Bugün size Türkiye-Almanya arasında mekik dokumuş çok özel bir çocuk yeteceğimizi tanıştırmak isterim.

2008 yılı İstanbul doğumlu Selma Ayşin Bekiroğlu piyano eğitimine 4 yaşında 2012 yılında Ankara’da Filiz Bursa ile başladı.
2014 yılında Bilkent Müzik Hazırlık İlköğretim Okulu yetenek sınavını burslu olarak kazanarak ‘Genel Müzik Eğitimi-Piyano’ dalında Sn.Hazal Evruk’un öğrencisi olarak eğitim almaya hak kazandı.
İlkokul 1.ve 2.sınıflarda Genel Müzik Eğitimi sanat dalında devam ettirdiği eğitimini, Eylül 2016 tarihinden itibaren ilkokul 3.sınıfta Piyano Anasanat Dalı’nda sürdürdü.
Bu dönem içerisinde Sınıf ve Anasanat Dalı konserlerinde yer aldı.
2017-2019 tarihleri arasında piyano eğitimine Oberammergau/Almanya’da Lali Bittner ile özel derslerle devam etti. Almanya’da bulunduğu 2 yıl süresince, 2018 yılında Bavyera Eyaleti tarafından düzenlenen 55.Jugendmusiziert yarışmasında Piyano Ve Yaylı Çalgı kategorisinde ekip arkadaşı ile birlikte Landsberg-Schongau Bölge 1.liği ve Bavyera Eyalet 2.liği elde etti.
2019 yılında yine Bavyera Eyaleti tarafından düzenlenen 56.Jugendmusiziert yaışmasında Piyano ve Oda Müziği kategorisinde ekip olarak Landsberg-Schongau Bölge 1.liği ödülünü aldılar.
Bu tarihlerde solo,duo ve trio olarak Oberammergau,Weilheim, Garmisch-Partenkirchen,Münih,Landsberg Am Lech,Regensburg ve BadKohlgrub’da çeşitli okul ve kurumlarda sahne aldı.
2019 yılında Garmisch-Partenkirchen Belediye Başkanı Dr.Sigrids Meierhofer tarafından takdir ve para ödülü almaya hak kazandı ve yazılı yerel basında elde ettiği başarılar sebebi ile yer aldı.
2019-2020 yılları arasında çalışmalarına yine Ankara’da Hazal Evruk ile özel derslere devam etti.
Halen Çorlu Bahçeşehir Koleji 7.sınıf öğrencisi olan Ayşin Ekim 2021’den itibaren Viktoriya Tüfekçi ile piyano çalışmalarını sürdürüyor.

Viktoriya Tüfekçi ile çalışmaya başladıktan sonra şu ödülleri aldı:
1-Aralık 2021 tarihinde düzenlenen ‘THE NORTH INTERNATIONAL MÜZİK YARIŞMASI’nda 2.’lik
2-Aralık 2021 tarihinde Türkiye-İsviçre ortaklığında gerçekleştirilen ‘II ULUSLARARASI MÜZİK YARIŞMASI’ nda 2.’lik,
3-Şubat 2022 tarihinde Norveç’te düzenlenen ‘VIII ODIN ULUSLARARASI MÜZİK ONLINE YARIŞMASI’ nda 3.’lük,
4-Subat 2022 tarihinde Türkiye-İngiltere ortaklığında düzenlenen ‘MODERATO II ULUSLARARASI MÜZİK YARIŞMASI’nda 2.’lik,
5-Mart 2022 tarihinde Sırbistan’da düzenlenen ‘MEMORIAL ‘’Sanja Pavlovic’’-ALEKSINAC ‘ yarışmasında 1.’lik,
6-Nisan 2022 tarihinde ‘V.ULUSLARARASI BRAVO MÜZİKYARIŞMASI’nda 2.lik,
7-Mayıs 2022 tarihinde ‘ORBETELLO ULUSLARARASI MÜZİK YARIŞMASI’nda 2.lik,
8-Mayıs 2022 tarihinde ‘IX.ROMA ULUSLARARASI MÜZİK YARIŞMASI’nda 3.lük,
9-Haziran 2022 tarihinde ‘II.INTERNATIONAL VIENNESE SPRING ONLINE MUSIC ‘ yarışmasında Mansiyon derecelerini elde etti.
6 Haziran 2022 tarihinde ise Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda resital verdi. Halen Viktoriya Tüfekçi ile çalşmalarına devam ederken ulusal ve uluslararası piyano yarışmalarına katılıyor.

