Başarılı çocuk kemancılardan İlke Cenkseven: “İleride Türkiye’de büyük bir müzik okulu kurup, sadece çok yetenekli olan ama imkanı olmayan çocukları özel olarak yetiştirmek istiyorum”

5 Eylül 2009 Adana doğumlu olan İlke Cenkseven, 2011 yılında Antalya’ya taşındıktan sonra kariyeri bu şehirde dolu dizgin ilerlemeye başladı. Çünkü İlke içindeki keman sevgisi ve yeteneğini erken yaşta keşfedip konservatuar ve türlü yan eğitimlerle bunu pekiştirmeye gönül vermiş bir kemancı… İlköğretimine 2015-2016 eğitim öğretim yılında  Gazi Mustafa Kemal İlk Okulu’nda başladı ve aynı yıl Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuarı yetenek sınavını kazanarak, Yaylı Çalgılar Ana Sanat Dalı Keman Bölümüne seçilip yarı zamanlı olarak Keman eğitimine Güljahan Babayeva Solak ile başladı.

31.03.2017 tarihinde Borusan Quartet Sanatçısı Esen Kıvrak ile İzmir’de ilk masterclass eğitimine katıldı. 2019 yılının yarıyıl tatilinde Bursa Uludağ Üniversite’sinde düzenlenen Cihat AŞKIN Ve Küçük Arkadaşları Projesine katıldı. Bu masterclass sayesinde Prof.Dr. Cihat Aşkın,Trakya Üniversitesi Prof.Dr. Ahmet Hamdi Zafer,İstanbul Üniversitesi Prof.Dr.Sevil Ulucan Veinsrein,Eskişehir Anadolu Üniversitesi Öğr.Gör. Şeniz Aybulus,Uludağ Üniversitesi Öğr.Gör. Ozan Sarı, İzmir 9 Eylül Üniversitesi Prof. Ildıko Zsuzsanna Moog ve Mersin Üniversitesi  Çello Bölümü Öğr.Gör. Mehmet Münif Akalın ile 10 günlük bir çalışma gerçekleştirdi.

Okulunda kurulan ve Şefliğini Can Özhan’ın yaptığı Antalya Devlet Konservatuarı Çocuk Senfoni Orkestrası çalışmalarına katıldı ve çalışmaları sonunda arkadaşlarıyla birlikte bir konser verdi. Yine okulunda kurulan ve Antalya Devlet Opera Ve Balesi’nde Orkestra Şefi olan Hakan Kalkan tarafından çalışmaları düzenlenen Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuarı Gençlik Orkestrası çalışmalarına katıldı ve 30.05.2019 tarihinde  bir konser verdi.

3.10.2019 tarihinde okuluna konuk olan İtalyan Keman ve Viyola Sanatçısı Flavio Maddonni ile masterclass çalışmalarına katıldı. 2020 yılının yarıyıl tatilinde CAKA 2020 Uluslararası Bursa Müzik Akademisi’ne katıldı.

Bu masterclass ile Prof.Dr. Cihat Aşkın, Muhammedian Türdiev, Prof.Dr. Ahmet Hamdi Zafer, Prof.Dr.Çiğdem İyicil, Öğr.Gör.Ozan Sarı,Mesut Caşka,Bahar Büyükgönenç Polat,Çello Sanatçısı Antonio Gashi,Viola Sanatçısı Beste Tıknaz Modiri gibi değerli müzisyenlerle 10 günlük yoğun bir çalışması oldu ve sonunda birlikte konserler verdi.

Mart 2021’de İtalya’da online olarak düzenlenen International Competition Amigdala yarışmasına katılarak,kendi yaş kategorisinde 1.lik ödülü aldı. 2021 Haziran ayında Londra’da online ve iki aşamalı olarak düzenlenen MEDICI International Music Competition yarışmasında kendi yaş kategorisinde 3.lük ödülü aldı.

Eylül 2021’de Genel Müzik Direktörlüğünü Rengim Gökmen’in, Orkestra Şefliğini Oğuzhan Kavruk’un yaptığı Doğuş Grubu’nun düzenlediği Antalya Doğuş Çocuk Orkestrası çalışmalarına katıldı ve iki aylık yoğun çalışma sonrasında 7.11.2021 tarihinde bir konser verdi.

