Başarılı genç kemancılardan Defne Ekmekçi: “Müzikle birlikte olacağım ve bolca konser vereceğim bir gelecek hayal ediyorum”

2004 yılında Eskişehir’de doğan Defne Ekmekçi, sekiz yaşındayken müzik eğitimine başladı. On yaşında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarının sınavlarını kazanarak Nuri Deniz MUMCU ile keman çalışmalarına başladı. 2016 yılında İldiko MOOG ve Mikhail GOTSDİNER’in ustalık sınıfları ile Cihat AŞKIN’ın düzenlediği CAKA İtalya ve Afyon kurslarına katılarak burada Cihat AŞKIN başta olmak üzere Şenol AYDIN, Hakan ŞENSOY, Beste TIKNAZ MODİRİ, Bahar BÜYÜKGÖNENÇ POLAT, Gonca GÖRSEV, Şeniz Serter AYBULUS ve Mesut ÇAŞKA ile çalışmalar yaptı.

2017 Yılında Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın açtığı solistlik sınavını kazanarak Anadolu Senfoni Orkestrası ile 23 Nisan 2017 tarihinde G.VİOTTİ’nin Sol Majör konçertosunu solist olarak seslendirdi. Anadolu Üniversitesinde gerçekleştirilen ustalık sınıflarında Prof. Dr. Orhan AHISKALI ve Ulrich MERTİN ile çalışmalar yaptı.

Ekmekçi, 2017 yaz döneminde AIMA 20. Uluslararası Müzik Akademisi ustalık sınıflarına da katılarak Andrej BİELOW, Pelin HALKACI AKIN ve Elif TARAKÇI AKYAR’dan dersler aldı. 2018 yılında Viyana Richard Wagner Konservatuvarında İgor PETRUSHEVSKİ’den keman dersleri aldı ve aynı yıl Classic Pure Vienna Uluslararası Müzik Yarışmasına katılarak Onur Mansiyonu (Honorable Mention) almayı hak etti.

2018 yılında Muhammed Jan TURDİEV ile çalışmalara başlayan Defne Ekmekçi, kendisinin düzenlediği ustalık çalışmalarında İgor TKATCHOUK ve Aleksandr VİNNİTSKİİ’den dersler aldı. 2019 yılında ilk resitalini Anadolu Üniversitesi’nde verdi. 2019 Temmuz ayında Budapeşte’de gerçekleştirilen 3. İlona Feher Uluslararası Keman Yarışmasına ön elemeleri geçerek katılmaya hak kazandı ve büyük bir başarı gösterdi. 2021 yılında Quebec Uluslararası Online Müzik Yarışmasında Altın Madalya kazanarak ikincilik ödülünü aldı.

Defne Ekmekçi, çalışmalarını halen Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarında Nuri Deniz MUMCU ile sürdürüyor ve “müzikle birlikte olacağı ve bolca konser vereceği bir gelecek” hayal ediyor. Bu hayallerinin, aldığı değerli eğitimle birlikte gerçekleşeceğine inancım sonsuz. Eskişehir’den yükselen bu değerli genç kemancımızı tanımaya ne dersiniz? Söyleşimiz sizi bekliyor:

Defne hanım merhaba. Sizi Eskişehir’de oda müziği topluluğunuzla hoş performanslarınızla son dönemde sosyal medyada daha fazla dinler olduk. Ama müzikle tanışıklığınız, eğitiminiz, ödüllerinizle kendinizi daha detaylı anlatmanızı çok arzu ederim. Küçük yaşta başlayan müzik eğitiminizi biraz anlatır mısınız? Müziğe yeteneğiniz nasıl fark edildi ve kemana nasıl yöneldiniz?

Öncelikle değerli röportaj yazılarınızda bana da yer vermiş olduğunuz için size çok teşekkür ederim Menekşe hanım. Benim müziği tanımam anne karnından başladı diyebiliriz. Canım annem (Neslihan Ekmekçi) ben daha karnındayken klasik müzik olarak Mozart’ın eserlerini dinlermiş. Buna ek olarak o dönemlerin müziği ve kendi döneminde (70’ler, 80’ler, 90’lar) dinlemeyi sevdiği müzikleri çokça dinlermiş. Ben doğduktan sonra, küçüklüğümde annemin dinlediği, bana dinlettiği şarkıları hala hatırlıyorum ve gerçekten de benim müzik zevkim tıpkı annemin müzik zevki gibi gelişti. Kısacası müzik küçüklüğümden beri benim kulağımda bir yer edinmiş bulunmakta.