Ayşin’in söyleşi sorularına verdiği yanıtlardaki bilgelik, duru ve aydın tavır beni çok etkiledi. Sizin de beğeneceğinize eminim. Keyifli okumalar:
Sevgili Ayşin, dört yaşında piyano eğitimine başladın. Seni bu alana iten neydi? Yeteneğin nasıl fark edildi?
O dönemi çok net hatırlayamıyorum ama annemin anlattığına göre,küçük yaşlardan itibaren ailem bana klasik ve caz müzik dinlettirmiş.Bebekken uykuya geçmek için ufak bir mp3 playerım varmış.O olmadan uyuyamazmışım.4 yaşında anneme piyano çalmak istediğimi söylemişim.Annemin müzik eğitimi yok.O da benim için bir öğretmen arayışına girmiş.Öğretmenim çok küçük olduğumu,denememiz gerektiğini söylemiş.Yeteneğimi ilk farkeden de yine ilk öğretmenim oldu.
Yolun Almanya’ya nasıl düştü? Orada piyano eğitiminde nasıl bir ivme yakaladın?
Almanya’ya babamın görevi gereği gittik.2017-2019 yılları arasında Oberammergau’ya görevlendirildi.Ben de bu vesile ile piyano eğitimime orada devam etme fırsatını yakalamış oldum.Müzik eğitiminde Alman ekolünü yakından tanımış oldum.İlk defa Almanya’da duo ve trio çalma fırsatı yakaladım.İlk sene keman ve piyano,ikinci sene keman/piyano ve çello topluluğu olarak çalıştık.Müziğim ilk kez Almanya’da yabancı jüri önünde değerlendirildi.Bu da bana kendime dışardan bakma fırsatı vermiş oldu.Türkiye’de öğrendiklerime Almanya’da geliştirdiklerimi ekleyebildim.2yıl gibi sürede bir çok şehir ve okulda konser verdim.Bu sayede Alman ekolünde eğitim alan müzisyen adayları ile tanıştım.

Bavyera eyaleti tarafından düzenlenen bir yarışmada da müthiş bir ödülün var. Bize biraz o yarışmadan söz eder misin? Neler hissetmiştin?
Jugendmusiziert Bavyera eyaletinin en önemli müzik yarışmalarından biri.Eyalet içerisindeki tüm çocuk ve gençler kendi kategorilerinde bu yarışmaya katılabiliyor.Yarışmanın ilk ayağı bölgelerde gerçekleşiyor.Burada başarılı olanlar eyalet derecesi için yarışmaya hak kazanıyor.Bu yarışma sayesinde Bavyera bölgesindeki genç müzisyenler kendilerini gösterebiliyor,jüri de onların gelişmelerini değerlendirebiliyor.Yarışmanın geçmişini ve önemini hazırlanmaya başladığımda anlamıştım.İlk sene keman ve piyano ikilisi olarak ikinci sene ise keman/piyano ve çello üçlüsü olarak yer aldık.Bir Türk çocuğu olarak Bavyera eyaletinde sadece ben ödül almıştım.Bu beni çok mutlu etmişti.
Sanırım Almanya’daki yarışmalar ve katıldığın konserler seni piyanistlik açısından farklı bir düzeye geçirdi. Almanya’da bu alandaki fırsatları ve fırsat eşitliğini nasıl yorumlarsın?
Almanya’da şehirden uzak küçük bir köyde yaşadık.Ancak buna rağmen müzik eğitiminde köylerde dahi çocukların her türlü fırsata sahip olabildiklerini gördüm.Bulunduğum bölgede enstrüman çalmayan çocuk neredeyse hiç yoktu.Hemen hemen her köyün kendine ait bir orkestrası bulunuyordu.Müzik eğitimi almak isteyen çocuklar bunu çok da zorlanmadan elde edebiliyorlardı ve bu konuda teşvik ediliyorlardı.Erken müzik eğitimi en azından benim bulunduğum bölgede çok ağır bir müfredat içinde verilmiyordu.Çocukların yavaş ama emin adımlarla ilerlemesi isteniyordu.Almanya’da topluluk ile müzik yapmayı,çalarken dinlemeyi ve müziğe eşlik etmeyi öğrendim.Bu deneyimim ile birlikte içimde değişik enstrümanlarla bir orkestra içinde çalma isteği uyandı.
