Bizi Bilim Kurtaracak!

MENEKŞE TOKYAY

Bir toplumda bilim insanları arttıkça, bilim cinsiyetler-ötesi bir meslek alanına dönüştükçe, bu konuda kadınlar ve kız çocukları teşvik edildikçe, imar afları değil bilim bursları, sorumsuz müteahhitler değil insanlık yararına buluş yapan bilim kadınları olacak gündemimiz… 

Günlerdir devasa bir enkazın içinden, kapkara patikalardan, kaygı, öfke, gözyaşı yüklü sınamaların molozlarından bata çıka ilerliyoruz. 

Hayat her ne kadar kendi ritminde akmaya çalışsa da, aklımız, kalbimiz, hislerimiz hep acılı insanlara doğru meylediyor. 

Bir yandan da tüm bencilliğiyle hayat akıp gidiyor. Ve hep başka cephelerde başka sorunlar da ayrı bir kulvardan kendini gösteriyor. 

Örneğin bugün Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü. Ama onu düşünecek, bu konuda fikir ve öneri üretecek gücü bulduğumuzda, enkaz altında canını, yuvasını, yakınını kaybetmiş insanlarla duygudaşlığımız zayıflayacakmış gibi hissediyoruz. 

Oysa bizi bilim kurtaracak. Çünkü bilime kulak verilmeyen, mühendislerin ve müteahhitlerin evladiyeliklerini yapmaya odaklandığı, zemin etütlerinin hiçe sayıldığı, insan canıyla alay edildiği bu çağdan eminim siz de benim gibi nefret ettiniz, etinizle kemiğinizle nefret ettiniz. 

Dolayısıyla, bugün, erkeklerin baskın olduğu ve bir zamanlar neredeyse “cinsiyetlendirilmiş bilim” alanında kendilerine konan tüm engeller ve yöneltilen önyargıları cesaretleri ve inatlarıyla aşıp büyük keşiflere imza atmış olan bilim kadınlarını anmamız ve örnek almamız için ideal bir fırsat… 

Bir toplumda bilim insanları arttıkça, bilim cinsiyetler-ötesi bir meslek alanına dönüştükçe, bu konuda kadınlar ve kız çocukları teşvik edildikçe, imar afları değil bilim bursları, sorumsuz müteahhitler değil insanlık yararına buluş yapan bilim kadınları olacak gündemimiz… 

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 2021 Bilim Raporu’na göre dünya çapında STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarını seçen kadınların oranı sadece yüzde 33. 

Küresel düzeyde kadınların ve kız çocukların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında daha fazla yer almaları, bu alanlara katkı sağlayıp toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin giderilmesi amacıyla farkındalık doğurmaya yönelik olan bu gün, Türkiye açısından da özel bir anlam içeriyor. 

Zira Türkiye’de STEM alanlarından mezun olan kadınların oranı, UNDP verilerine göre, yüzde 34,7. Ayrıca PISA sınavlarında üstün başarı düzeyine ulaşan öğrenci oranı, fen ve matematik alanlarında genellikle yüzde 1’in altında kalıyor. 

Dahası da var. Üniversite yerleştirmelerine baktığımızda ilk 1000’de yer alan sayısal bölüm öğrencileri arasında STEM alanlarına yerleştirilenlerin oranı erkeklerde yüzde 81,3 iken tahmin edin kadınlarda kaç? Yüzde 18,6! 

Rol Modeller Çok Fazla 

Kök nedenlerine inelim: Kız çocukları bu alanlara yönelmeleri konusunda yeterli ve sürdürülebilir bir danışmanlık almıyorlar; kendilerine yol gösterilmiyor. Rol modelleri aslında çok fazla: Radyoaktivite üzerine çalışmalarıyla iki farklı alanda Nobel ödülü kazanan Polonya asıllı kimyager-fizikçi Marie Curie var; kromozomları koruyan telomerlerle ilgili değerli çalışmalarıyla bilinen Elizabeth Blackburn var; dünyanın ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilen matematikçi Ada Lovelace var; Amerikalı ilk kadın astronom Maria Mitchell var; Hindistan’ın ilk kadın botanikçisi Janaki Ammal var; DNA ve virüs yapıları üzerine yoğun araştırmalar yapmış olan Rosalind Franklin var; çocuk yaştayken dinozor kalıntılarını keşfeden Britanyalı paleontolojist Mary Anning ve daha niceleri var… 

Bu kadınların çoğu da eğitim ve kariyer olanaklarından yoksun bırakıldıkları, görünmez kılındıkları, erkeklerin gölgesinde bırakıldıkları, ötelendikleri dönemlerde bilime inatla, kararlılıkla büyük katkılar sağlamış kişiler… 

Ayrıca çocuk ve yaşlı bakım yükünün geleneksel olarak kız çocuklarına ve kadınlara yüklenmesi de STEM gibi hem yüksek ücretli hem de yoğun iş yükü gerektiren alanlardan onları uzaklaştırıyor. Ev hayatını sekteye uğratmayacakları, çalışma saatleri daha “elverişli” meslekler pompalanıyor. Kız çocuklarının bilinçlenip meslek seçimine yöneldikleri ilk yaşlardan itibaren üzerlerinde toplumun hegemonik baskısı yeniden ve yeniden üretiliyor. 

