Sağlık mücadelesinden yükselen piyanist Yiğit Yüksel: “Piyano tek başına bir orkestradır”

10 yaşındaki Yiğit Yüksel’in piyano alanında soyadına uygun şekilde “yükselmesi” aslında doğumundan beri yaşadığı sağlık sorunlarıyla mücadelesinin ruhuna, karakterine kattığı bir direncin yansıması. 27 haftalık prematüre doğan Yiğit, yüzündeki o içten gülümsemesinin ardında yıllardır devam eden bir sağlık mücadelesini gizliyor. Zorlandığı eserleri doğru çalabilmek için sürekli çabalayan Yiğit, hayata bu görece dezavantajlı şekilde başlama serüvenini kendisi için bir artı değere dönüştürerek piyanosundan güç buluyor, tüm yaşam direncini piyanosunda harikalar yaratmaya ayırıyor.

Müzikle tanışması evdeki kırık orgla başlayan Yiğit, bilinçli bir aile ve öğretmenin de katkısıyla klasik müzik eğitimlerine başlamış, Samsun’da verdiği ilk konserinden elde edilen gelirler ve ailesinin birikimleriyle de hayallerini süsleyen akustik piyanosuna kavuşmuş. Yiğit’in absolut kulağa sahip olduğunu fark etmesi ise, yine bir tesadüfler zincirine dayanıyor. Bir gün akşam yemeği yedikleri sırada babası kaşığı tabağa her değdirişinde çıkan sesler, Yiğit’in kulağında nota çağrışımı yapınca ve her çıkan sesi bir notayla eşleştirince bu durumu müzik öğretmenlerine aktarmışlar ve Yiğit’in bu yeteneğini daha da güçlendirmek için özel çalışmalara yönelmişler.

Yiğit’in Mozart’la arasında çok güçlü bir bağ var ve diğer tüm bestecileri çok sevse de sanki Mozart’ın bestelerini çalarken eserin tüm inceliklerini, zorluklarını beyninde yaşıyor. Toplumsal meselelerle de yakından ilgilenen Yiğit, artan kadın cinayetleri konusunda da “Meleğin Kanatları” isimli bir beste yapmış ve “enstrümanların efendisi” diye nitelendirdiği piyanosuyla bu eseri Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde icra edip tanıtmak istiyor.

Bu güler yüzlü minik piyanisti tanımak isterseniz, aşağıda ona dair harika bilgiler bulabilirsiniz:

  1. Kendini biraz tanıtır mısın?

28 Ekim 2010 tarihinde, Samsun/Atakum’da doğdum. 10 yaşındayım. Piyano ve müzik benim için vazgeçilmez bir tutku. Yabancı dil, robotik kodlama ve acapella öğrenmeyi çok seviyorum. 

2. Babanın anlattığı kadarıyla zorluklarla mücadele eden bir çocukluğun geçmiş. Peki bu mücadele, senin müziğine, çalış tekniğine, hedeflerine, hayallerine nasıl yansıyor?

Ben henüz 27 haftalık iken 1040 gram olarak dünyaya gelmişim. Uzunca süre hastalıklar ile mücadele etmişim. Bunların tamamı oldukça zor hastalıklarmış. Babam bana sen çok güçlü bir çocuksun der bu yüzden. Tabi bu durum benim müzik yaparkenki ruh halime de yansıyor. Zorlandığım eserleri doğru çalabilmek için asla mücadeleyi bırakmıyorum. Sonunda başarınca da tekniğim ilerlemeye başlıyor. Bu durum beni hayallerime ulaşma adına bir adım daha yukarı taşıyor.

3. Klasik müziğe olan ilgini ilk ne zaman fark ettin veya ailen seni neden bu alana yönlendirdi?

Evimizde kırık bir oyuncak org vardı. Ben onunla şarkılar çalmaya başlayınca ailem okuldaki müzik öğretmenim ile iletişime geçti ve biz Begüm öğretmenim ile piyano derslerine başladık. İlk olarak o zaman tanıştım klasik müzik ile. Ve çok sevdim. 

4. Şu anda klasik müzik eğitimine kim yön veriyor?