Hayatına dokunan, seni sen yapan öğretmenlerinden de söz eder misin? Bir müzisyenin kariyerinde doğru eğitmenle doğru adımları doğru zamanda atmak oldukça önemli sanırım, ne dersin?
Yeteneğimi ilk fark eden öğretmenim Ankara’da Sn.Filiz Bursa oldu.Birlikte derslere başladığımızda henüz 4 yaşındaydım.Notalara isim takarak beni çalıştırırdı.Doktor,Remzi,Mithat..gibi))Henüz okuma yazma bilmeden bu yöntem ile çok kolay nota okuyabildiğimi hatırlıyorum.Bana notaları bir apartmanda oturan komşular olarak anlatırdı))Beni bu yola teşvik eden ilk kişi Filiz öğretmenimdir.Kızı İdil Bursa o zamanlar Bilkent Müzik Hazırlık Okulu çello öğrencisiydi.Filiz öğretmenim anneme yeteneğimin olduğunu ve beni sınavlara hazırlayabileceğini söylemiş.Birlikte 2 yıl Bilkent Müzik Hazırlık Okulu’nun sınavlarına hazırlandık ve sonrasında sınavı başarı ile kazandım.Sayesinde okuldaki ilk yılımda hiç zorluk yaşamadım.Filiz öğretmenim olmasaydı kendimin,yeteneğimin ve yapabileceklerimin farkına varamayabilirdim.
Bilkent’te eğitimime Sn.Hazal Evruk ile devam ettim.6 yaşında ağır bir eğitim hayatına başlamıştım.Hazal öğretmenim beni her zaman çok destekledi.Küçük yaşlardaki bir çocuğa eğitim vermek bazen çok zor olabiliyor.Ama Hazal öğretmenim benim önce çocuk olduğumu hiç unutmadı.Yaşımın kaldıramayacağı hiçbir ortama beni sokmadı .Dürüst rekabeti,vicdanlı bir müzisyen olmayı ondan öğrendim. Beni teşvik etmek için notalarımın üzerine minik notlar yazar,resimler çizerdi,)).Bir parçada çok zorlandığımı ve birkaç notanın üzerine’peri tozu’yazdığını hatırlıyorum.))Birlikte sene sonu sınavlarına ve sınıf konserlerine hazırlandık,O dönemde Hazal öğretmenim her konuda yanımda olmasaydı yanlış yönlendirilebilir ve belki de yola devam etmekten vazgeçebilirdim.Hazal öğretmenim hep yanımda durarak beni sabır ve sevgi ile büyüttü ve erken yaşta müziğimin temelini oluşturdu.3 yıl Hazal öğretmenimle çalıştım ve sayesinde Almanya’da hiç zorluk yaşamadım.
Almanya’da 2 yıl boyunca Gürcistan asıllı öğretmenim Sn.Lali Bittner ile çalıştım.Benim için en büyük avantajı öğretmenimin Türkçe biliyor olmasıydı.İlk başlarda Almanca öğrenmeye çabalarken Lali Hanım benim için çok büyük fırsat oldu.Almanya’da yaşıyordu ama O da Rus ekolünden geliyordu.Bu nedenle teknik anlamda çok zorlanmadım.Lali Hanım ile Bavyera eyaletinin çok önemli yarışmasına iki yıl üste üste hazırlandık ve sayesinde ülkemi temsil etme şansını yakalamış oldum.
Almanya dönüşümüz pandemiye denk gelmişti.Çalışmalarıma devam ediyordum,ama pandemi,babamın görevi gereği bizden uzak kalması beni olumsuz etkilemişti.Pandemi ile birlikte bir durgunluk dönemi yaşadım.Sonrasında yine babamın görevi sebebi ile Çorlu’ya taşındık.
Artık eskisi gibi devam edemeyeceğimi düşündüğüm anda karşıma Sn.Viktoriya Tüfekçi çıktı.Uzun bir süre ara vermiştim.Viktoriya öğretmenim herşeyden önce kendime olan güvenimin geri gelmesini sağladı.Beni yeniden motive etti,odaklanmamı sağladı.Bana ne istediğimi ve hangi yolda yürümem gerektiğini hatırlattı.Önüme sürekli yeni hedefler koyarak müziğimi ve beni geliştirdi.Sayesinde yeniden yeteneğimi ve bu yeteneğimle birlikte yapabileceklerimi hatırladım.Zor bir dönemin sonrasında tanıştık Viktoriya öğretmenimle.Tüm kafa karışıklıklarımı,heyecanlarımı ve korkularımı yenmemi sağladı.Çalışırsam her türlü engeli yenebileceğimi gösterdi bana.