Aslında işin özünde de şu soru var: Mesleklerin daha küçük yaşlardan itibaren cinsiyetlendirilmesi doğru mu? Sosyalizasyon sürecinde aktarılan patriyarkal değerlerde artık bir revizyona gitme vakti, kadını yok sayan klişeleri bilim lehine yapısöküme uğratma zamanı çoktan gelmedi mi? Ve en önemlisi de, toplumsal cinsiyet kalıplarının yıkılması konusunda daha neler yapılabilir ki kadınlar arasında STEM alanlarına yönelim artsın? 

Türkiye’de Teşvik Gerek 

Türkiye’de lise çağında kız çocuklarının STEM alanlarına yönelmesi için daha fazla teşvik kullanılması, bu bölümleri seçenlere burs verilmesi ise bir süredir gündemde. 

Öncelikle eğitim sisteminin her aşamasında, farklı pedagojik gelişim düzeylerine uygun şekilde, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair derslerin müfredata konması, bu konudaki farkındalığın üniversitede değil, çok daha önceden, kız çocuklarında birer değer yargısı olarak verilmesi de gerekiyor. 

Zira kız çocuklarından “hanım hanımcık” davranmaları, boy boy çocuk büyütmeleri değil, dünyadaki değişimin parçası olmaları, üretmeleri, eğitim ve istihdam kademelerinde daha çok yer almaları, bilim alanında görünmezlik duvarlarını yıkmaları isteniyor. 

Ne güzel demişti Einstein, “atomu kırmak, önyargıları kırmaktan daha kolay”. Son dönemde STEM’i sevdirmek üzere mağazalarda ve online eğitimlerde özellikle kız çocuklarına yönelik giderek daha fazla seçenek gündemde. Patriyarkal kapitalist sistem bile STEM alanlarındaki toplumsal cinsiyet dengesizliğini düzeltmek için kolları sıvıyor, oyuncaklar ve eğitim modülleri bile bu açıklığı gidermeye yöneliyor. 

STEM alanlarında çalışacak olsa da olmasa da bu alanlardaki eğitim tüm çocuklarda derin ve uzun süreli odaklanma, rekabetçi olma ve problem çözme becerilerini artırma açısından etkili. Dünya, gezegenler, uzay, moleküller, kodlama gibi alanlarda kız çocuklarına erken yaşta daha fazla bilgi akışı son dönemde tam da bu yüzden artışta. Hangi oyuncak dükkanına girerseniz girin mutlaka kodlama robotları veya deney oyuncakları gibi eğitici oyuncaklarla karşılaşıyorsunuz. 

Uçan Süpürge’nin STEM Araştırması 

Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, 2018-2019 eğitim döneminde 20 ilde 40 Anadolu lisesinde henüz alan seçmemiş 14-16 yaş grubundaki kız çocukları ile STEM alanına dair algı ve tutumlarını ölçen bir araştırma yürütmüştü. 

Araştırma raporunda çarpıcı bir tespit vardı: “Kültürel olarak matematik ve bilim erkek, beşerî bilimler ve sanat alanları daha “dişil” alanlar olarak işaret edilmekte ve medya, TV ve sinema endüstrisi de bu algıyı destekleyecek kalıplar kullanmaya devam etmektedir. STEM alanlarında çalışan kadınların yaşadığı sıkıntılar sonucu alanı terk etmeleri, araştırma fonlarından yeterince pay verilmemesi, ücret eşitsizliği gibi erkek egemen toplumsal kültürün yarattığı sorunlar hâlâ çözülmeyi beklemektedir.

Araştırma bulgularına göre; kız çocukları bu alanlara yoğun ilgi duysa da hangi meslek gruplarının STEM ile ilgili olduğu konusunda yeterince bilgili değil. Dolayısıyla, alan tanıtımları, kız çocuklarının bu alanlara yönelimini artırmada kilit önemde.

Aynı araştırmada ilginç bir detay daha var: Kız çocuklarının yüzde 45’i, ağızlarıyla kuş tutsalar dahi bilim insanı olamayacakları gibi bir ön-kabulle yaşıyorlar. Çünkü bunun için gereken kişilik özelliklerine sahip olmadıklarını düşünüyorlar. 

Koç Üniversitesi öğretim üyesi, kimya mühendisi Prof. Seda Keskin Avcı ise, bu algının yavaş yavaş değişmeye başladığını gözlemliyor. Kendisi geçen sene kimya mühendisliği alanında etki yaratmış isimlerin bilim dünyasıyla paylaşıldığı Chemical Engineering Research and Design (ChERD) dergisinin 2022 yılında ilan ettiği “Dünyanın En Seçkin 20 Bilim Kadını” listesinde yer almıştı. 

Prof. Avcı, birçok uluslararası proje başvurusunda, çocuk sahibi kadın araştırmacılara ek başvuru süresi tanındığını, böylelikle bilim alanlarında çalışmanın teşvik edildiğini söylüyor. 