Samsun’daki kıymetli hocalarımızdan Prof. Olga Hasanova ile müzik eğitimimi sürdürüyorum. Öğretmenim beni sadece piyano veya klasik müzik alanında yetiştirmek ile kalmıyor, bana harika bir yol arkadaşlığı yapıyor.
Onu çok seviyorum.

4. Gördüğüm kadarıyla piyanona çok bağlısın ve bu bağlılık muhtemelen senin peşini uykunda dahi bırakmıyordur. Başrolde piyanonun olduğu bir rüyanı bize anlatır mısın anımsadığın kadarıyla?

O zamanlar akustik piyanomuz yoktu ve ben çok istiyordum. Rüyamda bir gece böyle uyumaya gidiyorum. Kafamdaki düşünce şu: “Ya bu piyano ne zaman gelecek?” Yatıyorum. Uyandığımda gördüğüm: Yatağımın yanı başında yeni piyanom! Sonra sabah oldu rüyanın etkisi ile güzel uyanmıştım, ama piyano yoktu 🙂

5. Klasik müzik sende hangi duyguları uyandırır?

Sevinç, heyecan, mutluluk… Neredeyse bütün güzel duygular diyebilirim.

6. İlk verdiğin konser sırasında duygularını tarif eder misin? 

Çok heyecanlıydım. Çünkü bu benim ilk konserimdi. Çok sıkı hazırlanmıştım. Samsun Opera Bale’sinden çocuk korusu öğretmenim Metin Bayram beni anons ettiğinde kalbimin yerinden çıkacağını sandım. İnsanların alkışları çok şahaneydi!

7. Günde kaç saat piyano çalışırsın? 

Uzaktan eğitim ve derslerin yoğunluğundan ötürü günde bir buçuk iki saat civarı çalışabiliyorum. Ama yaz aylarında bu süre üç saatin üzerine çıkabiliyor.

8. Absolut kulağa sahip olduğun nasıl fark edildi? Bu özellik sana nasıl bir sorumluluk yüklüyor ve avantaj sağlıyor?

Bir gün akşam yemek yiyeceğiz. Babam kaşığı tabağa her değdirişinde bir  ses çıkıyordu. Bu sesler benim kulağımda nota çağrışımı yapıyordu. Babama “Baba kaşığın çıkardığı ses do notası” dedim. Babam çok şaşırdı. Bunu birkaç kez daha yaşayınca müzik öğretmenime durumu anlattık. Öğretmenim bu durum ile ilgili bir çalışma yaptı. O zaman öğrenmiş olduk. Sesleri çok rahat ayırt edebildiğim için piyanomdaki problemli sesleri anında fark ediyorum. Tamirini yaptırıyorum. Dinlediğim bir parçayı notaları olmasa dahi kulaktan çıkartabiliyorum. Doğada bulunan sesleri çok rahat algılayabiliyorum. 
Olumsuz tarafı ise kötü sesler çok düşük frekansta olsa bile beni çok fazla olumsuz etkiliyor. Bu yüzden stadyumlarda ve alışveriş merkezlerinde çok kısa süreli durabiliyorum. Kulağım patlayacak gibi hissediyorum.

9. Piyanoyu bir renk ve bir duyguyla ifade etmeni istesem ne derdin?

Renk olarak pembe, duygu olarak mutluluk diyebilirim.     

10. Piyanoyu tercih etme sebebin nedir? 

Piyano enstrümanların efendisidir. Tek başına bir orkestradır piyano.

11. Eserlerini çaldığın müzisyenleri düşündüğünde içlerinden hangisiyle aranda daha güçlü bir bağ var ve bunun sebebi nedir?

Mozart’la özel bir bağımız var sanki. Birçok büyük bestecinin birçok muhteşem eserini icra ettim. Ama Mozart besteleri çalarken, bestenin bütün inceliklerini, zorluklarını ve muhteşemliğini her notada hissediyorum. Bana çok güzel duygular yaşatıyor.

