
Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı’nı henüz 11 yaşında kazanıp trombon bölümüne kabul edildikten sonra trombonla dostluğu başlamış Emircan Birgül’ün. Dört yıl sonra takviye sanatçı olarak kabul edildiği Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na çağrılan en genç takviye sanatçı oluvermiş, akabinde aynı sene Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nda yerini almış.
Birçok senfoni orkestrasında ve müzik festivalinde trombonuyla kendi tarifiyle “bazen çok hüzünlü bir temayı seslendirirken, bazen de zaferi ifade eden sololarda” yer aldı; New York Filarmoni Orkestrası solo tromboncusu Joseph Alessi’nin, dünyaca ünlü İsveçli solist Christian Lindberg’in ve Viyana Senfoni Orkestrası solo tromboncusu Otmar Gaiswinkler’in ve daha nice prestijli müzisyenin ustalık sınıflarına aktif olarak katıldı. Şef Orhun Orhon yönetiminde, Orkestra Akademik Başkent eşliğinde J. Koetsier’in Dört Trombon Konçertosu’nu Cem Güngör, Ozan Çelikel ve Deniz Dişdiş ile birlikte seslendirmesi de kariyerinde önemli bir başarı oldu.
Birgül’e göre, trombonları orkestrada bazen çok hüzünlü bir temayı seslendirirken, bazen de zaferi ifade eden sololarda duyabilirsiniz.
Halen Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde sözleşmeli sanatçı olarak çalışan, bir yandan da Schagerl Meisterinstrumente markasının artisti seçilen Emircan Birgül aslında bir çocukluk hayalini gerçekleştirmiş; zira bu markayla ilk olarak lisedeyken YouTube’da izlediği konser videolarında tanışmış ve hayranlık duymuş. İleride bu marka trombona sahip olma hayalleri kurmuş ve 2015 yılında da Viyana’daki fabrikasına gidip hayalini gerçekleştirmiş. Emircan Birgül için, 2019 yılında konser verdiği Moskova / Bolşoy sahnesi ise, “unutulmazlar” arasında birinci sırada geliyor.
Bu genç trombon sanatçımızı tanımanızı çok isterim:
Müzik yolculuğunuz nasıl başladı, nasıl devam ediyor?
Müzik yolculuğum 11 yaşımdayken müzik öğretmeni olan annemin beni konservatuvar sınavına hazırlamasıyla başladı. Şu anda yüksek lisans eğitimime devam ediyorum ve Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde çalışıyorum. Bence oldukça güzel gidiyor 🙂
Trombona ilginiz konservatuar öncesinde de var mıydı?
Açıkçası önceden trombonun ne olduğunu bilmiyordum. Ama konservatuvarı kazandıktan sonra eğitimim ilerledikçe enstrümanımı çok sevdim ve şu anda da iyi ki trombon diyorum.
Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası ve Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası size müzikal anlamda neler kattı?
Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’na ilk girdiğimde henüz 15 yaşımdaydım ve çok heyecanlıydım. Bu orkestra sayesinde farklı şehirlerdeki konservatuvarlardan bir çok arkadaşım oldu ve böyle güzel bir projede bir çok insanla bir arada birlikte müzik yapma deneyimi çok güzel bir duyguydu. Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası’na katıldığımda orkestra anlamında daha tecrübeliydim ve bu orkestrada yer almaktan da büyük mutluluk duyuyorum.
Trombon çalmak isteyen çocuk ve gençlere nasıl tavsiyelerde bulunuyorsunuz? Sağlıklarını korumak için neler yapmalılar?
Trombona başlayacak olan, öğrenmek isteyen herkese başlamadan önce azimli ve istikrarlı olmalarını söylemek isterim çünkü gelişim ancak devamlılık ve gerçekten sıkı çalışma ile oluşuyor. Sağlığı korumak için ise kas ve iskelet sistemine ekstradan dikkat etmek gerekiyor. Düzenli ısınma ve esneme hareketleriyle birlikte dik durmak çok önemli.
Çok değerli ustalık sınıflarına katıldınız. Bunlardan biraz söz eder misiniz? Size neler kattı?
Bana göre ustalık sınıflarına katılmak mesleki açıdan önemli bir aktivite çünkü, konservatuvarlarda alınan eğitimin yanı sıra, dünyaca tanınmış kişilerden öğrenilen bilgiler ve eğitimler hem enstrüman çalışımız için yeni teknikler geliştirmemizi sağlamakta, hem de yaptığımız mesleğe farklı bir açıdan bakmamıza yardımcı olmaktadır.
Trombonun sesini doğada hangi sese daha yakın buluyorsunuz?
Trombonun sesi çizgi filmlerde fil sesine benzetilmekte. Ama bana göre trombonun sesi, o anki duygularınızın trombona nasıl yansıdığıyla ilgili…
Sizce trombonun eşlikçisi olarak en uygun iki enstrüman hangisi?
