Eğitimine İsviçre’de devam eden genç flütist Zeynep Canay: “Flüt, orkestraya meleksi, tatlı bir his katar”

23 yaşındaki genç flütist Zeynep Canay, flüt eğitimine 2009 yılında Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarında başlamış, ardından 2010 yılında yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarının seviye sınavlarını vererek bu okulda eğitimine devam etmiş. Orta öğretim eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarında Vieri Bottazzini’nin sınıfında tamamlamış olan genç müzisyen, Vieri Bottazzini’nin okuldan ayrılması üzerine Lisans eğitimini yine aynı üniversitede Aslıhan And ile sürdürmüş.


2011 yılında düzenlenen 1. Ulusal İzmir Flüt yarışmasında A kategorisinde 3.lük ödülünü kazanan Zeynep, 2014 yılında henüz 16 yaşındayken Borusan Filarmoni orkestrasının açılış konserine konuk orkestra sanatçısı olarak katılmış, 2016 yılında ünlü tenor Josr Carreras’ın final turnesi kapsamındaki Türkiye konserinde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nda yer almış. 2017 yılından bu yana her sene katılmakta olduğu Galway Flute Festivali’nin İsviçre’deki 2 haftalık eğitimine 2018 – 2019 yıllarında burslu olarak kabul edilmiş başarılı flütist.


2020 yılının Ocak ayında ise ünlü solist Sir James Galway’in daveti üzerine KKL Lüzern sahnesinde düzenlenen ‘Sir James 80th Birthday Gala Concert’ altında Sir James, Lady Jeanne Galway, Andrea Oliva ve Andrea Griminelli gibi ünlü solistlerinde bulunduğu konserde aktif olarak yer almış olan Zeynep Canay,
Sir James Galway, Lady Jeanne Galway, Davide Formisano, Denis Bouriakov, Jurgen Franz, Yossi Arnheim, Lorna McGhee, Bülent Evcil, Sibel Kumru Pensel, Nicola Mazzanti, Ransom Wilson gibi ulusal ve uluslararası flüt ustaların masterclasslarında da aktif olarak yer almış.

‘Conservatorio della Svizzera İtaliana’ Konservatuvarı’nın 2020 yılı Mayıs ayında yapılan sınavlarında başarılı olarak Maestro Andrea Oliva’nın flüt sınıfına kabul edilmiş olan genç flütist, 2020 yılı Eylül ayından itibaren lisans eğitimine İsviçre’nin Lugano şehrinde devam etmeye hak kazanmış. “Avrupa’da ve İsviçre’de tabi ki daha fazla orkestra, iş ve yarışma olanaklarının olmasının genç müzisyenlere cazip geldiğini düşünmekteyim” diyor söyleşimizde.

Zeynep Canay’ın hayali, pandemi sonrası daha çok konser verebilmek, insanlara çaldığı müziğin hissini geçirebilmek, dinleyicilerin yüzündeki mutluluğu görmek, ya da konser öncesi tatlı heyecanlar yaşamak, kısacası izleyicisine canlı olarak kavuşabilmek ve Türk bir flütçü olarak kendisini dünyada tanıtabilmek… Türkiye’de müzik dünyası için bir dileği de Türkiye’nin her bir yanında daha çok konser salonları ve daha çok orkestra kurulması…

Kariyerine uzak bir ülkeden ancak kararlı adımlarla, kendi ifadeleriyle “orkestraya meleksi, tatlı bir his katmak” amacıyla devam eden ve gerek Türkiye’den gerekse dünya çapında çok değerli flüt virtüözleriyle aktif olarak çalışan bu değerli müzisyenimizi yakından tanımalısınız:

Flütünüzle dostluğunuz, müzik yolculuğunuz kaç yaşında nasıl başladı? Enstrüman olarak neden flütü seçtiniz?

Flüt ile olan dostluğum 2010 yılında konservatuvara kabul edilmem ile başladı. Flütün karakteristik sesi beni çok büyüledi.

