Piyanist adayı, ödüllü satranç oyuncusu, çocuk ressam Ece Erel: “Yeteneklerimi geliştirmeyi kendim seçtim”

2013 yılında Ankara’da devlete ait bir çocuk hastanesinde yapılan WISC-R  testi ile dahi kategorisinde rapor aldıktan sonra eğitimi de bu şekilde yönlendirilen Ece Erel, şu anda üstün yeteneğini sanatın birçok alanına yansıtıyor. Resim, müzik, bilim, satranç, el sanatlarında üretimleri son dönemde oldukça öne çıkan Ece, bir yandan da üstün zekalı çocukların kabul edildiği TÜZYEKSAV Liderler Okulu ile BİLSEM Müzik Bölümü’ne devam ediyor. Leyla Gencer korosunda da bir sene yer alan Ece, kreş yıllarından beri satranç oynayan, turnuvalarda derece alan, dördüncü ve beşinci sınıftayken iki resim sergisi açan, bir yandan da çizgi roman yazarlığı yapan bir çocuk. Ne de olsa kazananlar hiç hata yapmayanlar değil, sürekli çabalayanlardır denir.

Ece’nin geleceğe dair meslek kurgusu ise, aslında şu anda sahip olduğu yeteneklerin bir karmasını andırıyor: Estetik cerrah olmak isteyen Ece, bu alanda kesinlikle sanatsal bakış açısı olması gerektiğini düşünenlerden. Ece bir yandan da çevresinde değişimin öncülüğünü yapıyor liderlik vasfının bir uzantısı olarak. Bir sene boyunca okulda kendisinden alt sınıftaki arkadaşlarına öğle aralarında resim dersi vererek, kendi deneyimlerini akranlarına aktarma becerisi kazandı. Peki Ece’nin bu kadar sanatsal uğraşılarla iç içe olmasının ardındaki motivasyon nedir ve geleceğe dair kurgularını nasıl yapıyor? “Bazen kurduğum hayaller o kadar fazla ve büyük oluyor ki içinden çıkamaz hale geliyorum. Ben de kafamda kurduğum şeyleri sanata aktarıyorum ki aklımı daha fazla kurcalayıp durmasınlar. Bunu yaparak hem kendimce meditasyon yapmış oluyorum hem de ileride yapacağım şeyler için temel hazırlamış oluyorum” diye açıklıyor kendisi.

Ece, tüm bu uğraşlarına rağmen çocukluğunu ıskalamıyor, arkadaşlarına da vakit ayırıyor. “Yeteneklerimi geliştirmeyi kendim seçtim yani bu yüzden öyle olduğunu düşünmüyorum. Hatta ne kadar çok ilgi alanınız olursa o kadar ilgi alanlarınız hakkında konuşacak insan buluyorsunuz. Bu yüzden sosyal açıdan da sıkıntı çekmedim. Herhangi biriyle konuştuğumda onunla olan ortak yanımı mutlaka bulmaya çalışıyorum. İlham perisi bana her zaman gelmiyor; bu yüzden arkadaşlarımla konuşmak aşırı yardımcı oluyor. İkisine de ayırdığım zamanın birbirini geçmesi bu yüzden çok zor” diye ifade ediyor bu ikilemi yönetme şeklini.

Ece’nin bir yönü de sanırım adımlarını sağlam atması. O da sanatsal uğraşlarında ve başarılarında elini güçlendiren bir avantaj. Geçmişe dönme şansı olsa bile, şu anda olan ve ileride olacak birçok şeyin değişmesine neden olabileceğinden ve amacı ne kadar iyi olursa olsun kötü sonuçlanabileceğinden dolayı geçmişe gitme hakkı olsa bile bunu en azından şimdilik kullanmaktan çekiniyor.

Bu üstün yetenekli sanatçımızı tanımalı ve onun çocuksu dünyasından bizlere ulaşan önerileri ve öğütleri dinlemelisiniz:

Resim, müzik, bilim, satranç, el sanatları. Çok fazla ilgi alanın var ve bunların tümünde de önemli başarılara imza attın. Bir yandan TÜZYEKSAV Liderler Okulu Fen Lisesi’ne, bir yandan da BİLSEM Müzik Bölümü’ne devam ediyorsun. Üstün zekalı ve üstün yetenekli olmak sana nasıl sorumluluklar yükledi? 

Aslında daha çok insanların beklentileri bana sorumluluk yüklüyor. Ortak yeteneğiniz olan biriyle ilk defa tanışıp konuşuyorsanız ve yeteneklerinizin hepsine tanıklık etmediyse genelde size “bu konuda iyisin, bu yüzden öbür yeteneklerini boş ver ve şu yeteneğine daha çok önem ver” diyebiliyorlar. Bunun haricinde bazen yetenekli insanların benden daha hızlı geliştiklerini fark ediyorum ve bu bazen beni strese sokuyor. Birden fazla ilgi alanınız olduğunda sadece tek bir noktadan ilerlemediğiniz için daha yavaş oluyorsunuz ve bu konuda sorumluluk hissedebiliyorsunuz kısaca.