“Bilimde disiplinler arası çizgiler artık bulanıklaşıyor. Kadınlar bilimde azınlık değil. Ancak erkeklerin halen domine ettiği STEM alanları da mevcut” diyor Prof. Avcı. 

STEM Farkındalık Projeleri Devam Ediyor 

UNESCO da 2019 yılında Kocaeli’nde ve Diyarbakır’da Kızlar için STEM Okulu projesini gerçekleştirmiş, 200 kız öğrenciye bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında eğitim vermişti. 

Haydi Kızlar OkulaBaba Beni Okula Gönder gibi eğitim seferberlikleriyle Türkiye’de kız çocuklarının okullaşmasında ve eşit olanaklara sahip olmasında ciddi bir sıçrama kaydedildi. Geçen sene de Bilim Kızları Akademisi Projesi’yle STEM alanlarında altı ilde 15 okulda 200 kız öğrenciye eğitimden danışmanlığa dek birçok alanda burs ve destek verilmesi, özel sektörde staj imkânı sağlanması öngörülüyor. Çünkü STEM alanlarını tanımak ile bu alanda meslek seçme isteği arasında güçlü bir bağlantı var. 

Kız olsun erkek olsun STEM alanlarını seçen bilim insanlarımızı elimizde tutacak bir sosyo-politik ve ekonomik ekosistem oluşturmamız şart. Son verilere göre STEM alanlarında diplomalara sahip olup Almanya’ya göç edenlerin sayılarında patlama yaşanırken, Hindistan’dan sonra Türkiye ikinci sırada yer alıyor. 

Eğitim temel bir insan hakkıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması da temel bir yurttaşlık hakkıdır. Kız çocuklarının güçlendirilmesi ve eğitim yoluyla toplumun saygın ve üretken bir bileşeni hale gelmesi ise, sürdürülebilir kalkınma ve bir ekonominin rekabetçi gücü açısından yapbozun en temel parçasıdır. 

Kadın yoksulluğu sadece kadınların ekonomik kaynaklara erişimindeki engeller değildir. Kadın yoksulluğu, kız çocuklarının eğitim imkânlarından yararlanamaması, kariyer hedeflerinin baltalanması, düşük ücretli işlerde istihdam edilecek şekilde bir eğitim almasını da içerir. Katma değeri yüksek alanlarda eğitim verip kız çocuklarına dünya çapında rekabetçi beceriler kazandıralım ki “Avrupa bizi kıskansın”. 

Eğitimde Fırsat Eşitsizlikleri

İşte tam da bunun için eğitimin tüm kademelerinde -özel ve devlet okulları arasında fark gözetmeksizin- matematik ve doğa bilimlerinin kız çocuklarına tanıtılması, sevdirilmesi ve bu alanlarda bir kariyerin cesaretlendirilmesi için kamu, sivil toplum ve akademinin eşgüdümlü çalışması gerekiyor. STEM kariyerleri, geleceğin ve günümüzün ekonomisinin temeli olarak görülüyor ve bu alanlar kadınların istihdamı için önemli bir fırsat kapısı aralıyor. 

Prof. Selçuk Şirin, Ya Adalet Ya Sefalet: Daha Yaşanır Bir Türkiye için 7 Mesele-7 Reçete adlı son kitabında tüm öğrencilere temel eğitimde iyi bir fen ve matematik becerisi kazandırmamız, bunun için de eleştirel düşünce ve problem çözme yetilerini erken yaşta vermemiz gerektiğini söylüyor (sf. 149). Yani, okul-öncesinden başlayarak müfredatın odağına STEM becerilerini koymalıyız. Eldeki verilere göre, okul-öncesine yapılan her bir yatırım, yedi kat geri dönüyor. 

Ayrıca, Prof. Şirin, fen liseleri modeline benzer elit fen ve teknoloji liselerinin yaygınlaşmasını öneriyor. 

Yıllığına yüz binlerce lira akıttıktan sonra kız çocuğunun kodlama öğrendiği bir özel okul ile, ekonomik koşulları elvermediği için mahallesindeki devlet okuluna giden bir başka kız çocuğunun okuduğu devlet okulu arasında ideal dünyada hiçbir fırsat eşitsizliğinin de olmaması gerekir. 

Ayrıca medyaya da bilim kariyerlerini cinsiyetlendirmemek, kadına biçilen rollerde patriyarkal kodları yeniden üretmemek konusunda büyük sorumluluk düşüyor. Canan Dağdeviren, Özlem Türeci, Türkan Saylan gibi rol modellerin özellikle STEM alanlarında kız çocuklarının ve kadınların eğitim ve kariyer teşviklerinde daha fazla işlenmesi de önemli. 

Ne güzel demiş vaktiyle Marie Curie: “İnsanlar konusunda daha az, fikirler konusunda daha çok meraklı olun”… Bizim de kız çocuklarına “STEM konusunda daha çok meraklı olun” deme ve bilim kadınlarına dair başarı öykülerimizi artırma vaktimiz geldi. 

Ve her şeyden önce; BİLİME KULAK VERİN. 

https://www.perspektif.online/bizi-bilim-kurtaracak/

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s