Halihazırda sürdürdüğünüz flüt eğitiminizden ve günlük çalışma ritminizden söz eder misiniz?

Eserlerimi çalışmaya başlamadan önce günüme mutlaka ısınma (warm up) yaparak başlıyorum. Bunun büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. ‘Taffanel e Gaubert’ egzersiz kitabı favorilerim arasında.

Çok erken yaşta çok önemli başarılar elde ettiniz. 2011 yılında düzenlenen 1. Ulusal İzmir Flüt yarışmasında A kategorisinde 3.lük ödülü kazandınız; 2014 yılında henüz 16 yaşındayken Borusan Filarmoni orkestrasının açılış konserine konuk orkestra sanatçısı olarak katıldınız; 2016 yılında ünlü tenör Jose Carreras’ın final turnesi kapsamındaki Türkiye konserinde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nda yer aldınız. Kariyerinizdeki bu üç dönemeç size neler kattı?

Çok genç yaştayken ülkemizdeki böyle değerli ve önemli orkestralar ile bu deneyimleri yaşayabildiğim için çok mutluyum. İleride profesyonel kariyerin nasıl olacağı ile ilgili bir bilgi edinmemde bana çok katkıları oldu. Seçtiğim mesleğin beni ne kadar mutlu ettiğini anladım.

Katıldığınız ustalık sınıflarından biraz söz eder misiniz? Bu sınıflarda ünlü flüt ustalarından birebir eğitim aldınız. Peki sizin flüt çalma tarzınız, yönteminiz üzerinde bu sınıflardan aklınızda kalan en önemli öğütler neler oldu?

Her katıldığım ustalık sınıfından değerli ve birbirinden çok farklı teknikler öğrendim. Aklımda kalan en önemli öğütlerden biri, her gün çalışmanın geleceğimizi nasıl güçlü şekillendirdiği oldu. Bugün yaptığımız her egzersiz gelecekteki kariyerimize pozitif katkı sağlamakta. Bütün usta flütçülerden öğrendiğim farklı teknikleri bir araya getirip kendi flüt çalışıma adapte etmeye önem gösteriyorum.

Yaklaşık altı aydır İsviçre’de eğitiminize devam ediyorsunuz. İsviçre’de sanat eğitiminin Türkiye’den hangi noktalarda ayrışğını düşünüyorsunuz? Flüt bilginizin hangi noktalarda geliştiğini / gelişeceğini düşünüyorsunuz yurtdışı eğitimiyle birlikte?

Doğru profesör ile çalışmanın büyük katkısını görüyorum. Avrupa’daki klasik müzik okullarının Türkiye’dekilere göre farklı standartları olduğunu düşünüyorum. Ülkemiz tabi ki bu konuda ne mutlu ki çok köklü okullara sahip. Avrupa’da ve İsviçre’de tabi ki daha fazla orkestra, iş ve yarışma olanaklarının olmasının genç müzisyenlere cazip geldiğini düşünmekteyim.

Eğitiminiz boyunca herhangi bir kurumsal destekten yararlandınız mı?

Kurumsal bir destek almadım.

Sizin için vazgeçilmez flüt virtüözleri kimler ve neden?

Sir James Galway, Andrea Oliva, Emmanuel Pahud ve Bülent Evcil örnek aldığım flüt virtüözleri arasında. Kariyerlerini heyecan ile takip ettiğim ve örnek aldığım virtüözler.

Peki, flüt ile çalmaktan en çok keyif aldığınız eserler hangileri?

Günden güne değişiyor diyebilirim. Şanslıyız ki birçok güzel flüt eseri var. Bu aralar favorim Liebermann Flute Sonata op.23.

Flüt ile çaldığınız ilk eseri anımsıyor musunuz?

