
2005 yılında İzmir’in Balçova ilçesinde doğan Duru Karadağ, ilkokul ve ortaokul eğitimimi Fethiye’de tamamladı. Yedi yaşında piyano eğitimine başladı. 2019 yılında Litvanya Büyükelçiliği’nde, Büyükelçiye piyano çalması ise piyanistlik hayallerinde önemli bir dönüm noktası oldu.
2019 yılında Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı’nı birincilikle kazanan Karadağ, piyano bölümü piyano bölüm başkanı Gökçe Göktepe ile piyano çalışmalarına başladı. Acapella Sanat evinde İlay Çakmak’a eşlik etti. 28 Kasım 2021’de ise Gülsin Onay ile birlikte Masterclass gerçekleştirdi ve Masterclass sonrasında dinletide piyano çaldı. Eğitimine Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı’nda Gökçe Göktepe ile devam etmekte olan ve “Güzel müzik benim için ruhumu saran bir kitaptaki hikayenin içine girer gibi beni alıp hayal dünyasına götüren sanattır” diyen Duru’yu tanımanızı çok isterim:
Sevgili Duru, 14 yaşında Litvanya Büyükelçiliğinde büyükelçiye piyano çalmışsın. O anları anlatır mısın bize? Hangi eserleri seslendirmiştin? Heyecanlanmış mıydın?
Chopin nocturne No20 in c sharp minor çalmıştım. Ben eseri karşı tarafa güzel bir dille anlatmaya odaklandığım için elimden gelen en iyi şekilde eserimi çaldım. Resmi bir yerde olduğumun bilinci tabiki de bana tatlı bir heyecan vermişti.
Aynı sene Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuarı’nı birincilikle kazanmışsın. Sence başarı ne demek Duru? Sende yetenek, çalışkanlık ve tutku eş zamanlı ilerliyor sanırım.
Başarılı olmak için emek vermemiz, hayatımızdaki bazı şeylerden fedakarlık yapmamız gerekir. Bu yolculukta önümüze bir çok engel çıkar ben bu yoldaki tüm zorluklara rağmen pes etmeden azim ve hırsla iddialı olarak hedefime ulaşmak için elinden gelen tüm eforu sarfederek ilerlemeye devam ediyorum. Bence başarı yolunuza ne çıkarsa çıksın yılmadan devam etmektir. Hayalinize ulaşmak için elinizden gelen herşeyi yapmak demektir.
Evet bu konuda kesinlikle haklısınız yetenek, çalışkanlık ve tutku bende aynı zamanda ilerliyor. Tutkuyla çalışıyor ve yeteneğimin farkına varıp olabildiğince elimden geleni yapmaya devam ediyorum.
Peki müziğe olan bu yeteneğini ilk kim fark etmişti ve seni nasıl yönlendirmişti?
Çok küçük yaşlarda müziğe olan ilgimi biricik Annem farketmişti. Ve beni piyanoya yönlendirmişti. İyi ki yönlendirmiş, onun sayesinde buralardayım.
Gülsin Onay ile yaptığın ustalık sınıfı sana neler kazandırdı?
Büyük bir sanatçı ile çalışmak bana çok büyük bir onur verdi. Piyanoda bana gösterdiği teknikleri dışında duruşunu ve tavrını her zaman örnek alacağım bir sanatçıdır Gülsin Onay. Bu ülkenin Gülsin Onay gibi bir sanatçıya sahip olması ve biz gençleri her anlamda yol göstermesi bizim için çok büyük bir şanstır. Düzenlenecek her eğitime katılmayı her zaman mutlulukla isterim.
Eğitimine alanının önemli eğitmenlerinden Gökçe Göktepe ile devam ediyorsun. Öğretmeninin sana söylediği ve hiç aklından çıkmayan öğütler hangileri?
Başarılı olma yolunda kendi yolumdan şaşmadan ilerlememi öğütler Gökçe hocam. Her zaman beni her konuda desteklemiştir. Bu yolda bana en iyi şekilde rehberlik eden hocamdır.
Nasıl bir çalışma temposu izliyorsun her gün? Belli bir disiplin içerisinde mi ilerlersin, yoksa yeni öğreneceğin eserlerin zorluk derecesine göre mi ayarlarsın?
Eserlerime başlamadan önce çeşitli teknikler ve gamlar ile ellerimi ısıtıp parmaklarımı açıyorum. Belirlediğim eserleri önce deşifre ediyorum sonra eserin nüansları, nerede pedal kullanacağım ve ne şekilde teknik çalışacağıma karar verip disiplinli bir şekilde çalışıyorum.
Yaşıtların arasında klasik müzik sevgisini nasıl değerlendiriyorsun?
Tabiki benim yaşıtlarım arasında klâsik müzik çok tercih edilen bir müzik türü değildir. Bunun farkındayım. Ancak benim fikrime göre klasik müzik hiçbir zaman değerini yitirmeyen her dile ve her yaş grubuna hitap eden bir müzik türüdür. Ben bu müzik türünün dinlendikce daha çok seçileceğini düşünüyorum.
Sık sık klasik müzik konserlerine gider misin? Mesela sahnede piyanist gördüğünde onun tekniklerini inceleyip kendine dair hayaller kurar mısın?
Çok sık olarak konserlere giderim. Ve izlediğim piyanistlerin tekniklerini inceler ve kendime nasıl bir yarar katabileceğini gözlemlerim.
Şu dönemde kur sebebiyle hayal olarak kalsa da ileride yurtdışında okuma hayallerin var mı?
Şimdilik hayal gibi görünse de bu hayalimi gerçekleştirebileceğime inanıyorum ve ileride ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğimi düşünüyorum.
Kendine örnek aldığın konser piyanistleri kimler?
Kendime örnek aldığım piyanistler Fazıl Say, Gülsin Onay, Cem babacan, İdil Biret, Martha Argerich, Krystian Zimerman.
Şu ana kadar çalmakta en çok zorlandığın eser veya besteci kim Duru?
Şu ana kadar çalmakta zorlandığım eser olmadı. Fakat çalmayı istediğim zor eserler var. Eserlerin zorlukları kişiden kişiye değişir. Eser herkese göre zor olmayabilir. Kişinin el yapısı ve kaslarının gücüne göre değişir.
Çalmayı çok istediğim ve onun için çalıştığım eser Chopin Winter Wind Op.25 No. 11.
Peki bir eserde zorlandığında nasıl bir deşifraj yöntemi izlersin?
Eserde zorlanırsam belirli teknik çalışmalarını yaparım ve eserin bozulmasını sağlarım veya zor bulduğum eseri çalmadan önce başka teknik etütler çalışıp zor esere kendimi hazır hissederim.
Senin için güzel müzik ne demek?
Güzel müzik benim için ruhumu saran bir kitaptaki hikayenin içine girer gibi beni alıp hayal dünyasına götüren sanattır.
Bir konser piyanistini ön plana çıkaran, onu dünya çapında tanınmış kılan özellikleri nelerdir sence?
Çaldığı eserleri en iyi şekilde çalması yanı sıra esere tutku ve kendi yorumunu katarak dinliyicilere hem görsel hem işitsel bir şekilde sanatını sunmasıdır.
Peki son olarak gelecekten beklentilerin ve yakın tarihli projelerin neler?
Yakın zamanda hazırlandığım birkaç piyano yarışması var. Hedefim onlarda başarı sağlamak ileride de önce kendi ülkemde sonra da yurt dışında iyi bir konser piyanisti olmayı hedefliyorum
Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.