12. Piyano çalmayı hayal ettiğin “en sıradışı” yer neresi ve neden? 

Ünlü bestekar Ludovico Einaudi küresel ısınmaya farkındalık yaratmak için bir buzulun üzerinde piyano çalmıştı. Bu beni çok etkilemişti. Yine dünyaca ünlü piyanistimiz ve bestekarımız Fazıl Say da Kaz Dağları’ndaki ağaç katliamına dikkat çekmek için, Kaz Dağlarında on binlerce kişinin katıldığı bir konser vermişti. 


Benim de kadın cinayetlerine duyduğum üzüntü ile yaptığım “Meleğin Kanatları” isimli bir bestem var. O bestemi Milli Eğitim Bakanlığı’nın önünde çalmak isterdim. Çünkü bu büyük sorunun sadece cezalar ile ortadan kalkamayacağını, ancak yeni yetişecek neslin bu konuda duyarlı yetiştirilmesi ile yok olacağını düşünüyorum.

13. Arkadaşların da klasik müziği seviyor mu? Senin piyano tutkun hakkında ne düşünüyorlar?

Aslında pandemiden dolayı yaklaşık iki yıldır uzaktan eğitim aldığımız için arkadaşlarımdan oldukça uzak kaldık. Bu konudaki fikirlerini pek bilmiyorum ama benim piyano çalmamı çok seviyorlar ve destekliyorlar.

14. En çok beğendiğin Türk ve yabancı piyanistler kimler? 

Fazıl Say, Tuluyhan Uğurlu, Gülsin Onay, Kerem Ernur ve tabi ki Wolfgang Amadeus Mozart…

15. Pandemi döneminde yarışmalara veya masterclass’lere katıldın mı? 

Masterclass eğitimlerine henüz katılmadım. Ama bu yaz Gülsin Onay’ın düzenlediği Gümüşlük Piyano Festivali’ne katılmayı planlıyorum.


Geçen sene İBB’nin düzenlediği Çocuk besteciler yarışmasına katılmıştım. Fakat dereceye giremedim. Yine bu sene de aynı organizasyona yeni bir beste ile katılım sağladım. Bakalım neler olacak 🙂

16. Konservatuara girme hayalleri kuruyor musun? Neden? 

Tabi ki en önemli hayalim. Çünkü; kendimi hep bir sanatçı olarak hayal ediyorum. Konservatuar bu hayalim için çok önemli.

17. Bir zaman makinen olsaydı geçmişten hangi müzisyenle tanışmak isterdin ve neden?  

Wolfgang Amadeus Mozart..O kısacık yaşamına mükemmel eserler sığdırmış muhteşem bir bestekar. O muhteşem besteleri yaparken yanında olmayı çok isterdim. Ayrıca Mozart’a çok teşekkür etmek isterim. Dünyaya mükemmel eserler bıraktı. 


18. Başka bir enstrüman çalıyor musun? Çalmak istersen hangi enstrümanı tercih edersin, neden? 

Başka bir enstrüman çalmadım. Şimdilik böyle bir düşüncem yok fakat gelecekte neler olur bilemiyorum J

19. Kurumsal olarak destek aldığın veya almak istediğin yerler var mı? 

İlk konserim ile birlikte benden haberdar olan ve benim ile yakından ilgilenen Polfisan park oyuncaklarının sahibi Mehmet amcanın sağladığı bir eğitim bursu desteği alıyorum. İleride eğitim hayatına yurt dışında devam etmeyi çok istiyorum.
Oralara gitmek için burslara ihtiyacım olacağını biliyorum. Vehbi Koç Vakfı, İKSV , Borusan Sanat gibi müzik alanında yurt dışında eğitim görmek isteyen yetenekli öğrencilere burs veren kuruluşlar ilk aklıma gelenler.

20. Demin bir bestenden bahsetmiştin. Peki onun haricinde doğaçlama bestelerin var mı? 

Evet epey oldu sanırım doğaçlama bestem. Olga öğretmenimin doğum günü için yaptığım bir doğaçlama beste var .
Konserime ismini veren Kalbimdeki Kelebekler, kadın cinayetleri son bulsun diye yaptığım Meleğin Kanatları, Polfisan için yaptığım Oyun Devam Ediyor ve bunun gibi birkaç tane daha var.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s