Viyola sanatçısı Defne Berkman Yakar: “Resitallerimden sonra ‘Ellerine Sağlık’ yorumu çok hoşuma gider”

21 yaşındaki genç viyola sanatçımız Defne Berkman Yakar, 10 yıl önce Dokuz Eylül Devlet Konservatuarı’nda başladığı viyola öğretimine Ruşen Güneş’ten Efdal Altun’a, Marco Misciagna’dan Jano Lisboa’ya, Vladimir Bukac’a dek çok önemli müzisyenlerin ustalık sınıflarında devam etti ve 2. ve 4. Uluslararası Çeşme Müzik Festivali ve daha birçok konserde yer aldı.

2017 yılında IYSO Bremen Gençlik Senfoni Orkestrası’nda Bremen Die Glocke’da verilen konserlerde yer alan, 2018 yılında Roma’da Tagliacozzo Müzik festivali kapsamında DEÜ Devlet Konservatuvarı Orkestrası bünyesinde katılan, 2019 yılında ise Şef Cem Mansur yönetiminde TUGFO (Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası) dahilinde çalan, İş Sanat Konserleri, Young Euro Classic Müzik Festivali kapsamında Berlin Konzerthaus konseri ve İtalya’nın Sicilya adasında yapılan konserlerde viyolasıyla hazır bulunan Defne Berkman Yakar, ayrıca TUGFO 2020 kadrosuna da seçildi.

İzmir’de DESO, DEÜ Konservatuvar Orkestrası, Olten Filarmoni Orkestrası, Symrna Oda Orkestrası ve pandemi koşullarında oluşturulan El Ele Senfoni Orkestrası konser kadrolarında bulunan ve şimdiye kadar yer aldığı orkestralarda Alexander Ali Rahbari, Cem Mansur, Dian Tchobanov, Hakan Şensoy, Rengim Gökmen,Tolga Taviş, İbrahim Yazıcı, Nesrin Bayramoğulları, Vladimr Lungu yönetiminde çalışan Defne Berkman Yakar, Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretmenleri Mert Savaşan ve Pınar Dinçer’in yönlendirmesiyle viyola eğitimine devam ederken İzmir’de çeşitli orkestralarda da çalmayı sürdürüyor.

Defne Berkman Yakar’ın yer aldığı bir diğer önemli oluşum daha var: “EL ELE MÜZİK“ Orkestrası. Bu değerli girişim, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin pandemi sürecinde sanatını icra edecek imkanı bulamayan sanatçıları desteklemek amacıyla kurduğu bir orkestra. Online konserlerini, çok değerli orkestra şefleri ve solistler eşliğinde veren orkestra, müzisyenlerin de bu zorlu süreçte ayakta kalmaları için çok kıymetli bir motivasyon olmuş. Defne Berkman Yakar da bu orkestrada viyolasıyla birlikte bizlere müziğin zorlu günlerdeki iyileştirici gücünü anımsatıyor.

Viyolasını vücudunun bir parçası görecek kadar onunla bütünleşmiş olan genç sanatçımızın onun izinden gelmek isteyen çocuk müzisyenlere de önerileri var: “Yanlış nota çalmaktan korkmasınlar. Hatta öyle cesurca yanlış çalsınlar ki doğrusu o sansınlar. Hata yapa yapa doğruyu bulsunlar. Çalış tarzlarını arkadaşlarına, büyüklerine dinletsinler ve mutlaka utanmadan sıkılmadan yardım istesinler.”

Defne Berkman Yakar’ın viyola serüvenini öğrenmek isteyenleri aşağıda kendisiyle hoş bir söyleşimiz bekliyor:

Klasik müzik sevginizi ailenizde mi aldınız? Müzik yolculuğunuza nasıl başladınız? 

Müzik yolculuğum, Ankara’dan İzmir’e taşındığımız yıl annemin beni arkadaş edinmem için TOBAV Çocuk Korosu’na yazdırması ile başladı. Orada  sevgili öğretmenim İsmail Bilen’in yönlendirmesi ile DEÜ Devlet Konservatuarı’nda kursiyerlik sınavına girip piyano çalmaya başladım. İlk andan itibaren müziğin bir parçası olmak bana inanılmaz bir heyecan vermişti.

