Yıldızı giderek parlayan genç flütistlerden Berjin Kaplan: “İstanbul bir beste olsaydı kesinlikle Mozart’ın re majör flüt konçertosu olurdu”

Berjin Kaplan‘a geldik… “Bazen söz anlatmaz hissedileni” diyerek flütüyle klasik müzikten halk müziğine yüreğindeki her şeyi notaya dökmeye çalışan yetenekli müzisyen gencimize… Sosyal medya hesabı üzerinden koyun sürüsünün içinde flütüyle seslendirdiği Lo Şivano, on binlerin beğenisini toplayan bir performans olmuştu.

Müzik kariyerine özel yetenek sınavıyla kazandığı Van Güzel Sanatlar Lisesi’nde başlayan Berjin, öğretmeninin yönlendirmesi ile yan flüt üflemeye başladı, beraberinde piyano çaldı. Ancak enstrümanlara yalnızca okulda ulaşabiliyordu. Bu sırada koro ve şan dersleri aldı. Ardından birçok orkestrada flütist olarak yer aldı. 2020 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’na giren Berjin, burada flüt ve piyano eğitimi ile birlikte keman eğitimi almaya başladı.

Halihazırda müzik kariyerine, ona birkaç aydır kariyer patikasını çizen Pervin Çakar’dan opera dersi alarak devam ediyor ve özel yetenek sınavını geçip burslu olarak girdiği Bahçeşehir Üniversitesi’nde duayen flüt sanatçısı Bülent Evcil’den flüt eğitimi alıyor.

Berjin, birçok açıdan sınırlarını zorlayarak, Van’dan İstanbul’a dek uzanarak imkânsızdan imkân yaratan, doğru yerde doğru kişilere erişen bir genç müzisyen. Onu ve sarsılmaz azmini de tanımanızı isterim:

Müzik seni Van’dan İstanbul’a dek taşıdı. İstanbul bir flüt konçertosu olsa hangisi olurdu sevgili Berjin?

İstanbul benim için bir flüt konçertosu olsaydı eğer, bu kesinlikle Mozart’ın re majör flüt konçertosu olurdu çünkü aşırı hareketli durumu, çok kalabalık oluşu ve renkliliği benim için tamamen bu eseri anımsatıyor.

Yeni bir enstrümana ilk dokunuşunda neler hissediyorsun? Bir hedef mi, çözülecek bir bilmece mi?

Birçok enstrümanı çalabiliyorum ve onlara dokunmadığım bir gün bile hastalanıyorum. Ben köyde doğup büyümüş bir kadınım. Köyde yaşadığım her an doğayla iç içeyim ve bulunduğum coğrafya dağı, taşı, toprağı, koyunu, kuzusu ile var olan bir atmosfere sahip olmasından dolayı, bir koyun kuzusuna baktığı sırada hangi duyguyu yaşıyorsa ben de enstrümanıma her dokunuşumda aynı duyguyu hissediyorum.

Her zaman daha fazlası var ve benim için öncelikle çözülecek bir bilmecedir yeni bir enstrüman. Onu anlamak, anlamlandırmak, ona dokunmak ve onu çözümledikten sonra hislerimle yoğurmak aynı zamanda bir hedeftir.

Peki flütü seçmedeki motivasyonların ne oldu?

Flütümün bana vermiş olduğu en büyük motivasyonlarından biri onunla konuşarak yola devam etmemdir. O benim her şeyime ortak olan ve paha biçilmez bir yol arkadaşı. Onun sayesinde Batı Müziği’ni tanıdım ve yaşadığım bütün duygularımın en büyük tercümanı olduğu için benim en büyük motivasyon kaynağım oldu. Onunla geçirmediğim tek bir gün bile yok çünkü her anımın, her duygumun şahidi…

Memleketinde keşfedilip Batı’da eğitim alarak yaşıtın hemşerilerine bir rol model olma hedefin var mı?

Memleketimde keşfedildim ama aynı zamanda da keşfedilen bu sanatsal değerleri yok etmeye yönelik yaklaşımlar var. Bunun bilincinde olan bir genç kadın olarak söylüyorum: Batı müziği eğitimimi en profesyonel anlamda gördükten sonra, Kürt müziği başta olmak üzere dünyadaki ulaşabildiğim her halkın müziğini harmanlayarak dünyevi, sanatsal üretimler oluşturmak istiyorum. Sanatsal girişimlerim sonucunda aldığım olumlu geri dönüşlerden dolayı beni örnek alan birçok insanın olduğunu düşünüyorum.

Hayatta nasıl mücadelelerin oldu bu hayaline kilitlenirken?

Ortadoğu’da yaşayan bir kadın olarak hayatımdaki her günüm bir mücadeledir ve müzik sadece bunlardan bir tanesi. Benim için mücadele kavramı, engellere karşı bir direniş niteliğindedir; bu yüzden karşılaştığım her engeli aştım.

Değerli soprano Pervin Çakar’ın hayatındaki rolü ve katkısı nedir? İleride opera ile ilgili hayallerin var mı?

Pervin Çakar benim sanat dünyasındaki idolümdür çünkü sanatsal bakış açımı, ufkumu, sanatın ne olduğunu bana gösteren tek sanatçı olduğunu söyleyebilirim. Yaptığım her sanatsal etkinliği birebir takip etti; yeri geldiğinde eleştirilerle, yeri geldiğinde ise övgülerle dolu aktarımlarıyla sanat hayatıma çok büyük renk kattı ve katmaya da devam ediyor. Bütün sanat türlerini çok seviyorum fakat opera benim için çok daha farklı bir yerde. Onunla ilgili belli başlı hedeflerim var tabii ki.

İleride Müzikten Sorumlu Bakan olduğunu hayal et. Doğuda müziğe ve genel anlamda sanata yetenekli öğrencilerin hayallerini gerçekleştirmeleri için neler yapardın?

Doğuda her halkın ve her sınıfın ulaşabileceği bir müzik altyapısı inşa ederdim. Bununla beraber doğunun bütün kültürel ve sanatsal değerlerine sahip çıkardım ve sanat yapmaları için özgür alanlar yaratırdım.

Son olarak kendine dair hayallerin nedir Berjin?

Ortadoğu’da bir kadın olmak zaten çok zor ve hayallerimden en büyüğü başta sanatımla, hayata karşı duruşumla, düşüncelerimle, mücadelemle bulunduğum coğrafyadaki kadınlar olmak üzere dünyadaki bütün kadınlara bir ışık tutmaktır. Kültürel geleneklerime âşık olan bir kadın olarak beni yok sayan düşüncelere karşı, kendimi geliştirip üniversitede yeterli eğitimimi aldıktan sonra gerekli tecrübeyi kazanıp yurt dışında alacağım lisans eğitimi sonrası çok iyi, donanımlı bir flüt sanatçısı olmak ve bunun yanında kendi kültürümün stranlarını, var olduğum sürece yaşatmaktır.

Haberin tümü: https://www.gazeteduvar.com.tr/muzikte-firsat-esitligi-arayisi-orada-bir-oxford-var-uzakta-makale-1544801

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s