2020 yılında Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın düzenlemiş olduğu Genç Solistler Yarışması’nda Genç Solist olarak seçildi. Ancak, Koronavirüs pandemisi sebebiyle konseri 2020 yılı için ertelendi ve bu konser 27 Aralık 2021 tarihinde Yılbaşı Konseri olarak gerçekleştirildi.

Doğa, kendisine küçük yaşlardan beri rol model olarak aldığı öğretmeni Hande Dalkılıç’ın elinde iğne oyası gibi işlediği, değerli ve gelecek vaat eden öğrencilerden birisi. Kendisini başkalarıyla kıyaslamak yerine, hep bir önceki halinden daha iyi olmayı prensip haline getirmesi de Dalkılıç’ın yönlendirmesiyle olmuş.

Doğa’yı tanımanız için kendisiyle yaptığım keyifli röportaj sizleri bekliyor:

Sevgili Doğa, Prof. Hande Dalkılıç’ın yetiştirdiği değerli öğrencilerden birisin. Öğretmeninin senin üzerindeki en büyük etkileri ve katkılarını bizimle paylaşmak ister misin? Örneğin hiç aklından çıkmayan öğütleri nelerdir? Senin piyanistlik tarzın üzerinde nasıl yönlendirmelerde bulundu?

Öncelikle Hande Hoca’mın bizimle olan ilişkisi bizi çocukları gibi görmesi ve çalışmalarımızdaki yakınlığı beni hep çalışmaya teşvik etti. Bunun yanında bir konser piyanisti oluşu ve bizim de bu yolda ilerlememiz için konserler verdirmesi ve yarışmalar masterclass’lar için yönlendirmesi konser piyanisti olma amacımda ilerlememde büyük bir rol oynuyor. Ayrıca beni en etkileyen ve hayatıma katmaya çalıştığım benim için en önemli öğütü ise bizim gelişmelerimizi bir başkasının çalışmasıyla değil kendi önceki çalışmamızla ölçmemizi istemesi, başkalarıyla kıyaslamak yerine hep bir önceki halimizden daha iyi olmayı kendimize prensip edinmemizi söylemesi.

Peki, piyanoya olan ilgin ve müzik yeteneğin çocuk yaşta nasıl fark edildi Doğa?

Piyano hayatım 6 yaşında amatör bir şekilde kursa gitmemle başladı. Müzik yapmayı küçük yaşımdan beri seviyorum. 9 yaşındayken gittiğim kurstaki hocamın benim piyanoya olan ilgim ve yeteneğimden aileme ve bana bahsetmesi ve konservatuvara yönlendirmesiyle konservatuvar giriş sınavına başvurmaya karar verdim. Bu sınav sonucu Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanatdalı öğrencisi olarak okula kabul edilerek profesyonel olarak piyano hayatım başladı.

Zorlu bir eseri çalışmaya başladığında nasıl bir yöntem izlersin?

Ben müziği bir dil olarak görüyorum harfler birer nota birkaç nota bir kelimeyi o kelimeler ise bir cümleyi oluşturuyor. Özellikle yorum açısından zor bir parçayı da bu şekilde düşünerek çalışıyorum ilk harf harf sonra o harflerden bir kelime o kelimelerden bir cümle oluşturuyorum. Sonucunda parçayı çok daha anlayarak çalabilir hale geliyorum. Teknik olarak zor bir parçada ise Hande hoca’mın öğrencilerine öğretmiş olduğu teknik ile zor pasajları küçük parçalar halinde ele alarak bu tekniği uygulamak parçanın çalımını çok daha kolaylaştırıyor.

Son dönemde repertuarında hangi eserler üzerinde çalışıyorsun?

Şöyle sıralayabilirim:

J.S.Bach prelude fugue BWV872 no.3 Do Diyez Major

Chopin etüd op.10 no.9 fa minör

Chopin etüd op.10 no.12 do minör

J.Haydn piyano konçertosu Hob.XVIII:11

W.A.Mozart piyano konçertosu No.12 K.414 La Major

Beethoven piyano sonatı No.10 Op.14 No.2 Sol Major

Beethoven piyano sonatı No.9 Op.14 No.1 Mi Major

Bu zamana değin hiç unutamadığın bir sahne deneyimini bizimle paylaşır mısın?