Peki, viyola alanındaki yeteneğiniz nasıl ortaya çıktı ve neden viyola? 

Ortaokulda konservatuvara başladığım zaman, sınavdaki jüri üyelerinin yönlendirmesi üzerine viyola çalmaya başladım. İyi ki diyorum 🙂

Klasik müzik sizce yeterince halka indi mi? Bu açıdan ne tür çalışmalar yapılabilir?
Günümüz sanatçılarının klasik müziğin topluma kazandırılması yolunda güzel işler yaptıklarını biliyorum. Klasik müzik dinleyicisi olmak için müzisyen olunmasına gerek yok. Bazen sadece eserin hikayesini, yazıldığı dönemin şartlarını bilmek bile müziğin dinleyiciye olan etkisini bambaşka bir boyuta taşıyor. Halkın önyargılarını kırabilmek, bu konudaki bilgiyi arttırabilmek için belki de normal okullardaki müzik derslerinin içeriğinin bu yönde geliştirilebileceğini düşünüyorum. Küçük yaşlarda edinilen klasik müzik ilgisi ile gelecekteki toplumun bu konuda çok daha bilgili olabileceğine eminim.

Yurtdışında birçok konserde yer aldınız. Aklınızdan çıkmayan bir konser salonunu sorsam hangisini söylerdiniz? 

Almanya’da Bremen Die Glocke Konzertsaal gerçekten çok güzel bir konser salonuydu. Yine Almanya’da Berlin Konzerthaus inanılmaz bir atmosfere sahip. Sahneye adım attığım anda içimi kaplayan büyük heyecan ve mutluluk tarifsiz. Hepsi benim için çok değerli ve yaşadığım için çok şanslı hissettiğim deneyimler.

Sizce klasik müziğin Avrupa’daki başkenti hangisi?

Aslında Avusturya-Viyana uzun zamandır klasik müziğin Avrupa’daki başkenti olarak kabul ediliyor. Almanya’da Berlin, Köln, Frankfurt gibi birçok şehrin klasik müziğin kültürel zenginliklerini en güzel şekilde yansıttığını düşünüyorum.

Bu zamana kadar kendinize dair duyduğunuz en ilginç yorum hangisi oldu? 

Hiç unutmam; ilkokul öğretmenim konserime geldiğinde “Sanki bulutların üzerinde bir yolculuğa çıktım” demişti. Çok mutlu olmuştum. Bundan bağımsız olarak “Ellerine sağlık” yorumu benim her zaman hoşuma gider 🙂

Viyola, bir orkestrada nasıl bir boşluğu doldurur?

 Viyolanın kendine özgü bir ses tonu vardır. Orkestrada genellikle armoni eşliğinin orta partilerini seslendirir. Viyola partisini susturursanız müzik hep eksik kalır. Bu nedenle orkestrada tamamlayıcı bir rol oynadığını söyleyebilirim. Kimi zaman özgün sesinden faydalanmak amacıyla karakteristik ezgileri seslendirmesi için sololar da verilir.

Şu ana kadar bir çok isimle ustalık sınıflarına katıldınız. Bunlar size neler kattı? Söz eder misiniz biraz? 

Katıldığım ustalık sınıflarının gelişimim üzerindeki etkisi çok fazla. Çalışma fırsatı bulduğunuz herkesten bir şeyler alıyorsunuz. Aynı eseri farklı kişilerin yorumları ile çalışmak müziğe çok yönlü bakmanızı sağlıyor. Diğer katılımcıları ve derslerini dinlemenin de çok yararlı. Biri daha önce hiç duymadığınız bir şey söylüyor ve sanki kafanızın içindeki düğümler tek tek çözülüyor. Bu şekilde kendi müziğinizi yaparken çok daha emin ve rahat oluyorsunuz.

Pandemi döneminde kurulan El Ele Senfoni Orkestrası kadrosunda yer alıyorsunuz. Bu projeden biraz söz eder misiniz? 