Çok uzun zaman önceydi 🙂 Sanırım Yankee Doodle adlı kısa bir parçaydı:)

Pandemide müzikal anlamda en çok neyi özlediniz? Bu dönemi müzikal anlamda nasıl geçirdiniz?
Konser vermeyi çok özledim tabi ki her müzisyen gibi 🙂 İnsanlara çaldığım müziğin hissini geçirebilmek, dinleyicilerin yüzündeki mutluluğu görmek, ya da konser öncesi tatlı heyecanlar gibi 🙂

Flütünüzün sesini doğada neye daha çok benzetirsiniz?

Doğada en çok rüzgar sesine benzediğini düşünüyorum.

Enstrümanınızın temizliğini, bakımını kendiniz mi yapıyorsunuz?

Günlük her çalışma sonrası kendim temizliyorum elbette, fakat bazen daha derin temizlik gerektiğinde ya da bir tamir gerektiği zaman götürdüğüm bazı yerler oluyor.

Flüt çalan bir müzisyenin sağğı açısından nelere dikkat etmesi gerekir?

Kondisyonun önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra tabi ki nefes çok önemli. Günlük koşu yürüyüş ve kendi vücut ağırlığı odaklı egzersizler ile buna dikkat etmeye çalışıyorum. Bazen nefes çalışmaları yapıyorum.

Unutamadığınız bir dinletinizi sorsam, hangisini anlatmak isterdiniz?

Sir James Galway’in dinlediğim ilk konserini söylerdim. Yer Istanbul Zorlu Center’dı. Idolümü sahnede canlı dinlemek beni çok büyülemişti. Çok ilham verici bir konserdi.

Bir günlüğüne Kültür Bakanı olsanız, Türkiye’de müzik sektörüne destek açısından ne tür değişiklikler yapardınız?

Türkiye’nin her bir yanında daha çok konser salonları ve daha çok orkestra kurulması ile ilgili destekte bulunurdum.

Flütün sizce orkestradaki önemi ve yeri nedir?

Her enstrümanın orkestrada büyük önemi olduğunu düşünüyorum. Flütün orkestraya meleksi, tatlı bir his kattığını düşünüyorum.

Sahnede canlı flüt çalmak mı yoksa stüdyoda kayıt eşliğinde mi? Hangisi daha heyecan verici?

Sahnede canlı çalmayı tercih ederim. Dinleyicilerle birlikte olmak benim için daha heyecan verici.

Sizi örnek alarak flüt çalmaya başlayacak olan çocuklara önerileriniz, tavsiyeleriniz ne olur? Nasıl bir flüt ile başlamalılar?

Her gün egzersiz yapmanın önemini anlatırım. Flütü bir dost gibi gördükleri zaman her çalışmaları çok daha keyifli geçiyor ve çocuklara istedikleri keyifli basit melodiler ile flüt çalmaya başlatmak büyük bir katkı sağlıyor. Daha sonrasında tabi ki gamlar etüdler geliyor. Yamaha flütlerin başlangıç için iyi olduğunu düşünüyorum.

Özellikle bir önceki neslin müzik dersleri hep blok flütle geçti. Sizce okullardaki müzik eğitiminin enstrüman sevgisi ve bilgisi kazandırmasında hangi unsurlar önemli ve neler yapılmalı?

Kişiden kişiye değiştiğini düşünüyorum. Eğer bir çocuğun klasik müziğe ilgisi var ise zaten bunu mutlaka belli edecektir. Bazıları spor derslerine, bazıları matematik, bazıları ise müzik dersine ilgi duyuyorlar. Aslında blok flütün okullarda kullanılmasını olumlu buluyorum.

Mesleğinize dair hayallerinizden, planlarınızdan bahseder misiniz?

Pandemi sonrası daha çok konser verebilmeyi diliyorum. Daha çok aktif olabilmek istiyorum. Kariyerime yurt dışında devam etmeyi düşünüyorum. Türk bir flütçü olarak kendimi dünyada tanıtabilmek en büyük hayalim.

Yorum bırakın