Bence iki enstrüman ile sınırlandırmamak gerekir çünkü trombon bakır çalgı ailesindeki diğer arkadaşlarından ayrı kalmamalı. Tuba, korno ve iki tane trompet ile birlikte trombon harika bir quintet grup oluyor.
Trombon sanatçısı olarak en çok beğendiğiniz kişiler kimler?
Tabii ki beğendiğim çok tromboncu var. Ama ilk ikiyi söylecek olursam; Jesper Busk Sørensen (Berlin Filarmoni Orkestrası) ve Otmar Gaiswinkler (Viyana Senfoni Orkestrası)
Trombon, bir orkestrada nasıl bir boşluğu doldurur?
Trombonları orkestrada bazen çok hüzünlü bir temayı seslendirirken, bazen de zaferi ifade eden sololarda duyabilirsiniz.
Yurtdışından da birçok ünlü isimle aktif çalıştınız. Mesleki gelişiminize bu kişiler nasıl bir katkı sundu?
Farklı orkestralardan farklı isimlerle çalışmak, farklı bilgiler ve teknikler keşfetmem açısından çok güzel oldu. Bireysel çalışma yönünden farklı egzersizler, müzikal anlamda ise farklı teknik ve bakış açıları öğrendim.
Artisti olduğunuz markayı da biraz anlatır mısınız?
Schagerl Music GmbH, kuruluşu 1961’de dayanan bir Avusturya markasıdır. Bu markayı konservatuvarda henüz lisedeyken YouTube’da Mnozil Brass’ın konser videolarını hayranlıkla seyrederken keşfettim. İlk olarak enstrümanların tasarımları çok hoşuma gitti ve videolarını izledikçe “istediklerini ne kadar kolay icra edebiliyorlar” dedim kendi kendime. (Konservatuvarda eğitiminizi tamamlayana kadar üzerinize zimmetli enstrüman veriliyor ve eğitiminizi tamamladığınızda o enstrümanı iade etmeniz gerekiyor ve sonrasında kendinize enstrüman almanız gerekiyor.) Ben de gün geçtikçe ileride Schagerl’den kendi trombonumu almanın hayalini kurdum ve 2015’te Viyana’daki fabrikasına gidip hayalimi gerçekleştirdim. Belirli zamanlarda model değişikliği yaptım ve şuanda Aurora R modelini kullanmaktayım. Bu güne kadar ki ilgi ve desteklerinden dolayı Schagerl Music GmbH’e minnettarım. J
Pandemi dönemini nasıl geçirdiniz? Pandemi sonrasında konsere ilk çıktığınızda nasıl duygular içerisinde olacaksınız?
Pandemi dönemini sokak yasaklarında evde, normal günlerde operaya gidip trombon çalışarak geçirdim ve bu dönemde gerçekten temsil ve konserleri çok özledim. Umarım kısa süre içerisinde pandemi biter ve tekrar o güzel heyecanlarla temsil ve konserlere devam ederiz.
Ankara’da opera ve bale seyircisini nasıl tanımlarsınız? İlgili, istikrarlı ve kalabalık bir kitle var mı, yoksa esere göre değişkenlik mi arz ediyor?
Ankara Opera ve Bale seyircisini kesinlikle ve kesinlikle ilgili, istikrarlı ve kalabalık bir kitle olarak tanımlayabiliriz.
Trombon çaldığınız en “sıradışı” yer hangisi oldu?
2019 yılında opera ile gittiğim Moskova turnesindeki Bolshoi Theatre sahnesiydi.
Çocuk müzisyenler arasında trombona ilgi sizce ne düzeyde? Çocukları bu enstrümandan caydıracak herhangi bir sebep var mı? Varsa o konuda nasıl bir bilgilendirme yapılmalı?
Çocuk müzisyenler arasında trombona ilgi maalesef az. Sebebi ise enstrümanların halka yeteri düzeyde tanıtılmıyor olması. Evet çocuklara yönelik konserler ve projeler yapılıyor ve çok faydalı da oluyor. Ama insanlar sadece konser ya da temsillere gittiklerinde enstrümanları görüyorlar ve genelde o gördükleriyle kalıyor. Bu durumun düzelmesi için televizyonda dizi aralarına sadece gelir elde etmek üzere tasarlanmış dakikalar süren boş reklamlar yerine enstrümanları temel olarak akılda kalacak şekilde kısa kısa reklamlar hazırlanabilir. Ya da metro, otobüs ya da sokaktaki reklam panolarına enstrüman ve klasik müzik tanıtımıyla ilgili afişler hazırlanabilir. Böylelikle hem insanlar enstrümanlar hakkında bilgilenmiş olur hem de kendine gelecek belirlemek isteyen, ya da kendisine hobi edimek isteyen insanlar için ilgi çekici bir fırsat oluşmuş olur.