Geniş bir repertuar hazırladı benim için.Bu repertuarı çalışırken farklı dönemlerdeki eser ve bestecileri tanıma şansım oldu.Bu geniş repertuar çalışması beni hem teknik hem de müzikal anlamda çok geliştirdi.Onunla birlikte katıldığım uluslararası yarışmalarda hem ülkemi gururla temsil ettim hem de kariyerim için önemli adımlar atabilmiş oldum.Viktoriya öğretmenim ile birlikte 8 ayda 9 uluslararası yarışmadan derece aldım ve bu seneyi Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda resital vererek kapatmış oldum.Çok kısa bir süre içerisinde Viktoriya öğretmenim sayesinde hem kişisel hem de müzikal olarak önemli gelişmeler kaydettim.Önümüzdeki senenin repertuar çalışmasına başladık.Yoğun bir yeni dönemi heyecanla bekliyorum.
Şu ana kadar onlarca yarışmadan ödülle döndün. Bu yarışmaların tümüne baktığında sana neler kattılar? Örneğin başarısızlıkların oldu mu? Bunlardan ne dersler çıkardın?
Uluslararası müzik otoriteleri tarafından değerlendirilebildim.Farklı ülkelerin önemli sanatçıları performanslarımla ilgili değerlendirmelerde bulundu.Onların geri dönüşlerini dikkate alarak kendimi geliştirme fırsatı yakaladım.Başarısızlıklarım da oldu tabii..Bu sayede çalışmalarımdaki eksiklerimi farkettim.Daha fazla çalışmam gerektiğini anladım.Heyecanımı nasıl kontrol etmem gerektiğini öğrendim.

Nasıl bir çalışma temposu izliyorsun?
Günlük programımı hemen hemen hiç aksatmadan sürdürüyorum.Haftada 20-25 saat arasında çalışma yapıyorum.Yarışmalar ve konserler için ayrı bir çalışma düzeni oluşturuyorum.Önce Viktoriya öğretmenim ile birlikte yarışmalar ve konserler için ayrı repertuarlar oluşturuyoruz.Yaşımın ve müzikal gelişimimin gereği olan teknik çalışmaları da ayrıca belirliyoruz.Katılacağım yarışmaları öğretmenim özenle seçiyor ve onların müfredatlarını takip ediyoruz.
Kendini entelektüel olarak da geliştirmek adına neler yapıyorsun? Müzik dışında hobilerin nedir?
Resim ve seramik ile uğraşmayı seviyorum.Çizim kitaplarım başucumda durur.Karakalem çalışmayı seviyorum.Bazen yağlıboya tablolar da yaparım ama genellikle karakalem çalışıyorum.Sanat akımlarını incelemeyi severim.René Magritte en sevdiğim ressamdır.Resimlerindeki gizem beni her zaman çok etkilemiştir.Almanya’da okulda küçük heykeller yapardık.Sonrasında bundan çok keyif almaya başladım ve devam ettirdim.Evde kendim için küçük objeler tasarlarım.
Ankara’daki konserleri takip ediyor musun?
Ankara’da yaşarken özellikle de klasik müzik eğitimi aldığım için çok sık takip ederdim.BSO’nun kapanış konserini hiç kaçırmazdım.Şimdi artık İstanbul’a yakınız.Daha çok İstanbul konserlerini takip ediyorum.
“İyi ki piyano çalıyorum, çünkü”… Bunu nasıl tamamlarsın?
Herşeyden önce kendimi en rahat bu şekilde ifade edebiliyorum.Eğer piyano çalmasaydım beni bu kadar mutlu edecek başka bir şey bulabileceğimi düşünmüyorum.Sahnede hem mutlu hem de heyecanlı hissediyorum.Ve bu his çok hoşuma gidiyor.
Konser piyanistleri arasından “favorilerin” kimler? Kendine kimleri örnek alırsın?
Dünyanın en iyi Chopin yorumcusu olan ve yetiştirdiği öğrenciler ve akademisyenlerle uluslararası alandaki başarılı piyanistimiz Gülsin Onay,Nazım Orotoryosu -ki canlı izleme fırsatım oldu- ve birçok önemli bestesi ile ülkemizi dünya çapnda temsil eden Fazıl Say,Brüksel Kraliyet Konservatuarı gibi çok önemli bir okulda öğrenciler yetiştiren Muhiddin Dürrüoğlu, ülkemizin gururu İdil Biret,özellikle Çağdaş dönem repertuarı ile Metin Ülkü, müzik eğitimine geç başlamasına rağmen dünya çapında elde ettiği başarılar ve İngiltere Kraliyet Koleji’ndeki üstün derecesi ile bizlere örnek olan Emre Şen ve muhteşem caz performansları ile Kerem Görsev örnek aldığım,severek takip ettiğim piyanistlerdir.