Müzik kulağımı fark eden ailem beni bir müzik kursuna götürmeye karar vermişler. Bana hangi enstrümanı çalmak istediğimi sorduklarında nedense içimden keman çalmak gelmişti. Böylelikle sekiz yaşımda keman dersleri almaya başladım. Çok profesyonel dersler olduğunu söyleyemem ama en azından kemanı ilk olarak böyle tanımıştım. Ekstra olarak piyano dersleri de almaya başladım. Bu işi profesyonelliğe götürme konusunda aslında aklımda bir plan yoktu. Ama o dönemde yakın bir arkadaşım konservatuvar sınavlarına girmeye karar verdiğini ve benim de girmemin (en azından denememin) çok iyi olabileceğini söylemişti. Ben de konservatuvara bu şekilde girmeye karar verdim. O zamanlar belki de sadece denemek için girdiğim bu sınav, ya kazanamazsam korkusu ile beni ağlatmayı başarmıştı bile. O zaman anladım ki müzik gerçekten benim içimde çok önemli bir yere sahipti. Sonuç olarak Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tam zamanlı giriş sınavlarını başarıyla geçtim ve sekiz yıldır bu okulda öğrenim görmekteyim.

Cihat Aşkın’ın eğitimlerine katılarak birçok değerli keman ve viyola sanatçısıyla birlikte çalışma imkanı buldunuz. Bu eğitimler sizin kendi tarzınızı yakalamanıza nasıl yardımcı oldu?

CAKA’nın düzenlediği İtalya Masterclass’ı ilk katıldığım masterclass etkinliğiydi. Bu benim aynı zamanda ilk yurt dışı seyahatim olmuştu. Çok heyecanlı ve istekliydim. Hala bu masterclass bende çok özel bir yer tutmaktadır çünkü çoğu ilkimi burada yaşadım.  Bu tür etkinliklere katılmanın bana küçükken çok şey kattığını düşünüyorum. Bir kere enstrümanında ilerlemiş kişileri görüp, onlar gibi olmayı hedeflemek, onlardan çalışma tavsiyeleri almak, aynı işi yapan çevreden kişilerle tanışıp dostluklar kurmak çok önemlidir. CAKA’nın düzenlediği masterclassın en sevdiğim yönlerinden biri ise her zaman faal olmaktı. Kendi derslerimiz dışında başka derslere de katılıp yeni fikirler edinmeye çalışırdık. Aynı zamanda Hakan Şensoy yönetiminde bir orkestra kurulmuştu ve başta da söylediğim gibi bu orkestrada çalmak yaşadığım ilklerden biriydi. Her akşam kilisede konserler yapılıyordu, ben de iki farklı kilisede konser vermişim. Cihat Aşkın, Hakan Şensoy, Şenol Aydın, Beste Tıknaz Modiri ve Bahar Büyükgönenç hocalarımdan çok farkı konulara değinen dersler almıştım ve bu sayede farklı bakış açıları kazanmıştım. Ayrıca değerli keman sanatçımız Ayla Erduran ile de tanışma imkanı bulmuştum. Kısacası benim kemancı olma serüvenime tamamen girişim ve bu ortamı tanımam bu etkinlikle beraber başlamıştı.

Anadolu Senfoni Orkestrası ile 23 Nisan 2017 tarihinde solist olarak verdiğiniz konser kariyerinizde önemli bir yer tutuyor sanırım. Biraz o dönemleri, heyecanınızı anlatır mısınız?

Okulumuzda düzenlenen solistlik seçme sınavına katılarak şef Erdem Çöloğlu yönetimindeki Anadolu Senfoni Orkestrası ile solist çalma hakkı kazanmıştım. Bu benim için büyük bir onur ve mutluluktu. O dönemde çalışmakta olduğum Viotti 23 numaralı keman konçertosunu orkestra ile seslendirmek benim için önemli bir deneyim olmuştu. Orkestranın içinde ilk defa bulunmuştum ve yakından duyduğum orkestra sesinin beni çok etkilediğini anımsıyorum.

2018 yılında Viyana’da bu alanın en önemli konservatuarlarından olan Richard Wagner Konservatuarı’nda keman dersleri aldınız ve yine Viyana’daki bir uluslararası yarışmada onur ödülüne layık görüldünüz. Yurtdışı deneyimi size neler kazandırdı? Vizyonunuzu ne yönde geliştirdi?