Bazen çocukluğunu ıskalıyormuşsun gibi hissediyor musun peki? Arkadaşlarına ayırdığın vakit, bazen kendi çalışmalarının gerisine düşüyor mu? 

Yeteneklerimi geliştirmeyi kendim seçtim yani bu yüzden öyle olduğunu düşünmüyorum. Hatta ne kadar çok ilgi alanınız olursa o kadar ilgi alanlarınız hakkında konuşacak insan buluyorsunuz. Bu yüzden sosyal açıdan da sıkıntı çekmedim. Herhangi biriyle konuştuğumda onunla olan ortak yanımı mutlaka bulmaya çalışıyorum. İlham perisi bana her zaman gelmiyor; bu yüzden arkadaşlarımla konuşmak aşırı yardımcı oluyor. İkisine de ayırdığım zamanın birbirini geçmesi bu yüzden çok zor.

Satranca ilk ilgi duyduğun anlara geri dönelim. Okullar-arası Satranç turnuvasında en son üçüncülük ödülü aldın. Nasıl bu alanda ilerledin? Satranç sende nasıl bir heyecan yaratıyor? 

Kreşe gittiğim zamanlar okul bize satranç öğretmeye karar verdi ve bize biraz öğrettikten sonra kreş içinde bir turnuva düzenledi. Turnuvada 2. olmamla bu yeteneğim keşfedilmiş oldu. Bende yarattığı heyecan ise kimin kimi yeneceği oluyor çünkü bir anda bütün her şey tersine dönebilir.

Genellikle arkadaşlarınla mı oynarsın satrancı?

Tercihim kesinlikle arkadaşlarımdan yana çünkü tanımadığım insanlarla oynadığım zaman olay yeteneğe değil daha çok psikolojik baskınıza bakıyor ve böyle olduğunda kazansam da oyundan zevk alamıyorum. İnsanlar bu konuda gerçekten çok hırslılar.

Leyla Gencer korosuna katılmaya hak kazanarak bir sene bu koroya devam ettin. Ardından Bilsem’de müzik eğitimine devam ediyorsun ve okul korolarında ve bandolarda görev alıyorsun. Müzik hayatında nasıl bir yere sahip? 

Müzik olmasaydı gerçekten ne yapardım bilemiyorum. Başka bir işle meşgulken bile en azından müzik açıp sözlerine eşlik etmek istiyorum. Bu pandemi döneminde fark ettim ki sürekli yanımda kulaklığımla geziyormuşum. Bunu fark etmem için annemin bana söylemesi gerekti yoksa o kulaklıkla yatıp kalkmaya başlayabilirdim.

Biraz da resme ilginden söz edelim. Kendi resim sergini açmandaki amacın neydi? Bu serginin teması ne oldu ve nasıl geri dönüşler aldın? 

4. sınıfta yaptığım ilk amatör sergimin konusu kıyafet tasarımlarımdı. Ardından insanlar resimlerimi çok beğenince kendi karakterlerimi de tasarlamaya başladım ve 5. Sınıfta açtığım sergide kupa ve tişörtlere kendi karakter çizimlerimi bastırıp satışa çıkarmıştım. Geri dönüşler de gayet olumluydu. Belki bir ara tekrar yapmayı düşünebilirim.

Peki, satranç, resim, müzik arasında bir öncelik sıralaması yapmanı istesem ne derdin? 

En çok rahat bırakıldığım konu resim oluyor. Sanırsam bu da onu müzikten bir tık üste koymama neden oluyor. Eğer piyanoda çalacağım şarkıları kendim bulup seçsem çok daha iyi işler çıkarabileceğimi ve piyanodan daha çok zevk alacağımı düşünüyorum. Satrancı sona koymamın nedeni ise, karşımda olan kişilerin her zaman arkadaş canlısı olmamasından kaynaklı. 

Bir de çizgi roman yazarlığın var. Ondan da biraz bahseder misin? Okuduğun çizgi romanlarda sevmediğin yanları gördükçe mi bu alana katkı sağlamak istedin yoksa? 

Aksine bana ilham verdikleri için çizgi roman yazarlığı yapmak istiyorum. Böylece belki bir gün ben de başka birisine bu şekilde bir ilham verebilirim.

Belki bu yaşta henüz erken ama, geleceğe dair bir numaralı hayalini sormak isterim. Annen, estetik cerrah olmak istediğini söylediğinde şaşırdım, çünkü elde ettiğin başarılar seni daha çok satranç veya sanata yönlendirecek gibi düşünmüştüm. Bu hayalin devam ediyor mu ve sebebi nedir? 