Şu anda 7.sınıf öğrencisi olarak konservatuarda 7. senesinde Güljahan Babayeva Solak ile çalışmalarına devam eden İlke’yi tanımanız için sizinle keyifli bir söyleşi paylaşmak isterim. Ayrıca bugün İlke’nin kemancılık yolculuğunda ona en büyük desteği veren baş kişilerden biri olan anneciği Manar Cenkseven’in de yaşgünü. Bu vesileyle onun da yeni yaşını kutlar, kızının keman sesleriyle dolu daha nice sağlıklı yaşgünleri kutlamasını dilerim. Böyle değerli müzisyenleri türlü özverilerle yetiştiren tüm ebeveynleri can-ı gönülden kutluyorum. Evet İlke, şimdi seni tanımak için sabırsızlanıyoruz:

Merhaba İlke. Keman eğitimine altı yaşında başladın ve o zamandan beri yükselen bir profil sergiliyorsun. Müziğe ilgin, yeteneğin nasıl ortaya çıktı ve bunun üzerine nasıl bir eğitim sürecinden geçtin? Bize biraz kendini tanıtır mısın?

Merhaba, müzik yeteneğim ailemin bunu farketmesiyle ortaya çıktı. Henüz 2 yaşındayken babamın bana aldığı ukulele ile kendi kendime evde doğaçlama şarkılar söylediğimi gören ailem, gittiğim kreşteki müzik öğretmenimle konuşmaya karar vermişler. Ben 2 yaşındayken yaşıtlarıma göre çok güzel Türkçe konuşabilen, derdini düzgün cümlelerle anlatabilen bir çocukmuşum. O sıralarda kreşte piyano eğitimi almaya başladım. Çok kısa bir süre de olsa müzik öğretmenimden piyano eğitimi aldım.  Şu anda kemanda aynı sınıfta beraber okuduğum arkadaşım Cansu Sara Takmaz benim kreşten bu yana arkadaşımdır. Cansu benden 1 yaş büyük ve benden 1 sene önce konservatuar sınavlarına girerek keman eğitimine başladı. İlkokula başlayacağım zaman bende konservatuar sınavlarına piyano bölümünde lisans öğrencisi olan Cihan İnçukur ile çalışmaya başladım ve sınavı kazanarak keman bölümüne seçildim ve Güljahan Babayeva Solak ile çalışmaya başladım.

Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları Projesi ile ilk karşılaşman nasıl oldu ve bu projeye katılım sana neler kazandırdı?

Sayın öğretmenim Cihat Aşkın sürekli dinlediğim ve hayran olduğum bir sanatçıdır. İlk olarak 2019’da öğretmenimin yönlendirmesiyle projeye katıldım. Bu proje sayesinde Türkiye’nin bir çok yerinden gelen,benim gibi konservatuar eğitimi alan öğrenci ve alanında uzmanlaşmış çok değerli hocalarımla tanışma ve çalışma fırsatım oldu. Müziğin ulusal anlamda nasıl değerlendirildiğini bu proje sayesinde anlamış oldum. CAKA uluslararası Kış Akademisi ile müzik yapmanın sadece enstrüman çalmaktan ibaret olmadığını, uyum, ahenk, birlik içinde birçok müzisyenle neler yapabileceğimi gördüm. Bu proje sayesinde kişisel müzik vizyonumu daha çok geliştirdim. Örneğin, uluslararası platformda değerlendirmek için nasıl bir çalışma sergilemem gerektiğini öğrendim.

Can Özhan ile çok fazla çalışmada yer aldın. Kendisinin sana verdiği ve hiç unutamadığın öğütler, yönlendirmelerden birkaçını bizimle paylaşır mısın?