Viyana’da Prof. Igor Petrushevski ile Saint Saens 3 numaralı keman konçertosu ve Beethoven Romance no.2 üzerine çalışmalar yaptım. Parçaları çok daha anlamlı, duygulu, özgür ve güzel müzik ile çalma konusunda beni çok geliştiren çalışmalardı. Bu çalışmalar sayesinde daha da geliştirdiğim Saint Saens konçertoyu lise geçiş sınavında çaldığımda okulumdaki hocaların büyük beğenisi ile karşılaştım. Daha sonra kayıt ile başvurduğum Classic Pure Vienna Uluslararası Müzik Yarışmasında ilk elemeyi geçerek Viyana’ya  gitme hakkı kazandım. Bu yarışmaya hazırlık sürecinde Muhammedjan Turdiyev ile yoğun çalışmalar yaptım ve kendisi ile sonrasında da iki yıl çalışmalarımı sürdürdüm. Muhammedjan hocam ile yaptığımız çalışmaların hayatımda ve kemancılığımda büyük bir yeri olduğunu düşünüyorum. Viyana’daki yarışma katıldığım ilk yarışmaydı ve onur mansiyon ödülü kazandım. Benim için güzel bir  deneyimdi.

Yurtdışındaki klasik müzik dinleyicisini nasıl tanımlarsınız? Özellikle de Türkiye ile kıyasladığınızda ne gibi benzerlikler ve farklılıklar ortaya çıkıyor?

Yurt dışındaki dinleyici ile Türkiye’deki dinleyici karşılaştırmak gerekirse aslında çok net olan bir durum var diyebilirim. Klasik batı müziği adından da anlaşılacağı üzere batıdan gelme bir müziktir. Tıpkı bizim ülkemizin, türküleri ve sanat müziğini benimsemesi gibi batılılarda bu müziğe daha yatkınlardır. Klasik müzik onların  bir tarihsel değeri olarak da düşünülebilir. Tabii ki ülkemizde de klasik müziğe önem veren dinleyiciler var ama belki de genel açıdan değer konusunda bir Avrupa kadar asla olamayacağız. Bu konu ile ilgili Budapeşte’de katıldığım bir konserde yaşadığım olayı anlatabilirim. Bizim ülkemizde maalesef parçaların bölüm aralarında bile alkış olurken orada sanki seyirciler müzik boyunca ses çıkarmamak için kendini tutmuşlar da bölüm aralarında rahatlamışlar gibi ses çıkarıyorlardı. Müziğe duydukları saygı gerçekten çok net gözüküyordu ve benim çok dikkatimi çekmişti.

Sizce müzik tarihinde keman için yazılmış gelmiş geçmiş en güzel üç konçerto hangisi?

Paganini’nin konçertolarının müziği beni çok etkiliyor, çok zor teknik pasajlara rağmen duyguyu ve romantizmi koruması gerçekten etkileyici. Paganini’nin 4 numaralı konçertosunun özellikle ikinci bölümünü çok seviyorum. Şu anda çalışmakta olduğum Sibelius Keman konçertosu da çok derin bir müzik. Son olarak da müziğini çok beğendiğim Tchaikovsky Keman konçertosunu söyleyebilirim.

Yeni nesilde kemana ilgi duyan çocukların sayısı giderek artıyor. O süreçten geçmiş bir keman sanatçısı olarak onlara vereceğiz üç altın değerinde tavsiye ne olurdu?

Bir çocuğun müzikle büyümesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir çocuk bir enstrüman çalmayı içten ve severek istiyorsa zaten en güzel başlangıcı yapmış demektir. Yani öncelikle gereken en önemli şey bu işi gerçekten yapmayı istemek ve kemanı sevmektir.

İkinci olarak çok çalışmak gerektiğini söyleyebilirim. Bu zaten herkesin bildiği olmazsa olmazlardan biri. Gerekli önemi vererek, verimli bir şekilde çalışmanın her zaman başarıya götüreceğini düşünüyorum.

Son olarak da bol bol konser vermek çok önemlidir, çünkü bizim işimiz sahne işidir ve olabildiğince çok konser vermek bizi sahnede bulunma ve heyecan atma konusunda geliştirir. Konser vermek aynı zamanda sanatçının seyirciye kendisini tanıtmasını ve böylelikle motivasyonunun artmasını sağlar.

Peki bir kemancının sağlığında nelere dikkat etmesi, fiziksel sakatlanmalarla başa çıkması için neler yapması / yapmaması gerekiyor?

