Gaziantep, bir süredir Zeugma Mozaik Müzesi’nin yanı sıra üstün yetenekli piyanist çocuklarıyla isminden söz ettiriyor. Hamit Erdem Özpolat (9), Meriç Demircioğlu (9) ve Beren Zehra Güllü (11) öğretmenleri Renata Çavdar’ın büyük emekleri sonucu altı el piyano performanslarıyla konuşuluyorlar. Rekabetten ziyade ortaklaşmanın, işbirliğinin ve ortak başarının önemini çocuk yaşlarında hepimize anımsattılar tek bir piyanoyu bu denli profesyonelce bölüşüp böyle bir sonuç ortaya koyarken…
Altı el piyano gibi zorlu bir performansı bu kez K. Jenkins-P. Zakharov’un Mysterium Campanorum “Palladoi” isimli eserle ortaya koyan üç müzisyen çocuğun, bu başarılı projelerinin ardından hem kendi kapasitelerine olan güvenleri arttı, hem de biz müzikseverlere gelecekten umutlanmamız için yeni bir sebep sundular.
“Neden bu eser?” diye sorduğumda Renata Çavdar, bu güzel projenin arka planını şu şekilde aktarıyor: “Bir akşam yeni eser bakıyordum çocuklar için. Ben P.Zakhavo’nun eserleri seviyorum. O yüzden sayfasına girdim ve rasgele bu parçayı buldum… Ses kaydını orada dinlemeye başladım. Hemen bu eseri beğendim ve eşime söyledim. Bana hemen satın al bunu, dedi. Değişik birşey istemiştim, farklı bir çalışma olsun demiştim.”
Aslen Ukraynalı olan Renata Çavdar, 9 yıldır Gaziantep’te çok fazla sayıda yetenekli çocuğun içindeki potansiyeli ortaya çıkan, çok özverili bir eğitmen. Hayatına dokunduğu çocukları çok disiplinli ve özenli bir şekilde yetiştirmesiyle tanınıyor.
Altı el piyano için repertuarda güncel eser çok az olduğu için çocukların pedagojik gelişimleri için uygun, dinleyenler için de keyifli eserler bulmak bazen güç olabiliyor.
Ama bir yandan da bu zorlu projeye başlarken ilk başlarda endişelendiğini gizlemiyor Çavdar. “İlk defa korktum nasıl yaparız diye. Hatta annem bile söyledi bu çocuklar küçük, nasıl çalarlar bunu diye.” Ama “o küçük çocuklar” bu büyük projeyi çok büyük bir ağırbaşlılık, sabır ve kararlılıkla muhteşem bir şekilde sonuçlandırdılar ve müzikseverlerin takdirini aldılar. Hatta Hamit Erdem’le Mart ayında yaptığım söyleşide, “Başarılarımız için takdir görmek güzel şey” diyordu.
O küçücük ve zarif parmaklar, kuyruklu piyanoda kendilerine ayrılmış kısıtlı alanda adeta dans ettiler; piyano tuşlarına hüzünlü ve ciddi bakışlarıyla besteyi adeta yaşadılar; özenli bir şekilde seçilmiş konser kıyafetleri içerisinde bu üç üstün yetenekli çocuk ortaya çıkardıkları bu başarılı eser yorumu karşısında içten içe mutluluk nidalarıyla kendilerini kutladılar. Bize de bu güzel performansı hediye ettiler.
Keyifle dinleyelim ve yeni neslin bu azimli başarılarıyla ve kendilerine çizdikleri var olma mücadelesinde sürekli kendilerini yenileyip çıtayı hep bir yukarıya taşımalarıyla gururlanalım. Kimbilir belki bundan sonra bize Sergei Rachmaninoff’un Romance ve Valse’ini çalarlar bis olarak…