Can Özhan okulumuzda bir çok projeye imza atan çok başarılı bir öğretmenimizdir. Kendisi ile öğretmenim doğum iznine çıktığında birebir çalışma fırsatım da oldu, orkestralarda, CAKA’da da çalışma fırsatım oldu. Can öğretmenimle birebir çalışmalarım sırasında bana verdiği bir öğüdü özellikle unutamıyorum. “İlke, sen zaten çok güzel çalıyorsun. Fakat, çekingenliğin kendini göstermene engel oluyor. Daha cesur ve atak olman gerekiyor.“ Ben bir çok sahne deneyimi olmuş bir öğrenci olsam da, utangaçlığımı ve çekingenliğimi üstümden atamıyorum. Can Öğretmenimin bu sözü kulağıma küpe olmuştur. Bu konuyla ilgili kendimi daha çok geliştirmeye çalışıyorum.

Peki sevgili öğretmenin Güljahan Babayeva Solak’ın senin tekniğin ve kemancılıkta derinleşmen açısından nasıl bir katkısı oldu?

Çok büyük katkısı oldu tabii ki. İlk olarak kemanı 6 yaşındayken elime veren, nasıl tutmam gerektiğinden, nasıl bir disiplinle çalışmam gerektiğine kadar herşeyi bana öğreten öğretmenimdir. Güljahan öğretmenimizin bize verdiği öğütler arasında ilk sırada gelen, doğru çalışma yöntemidir. Doğru çalışmanın ilk yolu, düzgün bir program hazırlamakla başlar. Tekniği doğru kullanmak aynı zamanda bizim çeşitli postür bozukluklarına karşı da korunmamızı sağlar. Doğru bir teknik keman çalmanın ilk kuralıdır. Örneğin; hala çalışmalarımda boş tel tekniğini kullanırım. Çalışmalar esnasında metronom kullanmak ve gam çalarak başlayıp, sırasıyla programa devam etmek, özellikle kendi hatalarımızı daha iyi anlayabilmek için çalışırken video kaydı yapmak  temel kurallardır. Yaptığın işi doğru yöntemlerle kavramak ve severek yapmak her zorluğun üstesinden gelmemizi sağlıyor. Özellikle çok fazla sanatçıyı keman çalarken izlemek, dinlemek tabi ki vazgeçilmez olmalı. Öğretmenimiz  bize her zaman daha geniş bir pencereden kendimizi değerlendirmemiz  gerektiğini  öğretti.

Bir yandan da Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuarı Gençlik Orkestrası çalışmalarında yer aldın. Ardından da Doğuş Çocuk Orkestrası’nda… Orkestra deneyimi sence bir kemancıya neler kazandırır?

Bir orkestrada çeşitli enstrümanların ahenk ve uyum düzeni çok önemlidir. Her enstrüman grubunun farklı tınısı ve önemi vardır. Bu sebeple bir orkestrada çalmak ile solist olarak çalmak çok farklıdır. Her orkestra içinde bir düzen olduğu için çalarken arkadaşlarımı ve orkestra şefimizi takip etmem gerekiyor. Her notayı doğru çalmak ve orkestra düzenini bozmamak gerekiyor. Bir orkestrada sayısı değişebilen ,her türlü enstrüman yer alabilir. Kısacası disiplinli çalışmak ve mutlaka her çalışmaya katılmak çok önemli. Bir grup ve ekip ile çalışmak elbette bir müzisyenin kendini geliştirmesine her anlamda  çok büyük katkı sağlıyor. Orkestra içindeki zamanlamaya dikkat etmek ve tempoyu korumak, işbirliği içinde çalışmanın önemini çok daha iyi anlamamı sağladı.

Biraz da katıldığın yarışmalardan, derecelerden söz eder misin? Yarışmalar senin kemancılık kariyerine nasıl bir katkıda bulundu?

Aslında uluslararası yarışmalara katılma amacım, nerede olduğumu görmekti. Yani uluslararası düzeyde müzik yapan birçok müzisyenle yarışmaktan öte bana ve eğitimime neler katabilir sorularımın yanıtını bulmamı sağladı. İlk olarak 2021 Mart ayında İtalya’da online olarak düzenlenen X Amigdala “Giuseppe Raciti” Memeroil yarışmasında kendi yaş kategorimde 1.’lik ödülünü aldım. Bu yarışma benim ilk yarışmam olduğu için ve ilk yarışmada 1.’lik derecesi aldığım için hayatımda çok büyük önem taşıyor. Tabi ki sevgili öğretmenimin beni hep desteklemesi çok önemliydi. Büyük başarılara daha yüksek performans sergileyerek çok yaklaştığımın farkına varmamı sağladı.