Peki kendine dair hayallerin nedir? Konser piyanistliği mi, akademisyenlik mi, yoksa tamamen başka bir alan mı?
Şu anda yurtiçi ve yurtdışındaki konservatuar sınavlarına hazırlanıyorum. Müziğimi ve kendimi geliştirerek iyi bir konser piyanisti olmak istiyorum.Bu alanda örnek aldığım sanatçılarımızı takip ederek,ben de ülkemi uluslararası alanda gururla temsil etmek istiyorum.
Şu anda repertuarında hangi eserler ve besteciler var? Repertuarını nasıl geliştirirsin?
Farklı dönemlerdeki eserleri repertuarıma almaya özen gösteriyorum.Eserleri müzikal olarak çalışırken tarihsel hikayelerini de öğrenmeye önem veriyorum.Farklı dönem eserlerini repertuarıma alarak müziğimde teknik çeşitlilik olmasa imkan veriyorum.2021-2022 senesi için J.S.Bach,W.A.Mozart,Clementi,F.Chopin,F.Burgmüller,Bella Bartok,
Fazıl Say,F.X.Dusek,Carl Czerny,J.Williams,N.Bera Tagrine,McCabe,N.D.Joio, A. Khachaturian eserlerini repertuarıma aldık.Yaz dönemi itibarı ile Viktoriya öğretmenim ile birlikte önümzdeki yılın repertuar çalışmalarına başladık.
Önümüzdeki sene Mendelsshon, Schumann, Rachmaninov, Schubert, Lizst, Czerny, J.S.Bach, Gershwin, Joplin, Kuhlau,Scarlatti eserlerini hazırlamaya başladık.Yine yarışma ve konserler için ayrı repertuarlar oluşturuyoruz.Geçtiğimiz sene içerisinde çalarken beni en çok etkileyen eser Kumu Ballad ve Schindler’in Listesi oldu.Bu iki eser beni diğerlerinden çok daha farklı etkiledi.
Senin “başarı” kriterlerin nedir? Başarmak için neler yapmak gerekir? Başarısızlıklar da başarıya dahil mi sence?
Başarısızlıklar başarıya giden yolda en önemli noktalardan biri.Başarısızlıklar sayesinde kendimizi,nerede olduğumuzu ve gitmemiz gereken yolu anlıyabiliyoruz.Başarı hedefe ulaşmaktır.Ama hedefe ulaşmak kadar,oraya nasıl gittiğiniz de önemlidir.
Kendi bestelerin de oluyor mu peki arada?
Eskiden daha düzenli bir şekilde yapardım. Açıkçası şu sıralar çok yoğun olarak beste yapmıyorum.Ama yine de küçük deneme ve çalışmalarım var.
Günün birinde müzik alanında bir otorite olsan, Türkiye’de müzisyenlerin hangi sorunlarına çözüm bulmak için çabalardın? Sen müzik eğitimin sırasında nasıl sorunlar yaşadın?
Ben şanslıydım.Çünkü yaşadığım şehirde sahip olduğum yeteneğimi yönlendirebilecek ve geliştirecek iyi okullar ve öğretmenlerle karşılaşabilim.Malesef her çocuk bu kadar şanslı olamayabiliyor.Günün birinde müzik alanında bir otorite olabilirsem ülkemde her çocuğun bu eğitime ulaşabilmesi için çalışırdım.Müzik ne yazık ki çok ciddiye alınmıyor.Hak ettiği önemi kazanması için elimden geleni yapardım.
Almanya’ya dönme hedefin var mı yeniden?
Önümüzdeki yıl Almanya,Avusturya,İngiltere ve Belçika’da birkaç okulun sınavlarına girmeyi planlıyorum.Başarılı olursam bu ülkelerden birine gitmeyi düşünebilirim.
Seninle aynı yoldan ilerleyen diğer piyanistlere üç tane “altın öğüt” verecek olsan bunlar neler olurdu?
Çok çalışsınlar,umutlarını hiç kaybetmesinler ve her zaman ufuklarını açık tutsunlar.
Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler. Yolun sonsuz açık olsun.