
Van’ın Çaldıran ilçesinde doğan İrem Atabay (23) halk müziği alanında üstün yetenekli olup, imkânsızlıklar içerisinde bu potansiyelini geliştirmeye çabalayan müzisyen gençlerden biri.
Sesinin özgünlüğünü öğretmenlerinin fark etmesi sonucu okulunun düzenlediği yarışmalara ve koro çalışmalarına katılan İrem’in tam da o dönemde bağlamaya ilgisi doğdu ancak onu satın alacak parası yoktu.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Mühendisliği bölümünü kazanan İrem, bu sırada çeşitli mekânlarda sahne alıp şarkı söyleyerek biriktirdiği harçlıklarıyla bir bağlama sahibi oldu. Ardından kültür merkezlerinde kurslara giderek sesiyle enstrümanını birleştirmeye karar verdi.
Bu süreçte dört tane klip çalışması olan İrem’in “Hiv Zere” parçası sosyal medya üzerinden milyonlara ulaştı ve birçok müzik otoritesi tarafından “geleceğin en güçlü kadın dengbejlerinden biri” olarak nitelendirilmesinin önünü açtı.
İrem, Doğu’nun güçlü sesli müzisyenlerinden biri olarak yeteneğini güçlü bir müzik eğitimiyle derinleştirmesi gereken müzisyenlerden biri.
Bize dengbejlikten, halk arasındaki ifadesiyle “gezgin ozanlıktan” biraz söz eder misin sevgili İrem? Yaşıtların arasında ilgi duyuluyor mu bu alana?
Dengbêjlik, memleket kokusu, dile getirilemeyen acıların yoğun yaşandığı duyguların haykırışı ve çocukluğum diyebilirim. Yaşıtlarım arasında pek rağbet görmüyor maalesef dengbêjlik, fakat özellikle yaşça benden küçük kardeşlerimde fark ettim. Bunu ben okuyunca onlara hissettiğim duyguyu verdiğimi ve sonra dinlemeye başladıklarını gördüm. Akranlarımdan ve beni dinleyenlerden olumlu tepkiler alınca mutlu olup unutulmaması adına kendi sesimle canlandırıyorum dengbêjlik geleneğini…
Bulunduğun coğrafyada kız çocukları müzik alanında senin gibi aktif mi? Eskişehir’e gelmeden önce müziğini geliştirmek ve doğru eğitim almak adına ne tür eksiklerle karşılaşmıştın memleketinde?
Eskiye nazaran az da olsa kız çocuklarında bilinçli bir eğitim ile birlikte kendi yeteneklerine, ilgi duydukları müziğe yönelme var. Umarım ben de onlara güzel örnek oluyorumdur. Üniversiteye gelmeden önce bana yol gösterebilecek kimse yoktu maalesef ve ailem de bu konuda bilinçsiz olduğu için hiçbir eğitim alma şansım olmadı. Fakat daha sonra Pervin Çakar ile tanışıp, gerek sesime kazandığım güven gerekse eğitim konusunda bana sağladığı imkânlar, desteklerin bu eksikliklerimin giderilmesinde büyük katkısı oluyor.
Sosyal medya aracılığıyla seslendirdiğin türküleri paylaşıyor musun?
Evet ruhuma dokunan parçaları seslendirip sık sık paylaşırım. Seslendirmiş olduğum “bılbılo”adlı dengbej parçasını çok severim. Memleket hasretini ve insanın evine, yuvasına olan özlemini bir bülbül üzerinden çok güzel betimliyor. Parçanın şu kısmı çok etkilemişti beni: “Bülbülün derdi altın kafes değil, derdi maksadı vatanını görmektir.”
Kendine örnek aldığın kadın dengbejler kimler?
Örnek aldığım dengbej kadınlar Ayşeşan ve Meryemxan. Bu arada Ayşeşan’ın hayat hikâyesi, yaşadığı zorluklara rağmen müziğe sarılması beni derinden etkilemişti.
Geleceğe dair hayallerinden söz eder misin İrem?
Sesimi ve yaratıcılığımı birleştirerek güzel eserler ortaya çıkarıp insanların ruhuna, duygularına tercüman olmak ve düşüncelerine yön verip güzel örnek olmak. İyi bir ses eğitimi alıp ses ve enstrümanda kendimi geliştirmek istiyorum.
Süper, duruşuyla sesiyle nağmeleriyle insanı çok derin ve hisli ortamlarda his ettirmeyi, damar denilen o yoldan girmeyi çok iyi becerebilen bir kardeşimiz, severek ve taktir ederek dinliyorum, hayat hikayesi bir o kadar kendisine bu yolda bir başarı elde etmesine vesile olmuş bence. Çok iyi yerlere geleceğine emin olduğum bu güzel kızımızı candan tebrik eder çalışmalarında üstün başarılar dilerim….🌹❤️🐞
BeğenBeğen