“EL ELE MÜZİK“ Orkestrası İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin pandemi sürecinde sanatını icra edecek imkanı bulamayan sanatçıları desteklemek amacıyla, AASSM ev sahipliğinde kurduğu bir orkestra. Hepimizin çok özlediği konser salonları dinleyicilere açılana kadar konserleri seyircisiz fakat online olarak gerçekleştiriyoruz. Çok kıymetli orkestra şefleri ve solistler eşliğinde içinde bulunduğumuz bu zor süreçte de birlikte müzik yapabilmek gerçekten çok mutluluk verici. Bizlere bu imkanı sağlayan herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunarım.

Viyolaya olan ilgi çocuk müzisyenler arasında yeterince var mı sizce? 

Aslında biraz da viyolanın diğer çalgılara oranla bilinirliğinin az olması sebebi ile küçük yaşlarda kendi isteği doğrultusunda bu enstrümanı çalmak isteyenle çok fazla karşılaşmadım.

Peki geçmişte müzik tarihinin bir döneminde yaşama hakkınız olsa hangi dönemi, niçin seçerdiniz? 

Romantik dönemde Orta Avrupa’da olmak, o dönemin müziklerinin ve kültürünün oluşumuna yakından şahitlik etmek isterdim.

Herhangi bir kurumsal destek / burstan yararlandınız mı, yararlanıyor musunuz? 

Ben İKSV Müzisyen Destek Fonu’ndan yararlanma fırsatı buldum. Kendi yaşantısını sağlama almak ve enstrümanına odaklanabilmek için her müzik öğrencisinin desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Gerçekten çok güzel çalışmalar yapan kurumlar olduğunu biliyoruz. Yine de burs veya destek bulabilmek öğrenciler için hiçbir zaman kolay olmuyor. İleride genç müzisyenlerin kendilerini özgürce geliştirebilmesi için sağlanacak imkanların çoğalacağına inanıyorum.

Sizce viyolanın en güzel eşlikçisi hangisi? 

Aslında çalınan esere göre değişkenlik gösteriyor. Tınıyı ve duyguyu iyi yakalayabildiğiniz her enstrümanın güzel bir birliktelik oluşturduğunu düşünüyorum.

Keşke viyola için daha fazla eser yazsaydı dediğiniz besteciler hangileri? 

Bu soruya hepsi diyebilir miyim? 16.ve 19.yy arası viyola, müzik tarihinde çoğunlukla solo enstrüman olarak görülmediği için eserler konusunda gerçekten de diğer yaylı çalgılar kadar geniş bir arşive sahip değil. Özellikle 20.yy bestecilerinin eserleri ile viyola repertuvarı genişlemiştir. Fakat bir besteci söylemem gerekirse Tchaikovsky’nin müziğinin enstrümanımızın sesine çok yakıştığını düşünüyorum. Viyola için bir çok eser yazmış olmasını isterdim.

Viyola sanatçısı dendiğinde Türkiye ve dünyada aklınıza gelen ilk üç isim hangisi?

Üç isim saymam gerekirse; Tabea Zimmermann, Yuri Bashmet ve tabii ki tanıdığım her viyolacının hayatına dokunmuş olan kıymetli hocamız Ruşen Güneş.
 

Viyola eğitimi almak isteyen çocuk müzisyenlere vereceğiniz öğütler hangileri? 

Bu soru beni çok heyecanlandırdı 🙂
Bir bölüm ablam ben küçükken “Yanlış nota çalmaktan korkma. Hatta öyle cesur yanlış çal ki doğrusu o sansınlar.” demişti. Sanırım aynı tavsiyeyi ben de verebilirim. Bunun haricinde, kendinizi arkadaşlarınıza, büyüklerinize dinletin. Mutlaka utanmadan sıkılmadan yardım isteyin. Tabii ki çok da dinleyin. Kafanızda olan, yapmak istediklerinizden korkmayın.

Son olarak viyolanızla ilişkinizi nasıl tanımlarsınız? 

Viyolam artık hem benim vücudumun bir parçası, hem de çok yakın bir dost…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s