İkinci olarak İngiltere’nin başkenti Londra’da online olarak düzenlenen iki aşamalı bir yarışma olan, Medici  İnternational Music Competition’da  kendi yaş kategorimde  3.’lük ödülünü aldım.

Amacım ülkemi, okulumu, öğretmenimi ve kendimi en iyi düzeyde temsil edebilmektir.2021-2022 eğitim öğretim yılında daha çok çalışarak başarılarımı devam ettirmek.

Neden başka bir enstrüman değil de keman? Bu soruyu kendine sorduğunda en samimi duyguların neler oluyor?

Konservatuar sınavlarına girdiğimde keman bölümüne seçilmem sonucu keman çalmaya başladım. Fakat şimdi düşündüğümde bana en ideal enstrüman olduğunu anlıyorum. Keman çalarken duygularımı en iyi şekilde ifade etmeye çalışıyorum. Çaldığım eserin bestecisi, eserini hangi duygularla yazmış olabilir diye soruyorum kendime. Bende keman çalarken bu duyguyu dinleyicilere geçirmeye çalışıyorum. Keman çalmak emek ister, sabır ister. Sadece yetenek yetmez! Keman çalan müzisyen ona ne kadar yakın olursa en büyük verimi alır. Keman çabuk küsen, kolay kolay barışmayan bir enstrümandır. Hergün özenle çalışmak gerekir. Tıpkı bir çiftçinin ekinlerini tarlasına ektikten sonra hasadını toplaması için gereken sabrı göstermesine benzetebiliriz. Yayın keman üzerinde kayarken o büyülü sesleri çıkarması inanılmaz bir olay bence. Duygularımı somut bir şekilde dışarıya aktarabiliyorum keman çalarken. Bu bir çeşit meditasyon gibi düşünülebilir. Daha önce de bahsettiğim gibi sevmekle başlıyor işin özü. Ben ruhuma en iyi gelen şeyin keman çalmak olduğunu hissediyorum.

Ne güzel söyledin… Evet sevmekle başlıyor her şey ve her müzisyenin de ruhuna en iyi gelen enstrümanla bu yolculuğu sürdürmesi gibi güzel bir hayat yok. Peki yaylı çalgılar arasında kemandan sonra en çok çalmayı istediğin hangisi ve neden?

Sanırım bu sorunun cevabı Çello olur. İnsan sesine en yakın sesi çıkardığı ve sesi kemana daha yakın olduğu için Çello çalmayı tercih ederdim. Çello çalmanın kadınlara çok yakıştığını düşünüyorum.

Peki kendine örnek aldığın keman virtüözü kadınlar kimler?

Başarılı ve genç keman sanatçılarından Janine Jansen, Soo Yeon Kim, Hilary Hahn,  Bomsori Kim, Anna Da Silva Chen, Nancy Zhou, Veriko Tchumburidze ve tabi ki Hande Küden gibi isimleri sayabilirim.

Keman çalmanın fiziksel zorlukları neler İlke? Sağlığını korumak adına neler yaparsın örneğin?

Bu o kadar önemli bir soru ki! Daha önce de anlattığım gibi doğru teknik bu yüzden çok önemli… Keman çalarken dik durabilmek, boynunu düzgün tutabilmek, parmaklarını mümkün olduğunca kasmamak gerekiyor. Arşeyi doğru çekmek ayrıca çok önemli. Güljahan öğretmenim, keman   çalarken doğru tekniğe bu sebeple çok önem vererek bizi yetiştirdi. Keman çalarken doğru tekniği kullanmamak boyun fıtığı ve ya skolyoz gibi birçok omurga hastalıklarının oluşmasına sebep olabilir. Her gün çalışmaya başlamadan önce gam çalışmakla ellerini açmak gerekiyor. Bir sporcunun çalışmadan önce ısınma tekniği gibi düşünebiliriz. Isınma hareketleri yapmadan çalışmaya başlamamaya özen gösteriyorum. Keman doğru çalındığı takdirde insana duruş zerafeti de katıyor bence.