Doktor olmayı küçüklüğümden beri düşünüyordum fakat o zamanlar küçük olduğum için doktorların birçok alan için hizmet verdiklerini bilmiyordum. Büyüdükçe hangi doktorun hangi alanda çalıştığını öğrenmeye başladım. Estetik cerrahlığın ne olduğuna baktığımda düşündüm ki bu alanda kesinlikle sanatsal bakış açısı olan insanlar çalışmalı. Yüzü bir kaza sonucu hasar gören birine ya da vücudunda kusuru olan birine yeni bir görünüm vermek tıpkı bir resmi ya da heykeli düzeltmek gibi olduğunu düşündüm ve bu konuya ilgim arttı. Yani ben bir açıdan bunu yapmanın sanat olduğunu düşünüyorum. Sadece cerrah olmayı da değil aynı zamanda çizgi roman yazarı da olmak istiyorum. Hatta çizgi romanımı fırsat bulduğum en yakın zamanda yapmaya çalışacağım.

Bu çok çeşitli uğraşların, yakın çevrendeki arkadaşların üzerinde de ilham kaynağı oldu mu? Sana özenip satranç oynamaya veya resim yapmaya başlayanlar oldu mu? Çevrende bir değişim yarattığını gözlemliyor musun? 

5. sınıfa başladığımda iki arkadaşım nasıl resim çizdiğimi öğrenmek istediğini söylediler. Onları kırmadım ve nasıl çizdiğimi onlarla uygulamalı bir şekilde göstermeye çalıştım fakat o zamanlar işin çok başında olduğum için onlara öğretme konusunda da başarısız olmuştum. Ardından yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra artık bu konuda daha da gelişmiştim ve okuldaki çoğu kişi bu çizimlerimden haberdardı. Bir gün sınıfıma benden alt sınıftan kişiler resimlerime bakmaya gelmişlerdi ve benden ders almak istediklerini söylediler. Ben de o anki yeteneklerime güvenerek kabul ettim. Böylece yaklaşık 7. sınıf dönemim boyunca okulun öğle aralarında benim ve benim yaşımın altındakilere ders vermiş oldum. 8. sınıfta LGS yüzünden bunu bırakmam gerekti ama arkadaşlarım resim çizmeyi bırakmadılar ve bana çizimlerini göstermeye devam ediyorlar. İnsanları heveslendirmek ve ilham veren biri olmayı istediğim için bunu iyi ki yapmışım diyorum. Yani çevremi olumlu etkilemek için elimden geleni yapmaya çalıştım ve sonuçlarından da memnunum.

Sence bir çocuğun birçok farklı alanda uğraşısı olması ona neler kazandırır?

Eğer büyük bir hayal gücü varsa onun hayallerini aktarmasının iyi bir yolu olabilir ki bu en çok da benim işime yarıyor. Bazen bu kurduğum hayaller o kadar fazla ve büyük oluyor ki içinden çıkamaz hale geliyorum. Ben de kafamda kurduğum şeyleri sanata aktarıyorum ki aklımı daha fazla kurcalayıp durmasınlar. Bunu yaparak hem kendimce meditasyon yapmış oluyorum hem de ileride yapacağım şeyler için temel hazırlamış oluyorum.  

Gelecekte yurtdışına gitme, orada belli bir alanda eğitim görme hayalleri de kuruyor musun? 

Üniversiteyi Kanada’da okumak istiyorum aslında fakat nerede yaşamaya karar vermem için erken olduğunu düşünüyorum.

Çok yorgun olduğunda seni hangi uğraşın dinlendirir? 

Kesinlikle müzik. Akıp gidiyor resmen ben yorgunken…

Çok mutsuz olduğunda seni hangi uğraşın mutlu eder? 

Seçemem çünkü bu uğraşlarımdan hangisi olursa olsun onlarla baş başa kaldığımda bütün dertlerim ve sıkıntılarım uçup gidiveriyor. Beni mutlu etmeyi her zaman başarıyorlar.

Bu uğraşlarını entelektüel olarak beslemek için neler yapıyorsun? Örneğin sergilere sık sık gider miydin pandemi öncesinde? Veya klasik müzik konserlerine? Satrançla ilgili kitaplar veya filmler izliyor musun? 

Sinemaya, konsere ve sergilere gitmeyi severdim ama pandemi yüzünden sanat galerilerine ve filmlere internetten bakmaya başladım.

Geçmişe ışınlanma hakkın olsa, kiminle tanışmak ve ona ne söylemek isterdin?  

Geçmişe gitmem ve birine bir şey söylemem şu anda olan ve ileride olacak birçok şeyin değişmesine neden olabilirdi ve amacım ne kadar iyi olursa olsun kötü sonuçlanabilirdi. Bu yüzden geçmişe gitme hakkım olsa bunu en azından şimdilik kullanmazdım.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s