27 Aralık 2021’de solist olarak Mersin oda orkestrasıyla gerçekleştirmiş olduğum konserim. İlk orkestra eşliğinde çaldığım ve koronavirüs pandemi dönemi sonrasındaki ilk konserlerimden biri olması bu konseri benim için çok özel kıldı.

Piyanonun hayatındaki önemi ve önceliğini nasıl tanımlarsın?

Piyano ben kendimi hatırladığımdan beri hayatımda ve benim için bir meslekten çok daha öte bir yeri var. Çalışmalarımı sıkılarak ve zorunluluktan değil çalışmalarımın sonucunda ortaya çıkacak müziği merak ettiğim için yapıyorum. Gideceğim bir tatilde ve bunun gibi durumlarda bile piyanom ve çalışmalarım da benimle birlikte geliyor. Piyano benim gelecekteki planlarımda olmazsa olmazım.

Peki başarı senin için ne demek Doğa?

Yaptığım müziği olabildiğince insana duyurmak ve onların beğenisini toplamak.

Çok değerli yarışma derecelerin var. Onlardan da söz eder misin? İçlerinde senin için en unutulmaz olanı hangisiydi?

Malta Valetta İnternational Piano Competition 2018 yılındaki yarışmamın ilk yarışmam olması benim için çok önemli ve diğerlerinden daha özel olmasını sağlıyor. İlk kez farklı ülkelerden, yaşlardan, kültürlerden piyanistlerle karşılaşmak ve onları da dinleyebilmek benim için çok güzel bir deneyimdi. Bunun sonrasında 2019 yılında katılmış olduğum Pera İstanbul Piyano Yarışmasındaki Mansiyon ödülüm, 2020 yılında Mersin’de düzenlenmiş olan Genç Solistler Seçmelerinde Genç Solist seçilmem, hepsi benim için çok değerli ve güzel bir deneyimdi.

Hayatıyla sana ilham kaynağı olmuş kadın piyanist kim ve neden?

Hande Dalkılıç Hocam benim çok küçük yaştan beri rol model olarak gördüğüm bir piyanist. Konser piyanisti bir öğretmenimin olması benim konser piyanisti olma amacımda beni bir adım öne çıkarıyor çünkü gerek deneyimleri gerek beni yönlendirmesi beni konser hayatına hazırlıyor. Ayrıca hem akademik hayatını hem de konser hayatını dengeli bir şekilde yönetebilmesi benim çok özendiğim bir durum.

Bir yandan da sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde konserler veriyorsun. Bu senin yaşıtların arasında örnek alınması gereken oldukça değerli ve bilinçli bir tercih, seni kutlarım. Örneğin Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastahanesi Çocuk Onkoloji Bölümü’nün iyileştirilmesi için yardım konserine katıldın. Müzik sence bu açıdan nasıl bir güce sahip? Nasıl geri dönüşler aldın?

Öncelikle benim böyle önemli bir sosyal sorumluluk projesinde konuk sanatçı olarak davet edilmiş olmam beni çok gururlandırdı. Şunu da ifade etmek isterim ki müzik tüm insanların ortak noktalarından birisi. Dolayısıyla bu tip sosyal projelerin başarıya ulaşabilmesi için sanatın ve müziğin çok daha fazla değerlendirilmesi ve ön planda tutulması gerektiğine inanıyorum. Aldığım geri dönüşler ise gerek dinleyicilerimden gerekse çevremden olumlu ve gurur verici değerlendirmelerdi.

Konservatuar eğitimi sana neler kazandırdı Doğa?

Çok küçük yaşlarda meslek sahibi olmanın farkındalığı büyük bir sorumluluk ve düzenli çalışma gereğini de kendisiyle birlikte getiriyor ve sanata erken yaşta başlamanın daha iyi bir altyapı sağladığına inanıyorum. Buna örnek verecek olursak 5. Sınıfta başlayan düzenli konserlerim beni stres yönetimi açısından geliştirdi.

2019 yılında St.Petersburg/Rusya Konservatuvarı’ndan burslu eğitim daveti aldın; bir sene sonra ise Interlochen Detroit Amerika Uluslararası Müzik okulundan yaz kampı için burs kazandın. Bu iki deneyim sana neler kattı?