Kemanın yanına en çok yakıştırdığın eşlikçi enstrümanı da öğrenmek isterim.

Piyano olduğunu düşünüyorum. Piyanisti bir başka deyişle bir orkestra şefi gibi düşünüyorum. Bir orkestrada şef sizi yönetir,solist olarak çalarsanız piyanist sizi yönetir. Müzikte matematiği ön plana çıkaran bir eşlik enstrümanı olarak değerlendiriyorum piyanoyu.

Oda müziğiyle de ilgileniyor musun? İleride bu yönde kendini geliştirmek gibi hayallerin var mı? Yoksa orkestra deneyimi şu anda sana daha mı cazip geliyor?

Antalya’da Oda Müziği’ne yönelik çalışmalar çok yapılmamakta ne yazık ki! İleride buna yönelik çalışmalar içinde olmayı isterim ama sanırım orkestra çalışmaları bana daha cazip geliyor.

Müzikte doğuştan yetenek mi, çok çalışmak mı, yoksa doğru kişilerle çalışmak mı bir keman sanatçısını yaşıtlarına göre öne çıkarır sence İlke?

Bunların hepsini bir bütün olarak düşünmeliyiz bence. İyi ve güzel  müzik yapabilmek için öncelikli olarak iyi bir müzik kulağına sahip olmak önemli ama unutmamak gerekir ki disiplinli ve özverili çalışma olmadan müzik kulağı hiçbir şey elde etmemize fayda sağlamaz. Doğuştan yetenek bu yönde bir müzisyen için önemlidir .Sadece keman için değil, bence her işin ehli insanla çalışmakta insana çok katkı sağlar. Çok çalışmak, yaptığın işe özen göstermek kişinin kendine olan güvenini arttırır. Bu yolda doğru bir kişiyle çalışmak, bir anlamda insanın kendine doğru rehberi seçmesiyle mümkün olur. Benim rehberim Güljahan öğretmenim olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. Genç, idealist ve öğrencilerine gereken bütün bilgiyi aktarabilen bir öğretmenimin olması ve benim de gereken azmi göstermem ,bunların hepsi bir öğrencinin yaşıtları arasında öne geçmesini sağlayan unsurlardır.

Çok geniş bir repertuarın olduğunun farkındayım. Son dönemde çalmaktan en çok hoşlandığın eserler hangileri?

Romantik dönemin son bestecilerinden biri olan, Alman besteci Max Bruch’un Sol minör keman konçertosu, Ottokar  Novacek’in  Perpetuum  Mobile eseri  ve Tchaikovsky: Souvenir d’un lieu cher  ( 3. Mélodie)

Ne güzel bir repertuar bu böyle.. Çok tebrikler. Şu anda hayallerin ve hedeflerin nelerdir İlke?

1842 yılında besteci Carl Otto Nicolai tarafından kurulan Viyana Filarmoni Orkestrası’nda solist olarak çalmayı çok istiyorum. Ayrıca üniversite eğitimimi Paris’te bulunan, 1795 yılında kurulan Paris Konservatuarı’nda tamamlamak istiyorum. Hande Küden gibi başarılı bir kemancı olup, ülkemin adını duyurmak istiyorum. Ben de ülkem için başarılı öğrenciler yetiştirmek istiyorum. Ülkemizde çok yetenekli olup, sadece ekonomik gücü olmadığı için müzik eğitimi alamayan çok çocuk olduğunu düşünüyorum. Ben de ileride Türkiye’de büyük bir müzik okulu kurup, sadece çok yetenekli olan ama imkanı olmayan çocukları özel olarak yetiştirmek istiyorum. Sadece kendime değil, ülkeme de faydam olsun istiyorum. Bunlar tabi çok ileriye yönelik hayaller,ama inanınca ve çok çalışınca insan her şeyi başarabilir.

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler İlke.

Bana kendimi tanıtma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Türkiye’de müziğin hiç susmaması ve müzik eğitiminin devam etmesi dileklerimle,sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s