Bir müzisyen için belki de en önemli konu sağlık diyebilirim. Sakatlıklar yaşandığı durumda uzun süre çalışamamak mümkün, ki bu da gerilemeye yol açar. O nedenle hem normal hayatımızda hem de enstrümanımıza çalışırken fiziksel sağlığımıza çok dikkat etmemiz gerekir. Keman çalışırken benim dikkat ettiğim en önemli şey kendimi kasmadan çalmak. Bu şekilde hem kemandan çıkan ses güzelleşir hem de uzun süreli çalışmalarda daha dirençli olurum. Kemanı yanlış tutmak ve yanlış duruş da fiziksel sakatlık yaşamaya yol açabilir. Bunların dışında kasları ve kemikleri rahatlatmak için egzersiz ve spor çok önemlidir. Genelde el sakatlıkları yaşanmayacak sporlar tercih edilir.

Quebec’teki uluslararası müzik yarışmasında altın madalyaya dek giden bir başarı öykünüz var. Peki yarışmalar sizi hangi açılardan heyecanlandırıyor ve kemancılık hayatınızda yarışmalara hazırlık sürecinde neler yaptınız?

Yarışmalar benim için büyük bir motivasyon kaynağı. Bir amaç uğrunda çalışmak çabalamak bana çok iyi hissettiriyor. Yarışmalara hazırlık sürecinde hocalarımla birlikte yaptığım titiz çalışmalar benim için çok faydalı oluyor. Son dönemde pandemi ile zorunlu olan kayıt gönderme sisteminde her ne kadar zorlansam da mükemmeli ararken beni çok geliştirdiğini düşünüyorum. Quebec online müzik yarışmasında kazandığım başarı beni ve yakınlarımı gerçekten çok mutlu etti. Emeklerimin karşılığını almak tarifsiz bir mutluluk.

Oda müziği size enstrümanınızla ilişkiniz ve çok-sesliliğe uyum açısından neler kazandırdı?

Oda müziği, genelde tek ses olan yaylı çalgıya çok seslilik sunar. Birlikte yapılan müzik bir kemancı olarak benim çok hoşuma gidiyor. Birlikte çalıştığım insanlar da benim için çok önemli çünkü yaptığımız işe değer veren insanlarla çalışmak isterim. Grup halinde olsak da herkes kendi sorumluluğunu üstlenip partisine mutlaka çalışmalıdır. Şu anda içerisinde bulunduğum ve yakın zamanda konser vermiş olduğum trio grubum ile güzel bir çalışma ve birliktelik oluşturduğumuzu düşünüyorum.

Kendinize örnek aldığınız kadın keman virtüözleri kimler?

Julia Fisher benim idolüm diyebilirim. Eserlere yorumunu ve kemandan çıkardığı tonu çok beğeniyorum. Ayrıca Anne-Sophie Mutter’in film müzikleri adına yaptığı çalışmalar benim ilgimi çekiyor. Ülkemizin değerli virtüözlerinden Suna Kan da örnek aldığım yorumculardan biri.

Enstrümanınızla günde ne kadar süre çalışıyorsunuz? Ve komşulardan şikayet aldınız mı hiç?

Enstrümanıma günde en az 4 saat çalışmaya çalışıyorum. Komşularım açısından da gerçekten çok şanslıyım çünkü ne zaman sorsam benim sesimin onlara geldiğini ve beni zevkle dinlediklerini hatta daha çok çalmamı istediklerini söylüyorlar.

Hayalinizdeki kemanı bana tarif eder misiniz?

Çalarken hissettiğim duyguları en net ve en güzel sesle seyirciye geçirmemi sağlayacak bir keman hayal ediyorum.

Gelecek hayalleriniz ve yakın döneme dair projeleriniz nelerdir?

11 Kasım 2021 tarihinde baş kemancılığını üstlendiğim Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Lise Orkestrası ile bir konser gerçekleştirdik. Onun dışında bu yıl içerisinde birkaç tane resital vermeyi hedefliyorum. Okul başvuruları ve yarışmalar için çaldığım parçaların kayıtlarını oluşturmayı planlıyorum.

Gelecek hayallerim ise muhakkak bir burs kazanıp yurt dışında seçkin bir okulda eğitim görmek. Sonrasında da önemli orkestralardan birinde çalmayı veya bir film müziği orkestrasında çalışmayı istiyorum. Onun dışında güzel bir oda müziği grubu kurmayı planlıyorum. Solo konserler vermek istiyorum. Aslında bu hayallerin çoğunun ortak noktasını söyleyebilirim. Müzikle birlikte olacağım ve bolca konser vereceğim bir gelecek hayal ediyorum.

Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler.

One comment

  1. Baştan sona kadar okudum. Çok keyif aldım, Defne hanım ve arkasında duran, teşvik veren ailesini kutluyorum. Yolu,şansı, bahtı açık, başarılarının daim olmasını diliyorum. Selamlar.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s