2019 yılındaki Rusya’daki davetim beni fazlasıyla mutlu etti ancak ben Hande Hoca’yla olan çalışmalarıma devam etmenin daha doğru bir karar olduğunu düşündüğümden dolayı Rusya’da eğitim görmedim. 2020’deki yaz kampım ise maalesef koronavirüs pandemisi sebebiyle iptal oldu. Ama bu davetler beni çok mutlu etti ve gururlandırdı.

Peki yurtdışı eğitimi bir müzisyen için nasıl bir perspektif kazandırır sence?

Yeni kültürler yeni tekniklerle tanışmak ve onları da görmenin çok önemli olduğuna inanıyorum. Olabildiğince fazlasını görüp denemek ve kendine en doğru olanın seçimini yapmanın ancak bu şekilde elde edilebileceğine inanıyorum. Böyle bir deneyimi ben de özellikle üniversite yıllarımda yaşamayı istiyorum.

Piyano repertuarının sence gelmiş geçmiş en güçlü üç konçertosu hangisi?

Johannes Brahms Piyano Konçertosu No.2 Op.83 Si Bemol Major Sergei Rachmaninoff Piyano Konçertosu No.2 Op.18 do minör Franz Liszt Piyano Konçertosu No.1 Mi Bemol Major S.124

Klasik müziğin bir başkenti olsa sence hangisi olurdu?

Biraz klasik bir cevap olacak ama Avusturya Viyana benim gözümde klasik müziğin en el üstünde tutulduğu şehir.

Kendini entelektüel anlamda geliştirmek açısından neler yapıyorsun? Örneğin klasik müzik tarihi veya kompozitörlerin hayatlarını okur musun? Ne kadar sıklıkla konserlere gidersin?

Müzik yorumcusu olan birinin çaldığı bestenin sahibinin hayatını, yaşadığı dönemi bilmeden doğru yorumu yapabileceğini düşünmüyorum. Bu yüzden elimden geldikçe araştırıyorum. Çünkü bestekarların yazdıkları eserleri onların günlükleri olarak görüyorum, hepsinde kendi hayatlarını veya çevreyi içeren farklı bir hikaye var.

Konserler açısından ise koronavirüs pandemisi öncesi her hafta en az bir konsere giderdim ancak şimdi koronavirüs riskinden dolayı bu sayı 2-3 haftada bire düştü.

Peki müzik kariyerinde şu anda geldiğin aşamalarda “iyi ki”lerin ve “keşke”lerin var mı?

İyi kilerim erken yaşta müziğe başlamış olmam, konservatuvardaki öğretmenlerim, ailemin her konuda ki desteği ilk ve benim için en önemlileri, keşkelerim yok çünkü konserlerimdeki küçük hatalarım ya da yanlış olarak görünen her şeyin bana daha fazla deneyim kattığına inanıyorum.

Yaşıtın müzisyen akranlarına şu ana kadar verdiğin mücadeleler ve ortaya koyduğun çabalar ışığında nasıl tavsiyelerde bulunursun? Sence bu alanda var olmak isteyen bir müzisyen için “üç altın kural” nedir?

Öncelikle dışarıdan görünen kusursuz konserlerin arkasında çok büyük bir çalışma ve emek yatıyor bu çalışmayı göze almaları gerekiyor.

Konserler, Masterclass’lardan ve yarışmalardan kaçmamaları korkmamaları tam tersine hepsinde tek düşüncelerinin o anın tadını çıkarmanın ve müziklerini yapmaları olması.

Çalışmalarını, o anki durumlarını, başkalarıyla değil hep kendi bir önceki halleriyle kıyaslamaları benim kendime koyduğum “üç altın kural”.

Son olarak, ileride kendine dair hayallerin ve projelerinden de söz eder misin? Örneğin yurtdışında okuma hayallerin var mı?

Gelecekle ilgili amacım dünya çapında müziğini duyurmuş bir piyanist olmak. Bunun için de üniversite yıllarımı yurtdışında okumanın önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda üniversite yıllarımda kompozisyon dalında da yan dal yapmayı istiyorum. Çünkü yorumcu olmanın yanında kendi bestelerimi de yazmak istiyorum.

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler.

Doğa’nın tüm performansları için: https://www.youtube.com/channel/UC_oKnfzjKXb_Ra2YOxJkiuQ

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s